Bu nasıl mı oluyor?
Kullanmasını bilmediğiniz bir silahı size satıyor ve teknik askeri personelini de beraber gönderiyor, çok basit. Bu aşamaya gelirken, sizin kendi ordunuzu itibarsız ve beceriksiz göstermeniz, dahası orduyu lağvetmeniz gerekiyor. Ki; direnen kuvvetler olursa bu füze kalkanıyla önce oralar yerle bir edilecektir. Füzeler İranı değil bizi vurmaya geliyor, önce bu gerçeği bilelim!
Başbakansınız ve buna amadesiniz, oy kaybetmeden yapmanız lazım bu işi. Sorun bu.
Sizin kamuoyunda itibar kaybetmemeniz için dikkatleri başka yere çekmeniz, İsraile ültimatom yağdırmanız, cihat ilan etmeniz gerekir. Ancak, daha öncesinde başka krizler tertipleyip gerginliği bu noktaya kadar taşımış olmanız gerekir…
Tertipleri sayalım:
– One minute krizi.
– Gazze’ye yardım gemisiyle başlayan kriz.
– 9 Türkün ölmesine tazminat krizi.
– İsrailin özür dilememesi krizi “Özür diler misin dilemez misin?” laf düelloları…
– Son kriz, ipler koptu manşetiyle verilen, askeri ilişkileri kesme, ilişkiyi 2. katip düzeyine indirme…
Korkmayın, bakın İsraili büyütme projesinin, yani BOPun eşbaşkanı başbakanınız hâlâ tatildedir, denize giriyor, güneşleniyor, hiç endişelenmiyor, korkmuyor… Sen niye korkuyorsun?
Gerçekten bir kriz falan olsa başbakan Ankaradan ayrılabilir miydi?
Başörtüsüne baktırıldığımız gibi, bak bak kuş oynatılıyoruz.
Kalem arkadaşım Dr.Ceyhun Balcı yazmış, sonunda soruyor; Bu durum sizce rastlantı mıdır?
Başlığını şöyle atmış: İsrail’e cihat, Füze kalkanına biat!
İsraille ipler koptu
ABD radarı da geldi (Cumhuriyet)
İsraile karşı 5 yaptırım
Füze kalkanı radarları Türkiyeye konulacak (Hürriyet)
Kalkan İhaneti (Aydınlık)
Toplumda duygu kabarmasına yol açan gösterişli söylem ve eylemlerin çok daha önemli olumsuzlukları perdelemesi sıradanlaşmış güncel kurguya dönüşmüş durumda!
Bilindiği gibi İsrail dünyanın ve özellikle de bölgenin haydut devletidir. Ama, birkaç milyonluk İsrailin bu haydutluğu salt kendi gücüyle sergilemekte olduğunu sanmak da bir başka yanılgıdır.
ABDnin desteği ve yönlendirmesi ile kendini gösteren İsrail eylemliliği karşısında gösterilen tepkilerin de tutarlı ve çelişkisiz olmasını beklemek en doğal haktır!
İsrailin başta Filistin halkı olmak üzere bölge halkları üzerinde estirdiği şiddete gösterilen tepkinin toplumun desteğini alacağını öngörmek yanılgı olmaz!
Ancak, İsraili Batı Emperyalizminden ayrık ve tekil bir olgu olarak görmek ve bu hatalı öngörü üzerinden dış politika yürütmek de bir o kadar yanlıştır.
Belki de bir rastlantıdır!
İsraile diplomatik düzlemde açılan cihadın, Füze kalkanına biat ile tamamlanması ister istemez bu soruları akla getiriyor.
Füze kalkanı nedir ve kimlere karşı oluşturulmaktadır? sorusunun yanıtı veril(e)memişken; kutupsuz olduğu öne sürülen dünyada kendimizi boy hedefi durumuna getirmek ne denli doğrudur?
Füze kalkanı konusunda komşumuz Rusyanın karşı çıkışlarına kulak vermenin tam da zamanıdır.
Dolayısı ile, Türkiyenin Füze kalkanı projesindeki lojistik rolü enine boyuna tartışmayı gerektirmektedir. Söz konusu düzeneğin kullanımında Türk generalinin varlığının öne çıkartılması karartma değilse bile avuntu aracı olmaya eşdeğer bir ayrıntıdır.
Çıkarlarımızla bağdaşmayan bu düzeneği ülkemizde konuşlandırıyor olmak geri dönüşü güç zararlar görmemize yol açabilir.
Bu önemli hata karşısında İsraile yönelik tepkimizin göstermelik olduğunu düşünmeden edebilir misiniz?
Cihat, biat ile örtüşmüştür.
Bu durum sizce de rastlantı mıdır?
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.