***
İzmir’e baktığımızda ise iktidar partisinin “İzmir’i de aldık, hele şükür” diyebilmesi için biraz daha beklemesi gerektiğini söyleyebiliriz. Mart 2009’daki İzmir seçim sonucunda benim kişisel öngörüm AKP’nin 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde aldığı yüzde 30’luk dilime bile yaklaşamayacağı yönünde.
İktidarın ekonomik sorunların üstesinden gelememesi, yağmur gibi gelmeye başlayan zamlar (Doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere) bir yana kentin sosyal demokrat yüzü AKP’nin her geçen gün yüzünü gösteren baskıcı yönetimine henüz hazır değil.
Ve muhtemelen de hiç hazır olmayacak. CHP’li yerel yönetimlerin kimilerine göre eleştirilebilecek uygulamalarına rağmen İzmir, sosyal demokrat yönetimlerden gördüğü hoşgörü ve esnekliği AKP’li yönetimden görüp görmeyeceği konusunda soru işaretleriyle dolu.
AKP, aralarında DSP, Anavatan gibi geçmişleri bulunan Buca Belediye Başkanı Mimar Cemil Şeboy, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, TFF Başkanı Mahmut Özgener, Rumeli göçmenleri üzerinde etkinliği olan Süha Tanık, Karşıyaka Spor Kulübü Eski Başkanı Cihan Büyükoral, Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel, Milletvekilleri Taha Aksoy (Ki kendisi 2004’te partinin adayıdır), Erdal Kalkan gibi İzmir’in dokusuna uygun isimlerle yola çıkmaya hazırlanıyor.
İl Genel Meclis Başkanı İsmail Yılmaz da FP milletvekilliği döneminden sonra sakalları kesip, moderniteye ayak uydurmak için top sakal bırakarak sürece dahil olanlardan.
Çok sayıda da teşkilat kökenli aday adayı bulunan iktidar partisi, sosyal demokrat yapıyı korkutmayacak ve de özellikle kitlesel oy kullanan Rumeli göçmenlerinin gönlünü de çelebilecek bir adayın peşinde.
Yapılan anketlerde CHP’nin oyu yüzde 40’lar seviyesinde iken AKP yüzde 20’lerin başında. AKP’nin İzmir’de etkili olabilmesi için tek şans, kişisel oyu en yüksek adayı bulmak.
Sanıyorum Başbakan Erdoğan, anketler yöntemiyle bu ismi bulacaktır.
CHP’de ise “Bir dönem daha varım” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu en favori aday. Genel Başkan Deniz Baykal’ın başarılı ve de yeniden seçilebilecek bir belediye başkanını değiştirmeyeceğini iyi bilen İzmir örgütünün bazı yöneticileri (aralarında İl Başkanı Kemal Karataş da var) 5 yıllık sürede kendilerine fazla yüz vermeyen belediye başkanından kurtulmaya programlanmış görünüyor. Anketlerin “kararsızlar dağıtıldıktan sonra” yüzde 50 oy alacağını gösterdiği başkan için “Aziz Kocaoğlu ile seçim kazanılmaz” söylemini genel merkeze kadar etkin kılma stratejisiyle hareket eden CHP İl Başkanı Karataş ve bazı ilçe başkanları, aralarında Eski Bakan ve Hürriyet Gazetesi Ege Temsilcisi Hakan Tartan, MYK Üyesi Mehmet Ali Susam, PM Üyesi Bülent Baratalı gibi isimlerin adaylığını güncelleştiriyor.
Öte yandan Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan (Kendisi 25 yılda kente 20 bin modern konut kazandırmıştır), eski Başkan Yüksel Çakmur, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak hatta SHP’li Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in de adaylıkları parti kulislerine göre mümkün. Hatta bu kadar adayla yetinmeyenler İzmir Eski Valisi ve A.Necdet Sezer döneminin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu’nun bile adını zikretmekten kaçınmıyor. Hatta ben de Sezer’in kendisinin İzmir’den aday olmasını önererek sürece katkı sağlamaya çalışmış idim.
CHP’de mevcut başkanın varlığına ve de adaylık kararına rağmen aday bolluğu, seçimin İzmir’de kolay olacağının düşünülmesiyle doğru orantılı.
Parti örgütü Başkan Kocaoğlu ve de diğer adaylar noktasında parçalı bir tavır sergiliyor. CHP örgütü genel merkezdeki ağır topların hesaplaşmasına dönmesi beklenen 15 Aralık’taki tüzük kurultayına kilitlenmiş durumda.
Kurultay’ın ardından genel merkezdeki güçler dengesinin yeniden şekillenmesi adaylık sürecinin şu anda muğlak, flu olan fotoğrafını biraz daha netleştirecek.
Kulislerin tüm aktörleri kamuoyunda öne çıkmak, genel merkeze sesini duyurmak için ciddi bir efor sarf ediyor.
İzmir’deki yerel seçim sürecinin en rahat partisi ise MHP. İl Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun adaylığını 6 ay önceden açıklayan MHP, seçim otobüsleriyle alana inmiş durumda.
AKP ile CHP’nin çekişmesinde aradan sıyrılma planı yapan Dervişoğlu, partisinin 22 Temmuz’da aldığı yüzde 14’lük İzmir sonucunu ikiye katlamayı hedefliyor.
***
Kentlinin önemli bölümü AKP korkusuyla CHP’ye yönelmiş durumda. Ancak AKP’nin göstereceği sevimli bir adayın, seçmen tercihinde ciddi değişiklik yapmasına neden olabilir. Bu neden belki AKP’nin seçim kazanmasına yetmeyebilir. Ancak CHP’nin özellikle de koltuğu bir anlamda İzmir’e bağlı olan Deniz Baykal’ın “En çok oyu alacak adayı” bulmak için kolları sıvadığı biliniyor.
Tarhan Erdem ve Tanju Tosun gibi iki önemli araştırmacının anketleriyle moral bulan Kocaoğlu’nun, Baykal tarafından iki alan araştırmasıyla test edildiği bilinse de araştırmaların sonucu devlet sırrı gibi saklanıyor.
Sanıyorum Baykal, tüzük kurultayından sonra İzmir’e yönelik bakışını netleştirip Aralık sonunda adayını açıklayacak. Bana ve bir çok İzmirliye göre; CHP’nin yüzde 50’nin altında oy alması bu kente ve bu süreçte başarısızlıktır. CHP genel merkezinin merkez sağ, Genç Parti (Ki 2002’de yüzde 18’le ikinci parti, 2007’de de yüzde 8’le dördüncü parti olmuştur) seçmeninin de tercihlerini kendi adayı noktasında yoklamasında yarar görüyorum.
Yerel seçimin başkenti İzmir olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi yok.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.