Hıncal Uluç haksız mı?

Hıncal Uluç, gazetesinin yazı işlerini kıyasıya eleştiriyor. Medyamızda öyle sıklıkla rastlanan bir durum değil. Bunu neden yapıyor?  Gazetesinin “yandaş medya” yaftasından sıyrılıp gerçek gazetecilik kulvarına yönelmesini amaçlıyor. Yerden göğe de haklı. Sabah’ın içinde “köşelerde sıkışıp kalmış” çok önemli gazeteciler var. Onlardan yararlanılması zamanıdır. Hem de acilen…
 
Çalık Grubu’nun Sabah ve ATV’yi almasından sonra, gazetenin birinci sayfasında gözle görülür değişim okurların gözünden kaçmıyordur.
 
En kolay yaklaşım, “Tamam, Çalık Grubu geldi böyle oldu…”
 
O kadar basit değil.
 
Nitekim Hıncal Uluç, asıl konuya parmak basıyor. Genel Yayın Müdürü Ergun Babahan’ın adını vermiyor, ama “yazı işleri” diyerek başladığı eleştirilerinde önemli konulara dikkat çekiyor.
 
Medyamızda çaresiz bir hastalık var: Patrondan çok patroncu olmak.
 
Uluç, açık bir dille yazı işlerinin tarafsız bir gazete çıkaramadığını belirtirken, patronun da aynı görüşte olduğunu belirtiyor. Patron Ahmet Çalık, şunları söylemiş Hıncal Uluç’a:
 
“İktidar borazanı gazete dünyanın hiçbir yerinde satmaz. Yani, sadece mesleğin temel ilkeleri değil, ekonomik koşullar bile bizi tarafsız olmaya zorluyor”
 
Üstelik çalışanlarla birlikte yediği yemekte de bu sözlerini yinelemiş, patron.
 
Son görüşmelerinde Uluç’a söyledikleri ise çarpıcı:
 
“Gazeteye yönelik eleştirilerinin altına imza atarım… Ben herhangi bir baskı olmasın diye gazeteye bile çok az gelmeye özen gösteriyorum. Asla müdahale etmiyorum..”
 
Hıncal Uluç, yazısında diyor ki,  “Ahmet Çalık gazeteye gelmeli. Yazarları ve Yazı İşleri’ni toplamalı ve bana özel, Sabah yemeğinde de genel anlattıklarını, bu dar ekibe bir daha, çok açık ve çok net söylemeli. Sabah’ın temel ilkeleri Çalık’ın ağzından, herkesin önünde açıklanmalı ve kulaklara küpe olmalı..” (13.9.2008-Sabah)
 
Bu yaklaşımın sorunun çözülmesine önemli bir katkısı olacağını sanmam.
 
Sabah patronu, medyamızda son günlerde yaşanan karmaşayı ve “hesaplaşmayı” da göz önüne alarak, gazetecilikte yeni, nefes alan, okuru aptal yerine koymayan bir kulvar açmayı gerçekten düşünüyorsa benim çok daha açık ve net önerilerim var.
 
Ergun Babahan bence yeteri kadar yoruldu, epey dinlenmeli.
 
Transfer falan yapmaya gerek yok. Gazetede “kıyıda köşede” kalmış o kadar çok isim var ki…
İşte iki örnek:
 
Gazetenin başına ülkemizde bu işi çok iyi yaptığını kanıtlamış, Doğan grubunda Mehmet Yakup Yılmaz’ın azizliğine uğramış Umur Talu getirilmeli.
 
Yavuz Baydar, yılların birikimini kullanabileceği daha aktif bir pozisyona çekilmeli.
 
Birinci sayfanın alışılagelmiş yazarlarına, demokrasiye gönül vermiş, okura saygılı, “al takke ver külah” ilişkilerine bulaşmamış güzel insanlarla takviye yapılmalı. Aklıma hemen geliveren isimler var, ama hadi onları da yeni genel yayın müdürü bulsun.
 
Yıllarca gazetecilik yapmış ve medyamız üzerine kafa yormuş, dikkatli bir okur olarak iddia ediyorum:
 
Çok değil üç gün içinde herkes değişimi fark edecek, patronun da sık sık gazeteye uğramasına, kulaklara küpe olacak laflar etmesine gerek kalmayacak…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın