CHP’yi karıştıran ‘Ültimatom’ gibi mektup

Geçtiğimiz hafta İl Başkanı Selçuk Ayhan tarafından toplantıya çağrılan sekiz metropol ilçe başkanı bu davete katılım göstermemişlerdi. Yanan ormanlarımızın yeniden kazandırılması amacıyla CHP İl Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısına da katılmayan ilçe başkanları; “katılmama nedenlerini” basın yolu ile açıklamalarının yanlış olduğunu belirtirken, bu konudaki görüşlerini de açıklamaktan kaçınmışlardı.
Genel Başkan Deniz Baykal’ın İzmir ziyaretini iptal etmesinin perde arkasında ‘Ali Dibo’ olduğunu düşünen ilçe başkanları, gerçeğin Aziz Kocaoğlu’nun Başbakan Tayyip Erdoğan’ı aramasından sonra vazgeçtiğinin belli olması sonrası bu görüşe de katılmamışlardı.
CHP İzmir örgütünde bu yaşananların arkasından yeni ve ilginç bir gelişme yaşandı. İl Başkanı Selçuk Ayhan tarafından bizzat yazılı olarak dokuz metropol ilçe başkanına tebliğ edilen toplantı davetine sekiz metropol ilçe başkanı yine katılmadı. Katılmama nedenlerini ise hazırladıkları ortak deklarasyon ile yazılı olarak Selçuk Ayhan’a ilettiler. CHP kulislerinde, “Ültimatom” gibi değerlendirilen hazırlanan mektubu da Gaziemir İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy götürerek bizzat İl Başkanı Selçuk Ayhan’a elden teslim etti.

Ayhan’ın istifası mı istendi?

Mektubun içeriği konusunda görüşlerini sorduğumuz İl Başkanı Selçuk Ayhan, “Evet böyle bir mektup bana ulaşmıştır. Ancak mektubu getiren ilçe başkanı bizzat rica ederek bu mektubun basına yansıtılmamasını istedi. Ben de sözümün arkasında durarak bu mektubun içeriğini açıklamayacağım. Açıkladığım takdirde ortalık toz duman olacaktır. İsterlerse kendileri açıklasınlar” dedi..
Görüşlerini aldığımız bazı ilçe başkanları da, böyle bir mektubu iletişim ve koordinasyon kopukluğunun önlenmesi için yazdıklarını belirterek geniş açıklama yapmaktan kaçındılar.

İçerikte neler var?

Edindiğim bilgilere göre; mektubun içeriğinde, uzun süredir il başkanlığı ile ilçe başkanlıkları arasında kopukluk ve iletişimsizlik hatta sevgisizlik yattığı, bunu da Selçuk Ayhan’ın önleyemediği. Ayrıca, ‘Ali Dibo’ olayı basında tartışılırken kendilerine net bir açıklama yapılmadan göstermelik bir ‘ağaç dikme kampanyası’ başladığını kendilerinin de bu basın toplantısına davet edilerek kamuoyunun yanıltılmak istenmesine araç olamayacakları.
Bunun dışında Genel Başkan Deniz Baykal’ın son ziyareti öncesi hiçbir ilçe başkanının görüşü alınmadan program hazırlanarak metazori uygulanma yapılmak istendiği yazılıydı.
İl Başkanı’nın istifasını istemek gibi bir yazılı istem olduğunu ben de sanmıyorum. Zira bu mektup bir şekilde önümüzdeki günlerde kamuoyunda hayli tartışılacak gibi görünüyor.
Burada yazılanların neler olduğu ilçe başkanlarının il başkanından istemlerini daha net olarak öğrenebileceğiz. Yalnız, ilçe başkanlarının net olarak şunu istediğini biliyorum; “Biz bu mektupta istemlerimizi bildirdik. İl Başkanı çıksın istemlerimizi yerine getireceğini basın önünde açıklasın bizde uyum içinde çalışalım”

İl Genel Meclisi ile Büyükşehir diyalogsuzluğu mu?

