Keşke İzmir bu kez rezil olmasaydı, edilmeseydi…
Keşke bizimle onları karıştırmasalardı…
Falan filan… Kendi adıma ne şaşırdım, ne üzüldüm, ne de özeleştiri gereği duyuyorum.
Daha ilk günden…
Mahmut Özgenerin basına layık gördüğü o garip duruştan beri yazıyorum, söylüyorum.
Köşelerde, karanlık mahfillerde, o karga kılıklı kılavuzlarının dediklerine inanıp bana Allahın delisi, kaç kişi dinliyor, okuyor kibrini göstereceklerine, bir kez olsun dinleselerdi.
Hâşâ! Ben kendimi onlar gibi büyük görmüyorum… Sadece dinleselerdi dediklerimi, benim ağzımdan… Ne bütçeden pay istedim ne reklam… Sadece Balçovadan Kemeraltına, otobüsten metroya, o hiç adam yerine koymadıkları vatandaşların düşüncelerini anlattım…

Vali Cahit Kıraçtan randevu istedim, vermedi!
Vali Mustafa Topraktan randevu istedim, vermedi!

Şimdi de kalkmışlar Dubai gibi kazanacağımıza onurlu şekilde kaybettik diyorlar.
Ben ne diyorum?
Yuh olsun alayınıza!
Döndüklerinde bari, egemenliğin millette olduğuna olan inançla özür dilememeliler İzmirlilerin hepsinden.
Kaybedeceğimiz belliydi, kaybettik.

Mahmut Özgener, Işınsu Kestelli, Ender Yorgancılar neden istifa ettiler?
Rahatsız olunan ihaleler mi oldu?
Vali Cahit Kıraç neden kozmik konuştu?
2015 mücadelesinde hâkim olan İzmir ruhu bu kez neden örtüldü?
Neden Vali başkan oldu da, İzmirlinin seçtiği belediye başkanları görmezden gelindi?
O devasa bütçe nasıl harcandı?

2020 yenilgisi 2015den daha ağır…
Tam bir rezalet, tam bir hezimet, tam bir bozgun!
Hesapsız kalmamalı!
8500 yıllık bir kente yapılan bu hakaret karşılıksız kalmamalı!
Valiliğin kapısında asılan kumaş posterin halinden belliydi samimiyetsizlik… Fotoğrafı çektim, yazdım, söyledim. Pardon diyeceklerine hem dedikodu yaptılar hem değiştirdiler.
Kuruş kuruş hesap vermeliler…

Çok yazacağız daha çok…
Hele şu salgın hastalık çıkacak, belediye ihmalkârlık etti diye haberler yapan, twitter mesajları atan bıyıklı var ya? Hem de oylama günü… Bakalım sırtını dayadıkları nasıl savunacak?
Çok yazacağım daha çok…
İsterlerse hemen TVdan attırsınlar ki en mükemmel yaptıkları iş bu!
İsterlerse iftira atıp zindana koysunlar…
İsterlerse de kafama sıktırsınlar…
Bu dünyanın bir de öteki yanı var!
Susarsam, korkarsam, bulduğumu yazıp konuşmazsam şerefsizim!
Vali, başkan, bakan değil…
Önce Ergüder ve tayfası hesap vermeli… O konuşsun ki diğer aktörleri de öğrenelim.
Evet, hanımlar beyler ve de diğerleri, konuşmanızı bekliyoruz!
NOT: Yarın EXPO değil Kınık yazacağım. AK Partili milletvekillerine açık mektup gibi. Anladığım kadarıyla birileri iyiden iyiye İzmire babasının çiftliği muamelesi yapmaya alışmış. Bakalım AK Parti İzmir teşkilatı muhafazakâr mı yoksa muhafaza-kâr mı? Ama pazartesiden itibaren bu EXPO rezilliğine döneriz yine!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.