Zor mu, kolay mı?

Hareket başlamış.
Tavanda kıpırdanma yok, soğukluk hakim ama taban ısınmış ve arayışlara girmiş.
Hatta fısıltılar inanca dönüşmüş, oluşan gruplar kafalara göre (olsun/olmasın) isimleri belirlemiş.
Belli ki seçim pazarı erken kurulacak.
İstek varsa heyecan ve katılımın yüksek olacağı kaçınılmaz.
Hayrolsun.

***

İzmir, yerel seçimin tartışmasız tek ilgi odağı olacak.
İktidar “ille de” diye tutturmuş, muhalefet “yedirmeyiz” diyorsa, bundan sonraki politik taktik ve çalışmanın akıl ve zekâ bütünlüğünde, “kucaklayan-kucaklanan” temasında sürdürülmeli.
Eğer, “En büyük biziz, başka büyük yok” psikolojisiyle hareket edilmeyecekse
“Ben merkeziyetçi” davranmanın ötesinde ortak akıl- tek yumruk fikri benimsenecekse şöyle bir yöntem izlenebilir mi?
İki sol parti genel başkanları kol kola girerek, 22 Temmuz öncesinden daha sıcak ve inançlı “İzmir için bütünleştik” diyecekler.
Ortaya bir anda çıkan sinerji (görevdeşlik) ve taban moraliyle “ortak çalışma grubu” oluşturacaklar.
Aday isimleri değil seçim sisteminin kurulmasına yönelik İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırlarındaki 18 ilçe ve 39 beldenin sorunlarını, beklentilerini tek tek çıkaracaklar.
Hem yerleşimin, hem bireylerin.

***

Ardından hangi bölgede hangi parti (MHP-DP-ANAP-TİP ve diğerleri) güçlüyse ona ağırlık verileceğini, gerekirse başkanlık ve ağırlıklı meclis üyeliklerinin verileceğini söyleyecekler.
Ortak çalışmanın bütçesini ve takvimini çıkaracaklar.
Yani ortak akılda buluşacaklar, kaybolmaya yüz tutan enerjiyi yaratacaklar.
Böylelikle ya var olacaklar, zafere gidecekler.
Veya parça parça olmanın sonucu hiçbir şey elde edemeyecekler.
Bakın yakın tarihe en çarpıcı örneklerini göreceksiniz.
Uzağa gitmeyin.
İstanbul ve Ankara yeter. (1994 ve 1999 seçimleri)

***

Fikre kim katılır, kim destek verir bilinmez.
Düşünülmesi de yeterlidir.
Bu kadar parti içi cepheleşme- mahkemeleşme, patırtı-gürültünün olduğu İzmir’de hiç olmazsa gündem değişir, sükûnet başlar.
Bakarsınız akıllar başa gelir, başa gelen akıl doğruya ve iyiye yönelir.
Hani bir Çin atasözü vardır:
“Yolunu bilen kaplumbağa, şaşkın tavşandan önce hedefe varır”.
Hatırlatalım dedik.

Related Images: