Bosna Hersek
Yıllardır Bosna’daki piramitler hakkında videoları ve yazılı haberleri takip ediyordum. Bu konuda öğrendiğim her yeni bilgi ile birlikte, piramitlerin bulunduğu Visoko şehrini ziyaret etme isteğim katlanarak artıyordu. Nihayet bu sene kısa da olsa Ravne Tüneli’ne uğrayıp tünelin meşhur şifalı havasını soluma fırsatım oldu.
Sarajevo’ya 20 kilometre uzaklıktaki Visoko şehrine otoyoldan girdik ve Ravne Tüneli’ni gösteren tabelaları takip ettik. Arabadan indiğim anda içim heyecanla doldu. Sonunda mucizevi tünele çok yakındım!

Ailece beş kişi tünel girişine doğru yürürken, yanından geçtiğimiz tezgahlara takıldı gözümüz. Türkiye’de de bulabileceğimiz doğal taşlar ve piramitlerle ilgili hediyelik eşyalar göze çarpıyordu. İki tezgah sahibi de, beklemediğimiz şekilde her birimize birer şeffaf taş hediye etti. Şaşırdık, teşekkür ettik.

Ravne Tüneli’ne girmeden önce, Bosna’da piramitlerin olduğunu ilk defa öğrenenler için genel birkaç bilgi vermek istiyorum.

Bosna “Güneş Piramidi” (220 metre) Dünya’nın en yüksek piramidi.
Diğer dört piramidin isimleri “Ay”, “Dünya”, “Ejderha” ve “Aşk”.
Piramitlerin dış yüzeyleri ağaçlar ve bitki örtüsüyle kaplı. Bu yüzden olsa gerek, Visoko halkından bile hala orada piramitlerin olduğuna inanmayanlar var. Oysa yapılan elektromanyetik ölçümler, piramitlerin nötr enerji yaydığını, Güneş Piramidi’nin zirvesinden ise 4,5 metre çapında 28 kiloherz frekansında elektromanyetik enerji alanının dikey olarak yükseldiğini gösteriyor. Dünya’nın dört bir yanından bölgeye akın eden gruplar hem piramidin zirvesinde, hem de Ravne Tüneli’nde meditasyon yapıyorlar.

Genç rehberimiz, tünele ceket giyip girmemiz gerektiğini, çünkü tünelin içindeki sıcaklığın 12,5 derecede sabit olduğunu söyledi. Ben de ona elimdeki ceketleri gösterdim. Daha önce okuduğum bir yazıda tünele meditasyon yapmak için girenlerin mont giydiğini okumuştum. Dışarıda yaz sıcağı olmasına rağmen hepimiz için yanıma ceket almıştım. Sonradan oğluma şort yerine uzun bir şeyler giydirmediğime de pişman oldum. Çünkü içeriye girdikten bir süre sonra titremeye başladı. Kendi ceketimi de ona giydirmek zorunda kaldım.

Beklediğimiz an gelmişti. Rehberimiz girişte bulunan kasklardan birer tane alıp takmamızı söyledi ve Ravne Tüneli hakkında bilgi vermeye başladı.
Tünel, 5 bin yıl önce yaşayan bir uygarlık tarafından kapatılmış. 10 bin yıl önce tüneli kazıp içini yumuşak kum, çakıl ve taşlarla ören ise başka bir uygarlık. Yapılmakta olan çalışma, tünelin içine 5 bin yıl önce doldurulmuş olan taş,toprak ve çakılı temizleme çalışması.
Rehberimiz tünelin kim tarafından, nasıl bulunduğunu ve benzer genel özelliklerini anlattıktan sonra onu takip etmemizi istedi.

Tünelde ilerlemeye devam ettik. Kısa aralıklarla ziyaretçileri bilgilendiren yazı ve fotoğrafların bulunduğu duraklar vardı. Bunlardan birinde tüneldeki havanın negatif iyon oranı yazıyordu. Ravne Tüneli’nde yapılan ölçümlerde negatif iyon oranı, havanın en temiz olduğu dağ zirvesindeki negatif iyon oranından kat kat fazla çıkmış. Tünelin içinde bulunduğumuz sürece, ciğerlerimize bolca temiz hava çektik.

Biraz ilerideki K-1 megalitinin etrafına oturduk bu sefer. Megalitin üzerindeki işaretler, Avrupa’da şimdiye kadar bulunan en eski yazı olma özelliğine sahip.

Diğer megalitin yanına doğru yürürken aklıma, tünelle ilgili çalışmaların ne kadar zor şartlarda sürdürüldüğü geldi.
Burada tamamen gönüllü insanlardan oluşan bir ekip çalışıyor. Çalışmalara liderlik eden yine Dr. Semir Osmanagiç. Herhangi bir kurumdan maddi destek almadan tüneli temizlemeye devam ediyorlar. Buradaki çalışmalara maddi destek olmak isterseniz, tünel girişinin hemen önündeki küçük dükkandan alışveriş yapabilirsiniz. Ravne Tüneli çalışmalarının tek gelir kaynağı giriş ücreti ve küçük dükkandan sağlanan kazanç. Tabii kısa süreliğine gönüllü ekibe de katılabilirsiniz.

Farklı hastalıkları olan insanlar sürekli megaliti ziyaret etmeye başlamışlar. Kaza sonucu el parmaklarını oynatamaz hale gelen adam bu ziyaretçilerden biriymiş. Her gün bir saat ellerini bu megalitin üzerinde tutmuş. Kısa sürede parmaklarını eskisi gibi hareket ettirmeye başlamış.
Bu megalit aynı zamanda grup meditasyonlarında kullanılmaya başlanmış. Sanırım tünelin en gözde megaliti K-2. Tabii şimdilik. Kim bilir daha ne megalitler bulunacak Ravne Tüneli’nde.

Daha da ilerliyoruz diye düşünürken, tünele girdiğimiz yere geri döndük.
Ravne tünelinden çıkarken, “Tekrar geldiğimde tünelde daha uzun kalmalıyım!” diye düşündüm. Hala düşünüyorum. Visoko’da birkaç gün kalsam, Ravne Tüneli’nde sinüslerimi açan şifalı havayı soluyup enerjimi alsam, sonra da Güneş Piramidi’nin zirvesine çıkıp ışıkla dolsam diyorum.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.