5302 sayılı yasanın yürürlülüğe girmesinin üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın, orman köyleri hala hizmet almakta sıkıntılar yaşıyor. 5302 sayılı yasa ile orman köylerinin imar su ve kanalizasyon hizmetleri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanmıştı. Yasaya göre, bu hizmetler dışındaki, diğer hizmetlerde özel idare tarafından yapılması öngörülmüştü.
Bugün İzmir’de 151 tane orman köyü var. Bu hizmetlerin götürülmesi konusunda hala büyük sıkıntılar yaşanıyor. Nereden kaynaklandığının nedenlerine görmekten yana değilim ancak, göz ardı edilmemesi gereken bir noktaya da hatırlatmaktan yanayım.
Bilindiği gibi Büyükşehir bu yasa ile bir anda 50 kilometrelik çap içerisinde çalışmaya başladı. Ancak geçen dönemki yerel seçimlerde bu bölgelerde belediye başkanlığı seçimleri için oy kullanılmamıştı. Orman köylerinde sadece muhtarlık ve il genel meclis üyeliği seçimleri için sandık konuluyordu. Önümüzdeki yerel seçimlerde orman köylerinde nasıl bir seçim uygulamasına gidileceği ise hala belirginsizliğini koruyor.
Eğer Büyükşehir Belediye Başkanlığı için seçimlerde orman köylerinde sandık kurulacaksa, oy kaygısı bir yana hizmetin biran önce götürülmesi gerekir. Önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlere de yansıması işin diğer bir yönü. Bugün hangi orman köyü muhtarı ile görüşseniz, ‘hizmet alamıyoruz’ isyanı ile karşılaşıyorsunuz. Bir yıl geçmesine rağmen orman köyleri hizmet almıyor orman köylerinde kanalizasyon ve su ile ilgili çok büyük sıkıntılar var. Daha önce bu hizmetleri İl Özel İdare yapmaktaydı.Yeni yasa ile İl Genel Meclisi’nin de elleri kolları bağlandı.

Nasıl bir ‘eşgüdüm’?

Bu konuda İl Genel Meclis Başkanı Hakkı Berksü ile konuşma fırsatım oldu konuya bakışını ve yaklaşımın nasıl olması gerektiğini sordum. Berksü, “Biz orman köylerimize hizmetleri vermeye başlamıştık ama hizmetlerimiz bu yasa ile yarım kaldı” dedi. Doğal olarak çözüm ve hizmetin orman köylerine nasıl götürülmesi gerektiğini sordum.
“Eşgüdüm” oldu cevabı.
Nasıl bir eşgüdüm? Soruma ise, “Biz İl Genel Meclisinde çoğunlukta olan bir partiyiz ve Büyükşehir ile yanı partiye hizmet veriyoruz.”
Belki eleştirisel bir yaklaşımdan yana değil ancak, Büyükşehir’in bugüne kadar yaptığını hizmetlerin sadece proje aşamasında olduğundan söz etti. Bu projelerin de eşgüdüm içerisinde yaşama kısa sürede geçirilebilmesinin mümkün olabileceğinden söz etti.
En can alıcı noktayı ise şöyle koydu, “biz bu hizmetleri yine vermeye hazırız. Ama yasa engel oluyor, yasada düzenleme yapılması gerekiyor. Bu yasayı değiştiremesek de yorum yaparak Büyükşehir’in hazırladığı projelere destek verebiliriz”. Berksü’nün sözleri böyleydi. Yorum mu? Eş güdüm…

Adnan Yüksel’i kutlamak lazım

30 Ağustos Zafer Bayramı her belediyede çeşitli etkinliklerle kutlandı. Bir çok belediyemiz popçuları bazı belediyemizde sosyal içerikli panelleri tercih etti. Gaziemir Belediyesi ise, dünyaca meşhur sanatçıları ağırladı. Piyanist Angelo Inglese eşliğinde, İtalyan Tenor Massimiliano Drapello, Soprano Claudia Toti Lambordozz. Bu konsere bende katılım gösterdim. Bilindiği gibi Atatürk Türk gençliğine sanatın önemini her konuşmasında ifade etmişti. Bence bu konser anlamlıydı. En anlamlı yönü ise, AKP’li belediye’nin böyle bir konseri düzenleyerek, CHP’li hem sosyal demokratlığı her fırsatta dilinden düşürmedikleri Atatürkçülük anlayışına göndermeydi. En önemlisi, CHP İlçe başkanının bile böyle bir sanat şölenine davetli olduğu halde katılmaması diğer bir eleştiri konusuydu.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın