Günümüz hakim uygarlık anlayışımızı çimento ve beton tutkusu belirliyor. Sağlıksız, üretmeyen ekonomi, kent rantları üzerinde sahte canlılıkla ayakta durmaya çalışıyor. Kentlerde bulduğumuz her alanı rant olarak değerlemek günümüzün en karlı girişimi. Kent merkezinde ve yakınında bulunan tarihi ören yerleri telafisi olmayan yıkım ile karşı karşıya.
Tarihi ile kavgalı kentsel rant düzeninin tüm olumsuzluklarını çarpıcı şekilde Ege’de görmek mümkün. Çankaya semtinde tarihi Agora’nın bitişiğindeki çok katlı otopark çarpık tarih ve uygarlık anlayışımızın beton sembolüdür.

Uzun yıllardır tarihi değere sahip ne kadar taş, mermer kütle var ise kendi inşaatlarımızda kullanmaktan çekinmedik. Yurt dışında olsa mücevher titizliği ile korunacak olan tarihi taş ve mermer kütleler ülkemizde bazen bahçe duvarı oldu bazen de temel beton ihtiyacımızı karşıladı.

Manisa’da Turgutlu Devlet Hastanesi bahçesindeki kafeteryada sehpa olarak kullanılan mermer parçasının 1800 yıllık Antik Roma Dönemi’ne ait olduğu belirlenmişti. Duyarlı bir vatandaşın ihbarı üzerine Manisa İl Kültür ve Turizm Müze Müdürlüğü müdahil oldu. Kafeterya bahçesinde üzerinde köfte ekmek yenilen, çay kahve içilen Roma Dönemi’ne ait mermer sütun parçası, Müze Müdürlüğü’nde koruma altına alındı.

Bizler Anadolu hazinesinin eşsiz eserlerini; otopark, kafeterya sehpası, bahçe duvarı olarak kullanmaya devam ettiğimiz sürece, bu coğrafyadan çalınıp mekan ve tarih bağlamından kopuk müzelere hapsolan tarihi eserleri, anavatanına döndürme haklı talebimize kimseyi inandıramayız.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.