Çocuk istismarı yüzümüzü kızartıyor

Son zamanlarda ülke gündeminde ne çok şey yer alıyor… Terör saldırıları, savaş tehdidi, darbe girişimi, ekonomik kriz, şehit olan gencecik askerler, polisler, yaşamını yitiren vatandaşlar… İşleri sadece haber yapmak olan gazetecilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar… Olaylara tepki gösteren akademisyenlere takınılan tutum… Suriye’den göçle gelen, kimi yollarda telef olan, kimi sefalet içinde da olsa ayakta kalmaya çalışan insanların hali… Toplumun tansiyonunu artıran, moral bozukluklarına yol açan olaylar olarak ne yazık ki hep gündemde kalıyor.

Tüm bu olayların yanında, toplumu derinden sarsan önemli bir sorunsa çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarındaki artış. Kız-erkek demeden, çok küçük yaşlarda, kimi zaman ailesinin yanında kimi zaman devletin korumasındayken yaşanıyor. Kimi zaman da emanet edildikleri özel yurtlarda… Çocuklara yönelik cinsel istismar davaları herkesi derinden yaralıyor.

İzmir Barosu, Ocak ayının sonunda İzmir Adliye binası içinde özellikle istismara uğrayan, suça itilen ya da herhangi bir şekilde hakları ihlal edilen çocuklara doğrudan yardımcı olabilmek, aileleri doğru yönlendirebilmek için bir Çocuk Hakları Merkezi açacak. İzmir Barosu’nun Çocuk Hakları Merkezi’nden sorumlu, yönetim kurulu üyesi Avukat İlke Erol hem mağdur hem de suça itilen çocuklarla ilgilenecek bu merkezin aynı zamanda korunma ihtiyacı olan tüm çocuklara yardım etmeyi amaçladığını belirtiyor.

İzmir Barosu’nun sayısı giderek artan cinsel istismar olaylarından dilenen çocuklara, çocuk yaşta evliliklere karşı yoğun bir çalışma içinde olduğunu dile getiren İlke Erol ile İzmir Barosu’nda buluştuk. Çocuklar konusunda karnesi kırıklarla dolu toplumumuzu, istismar davalarında çocukları örseleyen konuları, alınan önlemleri ve yapılan eğitim çalışmalarını konuştuk.

Cinsel suçlar ön planda

İzmir Barosu’nda yıllardır hizmet veren Çocuk Hakları Komisyonu geçtiğimiz yıl Çocuk Hakları Merkezi’ne dönüşmüş.Bir merkeze dönüşünce daha fazla ihbar geldiğine dikkat çeken Avukat Erol, Adliye’nin içinde, Ceza Mahkemeleri bölümünde açılacak merkeze ulaşmanın da daha kolay olacağını söylüyor. Çok yakında acil durumda ailelerin arayıp hukuki yardım için başvurabilecekleri, merkeze ait özel bir telefon numarasının da devreye gireceğini belirtiyor İlke Erol.

Erol, Çocuk Hakları Merkezi’nde sayısı yüzü bulan gönüllü avukatların Ceza Muhakemeleri Kanunu ve adli yardım üzerinden ücretsiz hizmet verdiklerini kaydediyor. Toplumda tepki alan çok sayıda cinsel istismar davasında Çocuk Hakları Merkezi adına görev aldıklarını ve müdahil olduklarını belirtiyor.

Türkiye genelinde işlenen suçların yüzde 46’sının çocuklara karşı işlendiğini, bu suçlarda cinsel istismarın ilk sırada olduğunu söyleyen İlke Erol, “Cinsel suça maruz kalan çocukların illere göre dağılımında İstanbul bin 234 ile birinci, İzmir 786 ile ikinci Adana 528 ile üçüncü sırada yer aldı” diyor. Avukat Erol, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuklara ilişkin verilerine göre; 2014 yılında 1377’u erkek, 9 bin 718’i kız çocuğu olmak üzere 11 bin 95 çocuğun cinsel suçlara maruz kaldığı bilgisini veriyor.

İstismar yakından geliyor

İzmir’in boşanma oranının en yoğun olduğu il olması, göçler, ekonomik kriz gibi nedenlerin bu suçların artmasına etkisini sorduğumda İlke Erol, “Bu söyledikleriniz de belki etkili ama istismar daha çok aile içinden geliyor. Çocuk dediğimizde istismar, pedofili, ensest öne çıkıyor” diyor. Pedofilinin son yıllarda dünyada ve Türkiye’de gizli kalan ama çocuk istismarının en önemli problemi olduğunu vurgulayan Erol, şu bilgileri paylaşıyor:

“Çünkü saldırganın gizli kalması, toplumun içinde yaşayan kariyerli kişiler arasından çıkması söz konusu. Çocukların korkudan yaşadıklarını saklaması, çocukla görüşme yapacak donanımlı uzman sayısının yetersizliği de olayların gizli kalmasına neden oluyor. Türkiye’de yapılmış klinik çalışmanın bulgularına göre ensest saldırganların ise yüzde 57’sini öz babalar, yüzde 4’ünü öz ağabeyler, yüzde 13’ünü yakın akrabalar, yüzde 26’sını ise ikinci dereceden akrabalar oluşturuyor. Ensest en korktuğumuz konulardan biri. Çünkü bu durumda aileler genelde içe kapanıyor ve ulaşmakta zorluk çekiliyor. Ensest ilişkilerin binde biri ortaya çıkıyor. Tecavüzcülerin tahminen yüzde 5’i ortaya çıkarken yüzde 95’i gizli kalıyor. Adliyedeki dört tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili.”

