Doğada belli bir rezerv ile varolan fosil yakıtlar yoluyla sağlanan enerjinin yerine rüzgar gibi, güneş gibi, jeotermal enerji gibi, dahası biyolojik atıklardan enerji üretimini ifade eden biyogaz gibi kaynakları yenilenebilir enerji kaynakları olarak isimlendiriyoruz. Kendi kendisini rezerve edebilen, kendi kendini üretebilen, bu yolla doğayı kirletmeden temiz enerji üretebildiğimiz kaynakları bugün daha çok önemsiyoruz.

Fuarın bu yılki katılımcılarından biri olan İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), enerji temasına 8-12 yaş grubu çocuklara yönelik “Yenilenebilir Enerji Atölyeleri” düzenleyerek yeni bir yorum getiriyor. Yenilenebilir Enerji Atölyeleri ile çocukların yenilenebilir enerji kaynakları hakkında bilgi ve farkındalık seviyelerinin geliştirilmesi, enerji verimliliği ve çevre hakkında duyarlılıklarının artırılması, yenilenebilir enerji kaynakları ile çalışabilen oyuncaklar tasarlayarak bu konudaki bilgi ve hayal güçlerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Atölyelere katılan çocuklar yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çalışan oyuncaklar tasarlarken, atölye deneyimi ve bilgi paylaşımı ile çalışmadan oldukça memnun ayrılıyorlar.

2014-2023 dönemini kapsayan İzmir’in ana strateji dokümanı İzmir Bölge Planı’nda ve uluslararası danışmanlık firması Ernst & Young tarafından hazırlanan “İzmir Yatırım Tanıtım Stratejisi” raporunda, yenilenebilir enerji sektörü İzmir’in sürdürülebilir kalkınması için anahtar sektörlerin başında tanımlanıyor.
Yine İZKA desteğiyle hazırlanan İzmir Yenilenebilir Enerji Sektör Analizi, İzmir’in rüzgar, güneş, biyokütle ve jeotermal enerji başta olmak üzere yenilenebilir enerji konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve bunun değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu stratejilerde İzmir’in sürdürülebilir kalkınmasında, yenilenebilir enerji alanında yatırımların artırılması, yenilenebilir enerji üretmeye yönelik teknolojilerin İzmir’de üretiminin yaygınlaştırılması, bu sektörün işgücü ihtiyacının İzmir’de yetiştirilmesi hedefleri tanımlanıyor.
İzmirliler’in yenilenebilir enerji konusunda farkındalığının artırılması da diğer önemli bir diğer hedef. Bu çalışmaların sonucunda İzmir’in önümüzdeki dönemde, sadece Türkiye’nin değil Doğu Avrupa ve Ortadoğu bölgesinin de yenilenebilir enerji cazibe merkezi haline gelmesi amaçlanıyor.
Peki İzmir için bu denli önemli ve vazgeçilmez bir alan olan yenilenebilir enerji konusunda, temiz enerji kaynakları konusunda biz, İzmirliler, üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
WWF (Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından yayınlanan Yaşayan Gezegen Raporu, 2020’ye kadar yeryüzündeki canlı popülasyonlarının üçte ikisini kaybedebileceğimize dikkat çekiyor. Bu yok oluşu tetikleyen beş büyük sorundan ikisini iklim değişikliği ve kirlilik oluşturuyor. Tabi esasında bu iki başlık birbirini besleyen sorun alanları aynı zamanda. Bu gidişatı tersine çevirebilecek olan çözüm önerileri de raporda kendine yer buluyor. Doğal sermayenin korunması ve enerji ve gıda sistemlerinin dönüştürülmesi, yani yenilenebilir enerjiye geçişin sağlanması çözümün ilk basamağı.
Bize düşen sorumluluk, kendi yaşamlarımızı olabildiğince temiz enerji kaynaklarına açmak. Fosil yakıtların tüketiminde bugüne dek sürdürdüğümüz fütursuz tüketime bir son vermek. Doğaya bıraktığımız karbon ayak izimizi küçültmek. Evlerimizde, iş yerlerimizde, yaşadığımız kentlerde olabildiğince yenilenebilir enerji sistemlerinden yararlanmak, yeni nesillerimizi bu kültür ve bu bilinçle yetiştirmek ve doğamızı biçim ve işlevleriyle koruyarak, sınırlı kaynaklara sahip bir “mavi gezegen”de yaşadığımızı unutmamak.
Dünya bizim evimiz. İzmir ise bizim incimiz.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.