Satıcıların tezgâhlarını açma telaşlarını izlemek başlı başına bir olaydır. Nasıl bir dayanışma içinde güne başladıklarına tanıklık edin. O arada çaycı tezgâhtan tezgâha dolaşmakta, taze demlediği çayı gezdirmektedir. Simitler, ev açması börekler ikram edilerek bir taraftan şemsiyeler açılır, güne başlanır. Bilirsiniz bazı ilişkiler açık bir zarf gibidir. Kolayca içine süzülürsünüz. Ben de “Günaydın, hayırlı işler” dileklerimle onların bu telaşına katılmış olur; onlar adına mutlanırım. Neşeli bir giriş olur bu. Sizi güzel şeylerin beklediğini sezersiniz sanki. Ve çoğu kez umduğunuzu bulmuşsunuzdur. O andan itibaren bir müşteri gibi değil, herhangi biri gibi değil, bir dost olarak onlara karışmış olursunuz.
O noktada yaşamım başka bir boyuta geçer. İçimde kuytu bir köşede esneyip tembellik etmiş ne kadar duygu varsa hepsi çığlık çığlığa bağırır durur. Bu öylesine bir coşkudur ki, beni çocuklaştırır. Yavaş yavaş pazaryeri dolmaya başlar, havada kontrolsüz uçuşup sağa sola çarpan konuşmalar çoğalmaya başlar. Yaratılışın bu büyük görkemi ile karşı karşıyayımdır. Orada gördüğüm her nesne bende farklı bir anlam taşımaya başlar. Pazaryeri alın terinin, emeğin, hayat gailesinin, yaratıcılığın mekânına dönüşür. Yaşamın nasıl üretildiğinin, nasıl yinelendiğinin canlı örneği olarak durur karşımda. Bereketin çoğul sevincini yaşatır bana. Ümit etmeyi hatırlatır; yarın duygusunu sağlamlaştırır. Çarşı-pazarda olmak, hayatlar hayal etmektir. Bize başkalarının hayatını açar. Evlerine, odalarına, mutfaklarına, hikâyelerine…

Son dönemde isminden sıkça söz ettiren Alaçatı, tatilcilerin gözde yerlerinden birine dönüştü. Ege’nin bu lavanta kokan şirin kasabası, artık ülkemizin en popüler tatil yerleri arasında yer alıyor. Rengârenk pencere ve kapıların süslediği cumbalı taş evleri, begonvillerin ve sardunyaların sarmaladığı Arnavut kaldırımlı sokakları, lavanta kokulu hediyelik eşya dükkânları, mavi tahta sandalyeli ve yöreye özgü motiflerle işlenmiş masa örtülerinin süslediği kafe ve restoranlarıyla pek keyifli bir atmosfere sahip.
Alaçatı’da yapmanız gereken bir şey varsa o da şirin kasabanın Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında yürümek. Aniden karşınıza birbirine yakın iki ağaç çıkar. Birbirlerine o kadar yakındırlar ki, birisi iki dalın arasından diğerinin üzerine eğilmiş, sanki kucaklaşıyormuş gibi görünürler. Siz de onların bu coşkusuna katılırsınız. Deli dolu taşkınlığınızı sevin, içinizden mutlaka bir şarkı mırıldanın, bir şiir, bir müzik parçası size eşlik etsin. Pür dikkat kuşlara kulak verin; kuşların çıldırdığını, kendilerinden geçercesine şarkılar şakıdıklarını dinleyin. Güzel bir gün yaşayacağınıza inanın. Gülümseyin.
Dünyadaki herkes gülümseyebilirse bir daha hiç savaş, hiç çatışma olmayacağını, dünyada sonsuza kadar barış ve mutluluğun egemen olacağını düşünün. Ekonomideki adaletsizliğe, çevrenin ihmal edilişine, altyapının çöküşüne, anlamsız savaşlara, zenginle yoksulu ayıran uçurumun giderek büyümesine karşısınız biliyorum. Tüm bu olumsuzluklar bir günde yaratılmadı. Bir günde de yok olamayacak. Dünyaya aitiz, dünyanın tüm sorunlarıyla iç içe yaşıyoruz. Unutmayın ki, tarihin her anı kendi sorunlarıyla, kendi adaletsizlikleriyle dolu ve her dönem kendi efsaneleriyle kendi erdemlerini üretiyor. Yaşıyorum, insanlığımı hissediyorum deyin. Yaşama asılın. Özgürlük her şeyin üzerinde. Kaybolmaktan korkmayın. Tarihi taş evleri ve birbirinden ilginç dükkânları görünce buna değiyor.
Her cumartesi Alaçatı merkezinde kurulan büyük pazarda yok yok! İzmir ilçelerinden ve Alaçatı’nın yakın köylerinden gelen pazarcılarla yaklaşık 30 bin metrekare alanda kuruluyor. Her cumartesi kurulan pazar, büyüklük açısından Türkiye’nin ilk on pazarı arasında. Yakın köylerde üretim yapan köylülerin lezzetli doğal ürünlerini alın. Pazardan reçel almayı ihmal etmeyin, hangi ürünlerden nasıl leziz reçeller yapıldığını görün. Börtü böcek, tekstil konfeksiyonlar derken nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Havlular, keten örtüler, yatak örtüleri, her çeşit zücaciye, incik boncuk, renkli renkli bileklikler, halhallar… Her bütçeye hitap eden ürünler…yaratıcılık ne varsa burada… ayrıca bu kocaman pazarın içinde, ağaçların altında dinlenme yerleri bulabileceğiniz gibi, el açması gözlemeler yapan kafelerde bir mola verin. Kısaca, yolu düşen herkesin en az bir kere uğraması gereken oldukça şirin, sıcak bir yer Alaçatı Pazarı. Şenlik yeri gibi kıpır kıpır, rengârenk.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.