Çocuk İzlem Merkezleri artmalı

Cinsel istismar yaşayan çocukların, öncelikle Sağlık Bakanlığı’na bağlı olan Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) yetkilileriyle görüşmesinin çok önemli olduğuna değinen Avukat İlke Erol, çocukların tekrar mahkemeye çağırılmaması gerektiğine dikkat çekiyor. “Çocuklar yaşadıkları olayı tekrar tekrar anlattığında ciddi biçimde etkileniyorlar. İlerisi için travma riski yaratıyor bu durum” diyen Erol, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“ÇİM’lerde aynalı oda sistemi ile savcı, avukat, adli görüşmeciden oluşan bir ekip oluşturularak çocuğun sağlığının daha fazla bozulmaması için önlem alınıyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde yaşanan bir cinsel istismar olayında mahkemede tacizcisiyle karşılaşmaktan korkan bir çocuk kalp krizi geçirmiş ve yaşamını yitirmişti. Bu nedenle ÇİM’ler hastanelere yakın yerlerde kuruluyor. Çünkü çocukların sorgu sırasında heyecanlandığı, taşikardi yaşadığı saptanmış durumda. İzmir’de bu merkez Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi yakınında hizmet veriyor. Bu merkezler Ankara, Gaziantep, Samsun, Kayseri, Diyarbakır, Bursa, Adana, Antalya’da da var. İzmir bu açıdan şanslı, iyi çalışan bir ÇİM ekibi var burada. Ama bunların sayısı artmalı.”

Baro hemen akla gelmiyor

Cinsel istismar vakası geldiğinde Baro’nun hemen hukuki destek sağladığını anlatan İlke Erol, bu tür olaylardan çoğu kez olay medyaya yansıdığında ya da avukat barodan yardım istediğinde haberdar olabildiklerini belirtiyor. “Olay yaşandığında akla ilk önce Baro gelmiyor, ama Çocuk Hakları Merkezi Adliye’de açıldığında aileler Baro’ya doğrudan ulaşabilecek. Ayrıca merkeze ailelerin yanı sıra rehber öğretmenler ve hatta çocuklar kendileri de başvurabilecek ya da ihbar edebilecekler. Çünkü Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre bu çocukların bir hakkı” diyor.

Çocuk yaşta evlilik

Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşa kadar olan herkes çocuk olarak kabul ediliyor. UNICEF’in verileri ise hem dünyada hem Türkiye’de gerçeklerin farklı olduğunu gösteriyor.

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi Avukat İlke Erol, UNICEF verilerine göre tüm dünyada 700 milyondan fazla kız çocuğunun 18 yaşından önce evlendirildiğini belirtiyor. Türkiye’nin Avrupa’da çocuk evlilik oranının en yüksek olduğu ikinci ülke olduğuna dikkat çeken Erol, “TUİK verilerine göre Türkiye’deki tüm evlenmeler içindeki çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının oranı yüzde 28 ile 35 arasında. 2014 verilerine göre bu sayı 181 bin 36” diyor. Medeni Kanuna göre 16 yaşı dolduran çocukların yaşı büyütülerek evlendirildiğine de değinen Erol, “İzmir Barosu olarak özellikle zorunlu eğitim çağında olduğu halde okula gönderilmeyip evlendirilen çocukların aileleri için caydırıcı önlem alacak bir eğitim çalışması içindeyiz” bilgisini veriyor.

Sorun dağ gibi

Türkiye Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi ilk imzalayan ülkelerden biri aslında. Türkiye 1995 yılında bu sözleşmeye imza atmış, yasalar da çıkarmış olmasına karşın uygulama da sıkıntıları hala aşamamış durumda. Avukat İlke Erol konuştuğumuz konuların yanı sıra sosyal hizmet kurumlarında da çocuk cinsel istismarıyla karşılaşıldığını, yatılı eğitim kurumlarına dikkat çekilmesi gerektiğini dile getiriyor. Erol, çocuklarda madde bağımlılığının arttığına dikkat çekerken, dilendirilen çocuklar konusunun da artarak büyüyen bir soruna dönüştüğünü vurguluyor:

“Çocuklar konusunda sorun çok. İzmir’e göçle gelen Suriyeli aileler konusu var. Mülteci çocuklarda okul çağındaki çocukların okula gidemediğini, sokaklarda su, mendil sattığını görüyoruz. Bu konuda gezici polis ekipleri var çalışan. Biz de bu konular için işbirliği yapıyoruz ilgili kurumlarla. Öte yandan reklam ve sanat alanında çalıştırılan çocuklar konusu var. Bu konu için de şubat ayı içinde bir panelimiz olacak. Nisan ayında ise Yaşar Üniversitesi ve Baromuzun ortaklığıyla uluslararası bir sempozyum planlıyoruz. Çocuk Adalet Sistemini ve konuştuğumuz bu konuları tartışacağız” diyor.

Eğitim önemli

Çocuk davalarında doğru davranış için kurumdaki avukatların da eğitim aldığına değinen İlke Erol, kurum olarak hem belediyelerle, hem sivil toplum kuruluşları ve okullarla çalıştıklarını, farkındalık eğitimleri verdiklerini anlatıyor. İstismara uğrayan çocukların ve ailelerin mutlaka rehabilite edilmesi gerektiğine değinen Avukat İlke Erol, “Bu olayların yaşanmaması için okul müfredatlarında erken yaşta çocuk hakları eğitiminin konulması gerekiyor. Orta öğretimde ise kız ve erkek çocuklar için cinsiyet eşitliği konusunda iletişim dersleri olmalı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi içinde önemli bu cinsiyet algısı” görüşünü paylaşıyor.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın