– Ofis kirası
-Bilgisayar kirası (Bazı hekimler Sağlık Bakanlığı’nın dağıttığı bilgisayarları geri vererek kendi kişisel bilgisayarlarını kullanmaya başladı)
– Ücretini cepten ödeyerek personel çalıştırma
– Sarf malzemesi giderlerinin cepten karşılanması
– Aşı, bebek izleme v.b rakamların düşük olması nedeniyle yapılan ücret kesintileri.
Usta – çırak rekabeti
Prof. Dr. Münci Kalayoğlu’nun herhalde adını bilmeyen yoktur. Beyin göçünün önemli isimlerinden. Yıllardır Amerika’da, karaciğer naklindeki başarısını dünya alkışlıyor. Sevindirici haber, dönüyor. Eş durumundan İzmirli olmasına, yazlarını da Çeşme’de geçirmesine karşın İstanbul’u seçti. Ciddi transfer rakamları konuşuluyor, hakkıdır. Futbolcusu, popçusu alırken, söylenenler az bile. Neyse konumuz bu değil, Münci Hoca’nın İstanbul’da yaratacağı rekabet ortamı. Hocaların hocasının Türkiye’de, özellikle de İzmir’de Ege Üniversitesi Organ Nakli Merkezi’ne verdiği destek kıskandıran düzeyde. El verdiği öğrencilerinin başında Prof. Dr. Yaman Tokat geliyor. Onu da “memleket içi beyin göçü” sayesinde İstanbul’a kaptırdık. Yaklaşık 2 yıl önceki transferinin ciddi sansasyon yarattığını hatırlarsınız. Florence Nightingale Hastanesi’nde karaciğer nakillerine devam ediyor. Düne kadar belki İstanbul’un İzmir’den gelen “yıldızı” idi. Ama artık karşısında ciddi bir rakibi var. Kalayoğlu hocası, yani bu işin dünyadaki tartışılmaz en önemli ismi. Ekimde Memorial’da başlıyor. Münci Hocanın vatanına dönmesi müthiş bir şey. Öyle ya şimdi ülkesinde yeni öğrenciler yetiştirecek, eskilerine destek verebilecek. Daha da önemlisi hep dile getirdiği organ bulma sorununa getirebileceği çözümler. Yani Kalayoğlu’nun bizlerle olması sadece tıp camiası için değil, hayat hediyesi bekleyen yüzlerce, binlerce hasta için önemli. O yüzden rekabet olacaksa kutsal bağış konusunda olsun, hastaların yaşam umutları artırılsın.
Dişhekimleri demeç peşinde
Eczacı odalarından sonra diş hekimleri odalarının da üst yönetimden, yani Türk Dişhekimleri Birliği’nden dertli olduğu ortaya çıktı. İzmir Dişhekimleri Odası’nın derdi, Birlik Başkanı Celal Korkut Yıldırım’ın Samsun’da yapılan 13. Uluslararası Dişhekimliği Kongresi’nin bilimsel bölümünün açılışında yaptığı konuşma. Konuşmasında Yıldırım, “Kamunun muayenehanelerden hizmet satın alımı”ndan söz etmiş. Mutlu sona ulaştıklarını, Genel Sağlık Sigortası yasasıyla 2007 başından itibaren muayenehanelerden hizmet alımına geçileceğini kaydetmiş. Günü siftahsız açıp kapayan, ayın sonunu zor getiren onca diş hekiminin olduğu sektör bir anda bu müjdeyle sarsılmış. Heyecanla, umutla İzmir Dişhekimleri Odası’nın kapısını çalmışlar, “Büyük başkan ne diyor?” diye. Öyle ya herkes yıllardır bu müjdeyi bekliyor. Neyse.
Birilerinin duyduğu, kulaktan kulağa yayılan bu bilginin “uydurma, abartı, hayali” olup olmadığı kuşkusunu ortadan kaldırmak için kanıt arayışına girilmiş. Nitekim konuşmanın 23 Haziran 2006 tarihinde 15.43’te TRT2 haber kuşağında yayınlandığı ortaya çıkmış. Hemen CD’ye aktarılmış konuşma ve Birliğe, Sağlık Bakanlığı’na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na TRT’ye başvurulmuş. Yıldırım’ın herkesi şaşırtan müjdeli haberinin ne kadar gerçek olduğunun bildirilmesi için.
Müjdenin verildiği doğru ama müjdenin olup olmadığı araştırılıyor, sorulara yanıt bekleniyor. Bekleyen derviş…
112 sapıkları
İzmir’de 112 ambulanslarıyla verilen acil yardım hizmetleri hem nicelik hem nitelik yönünden sürekli gelişiyor. Geçen yıl 55 bin vakaya ulaşan, sağlık hizmeti verip en kısa zamanda hastanelere ulaşmasını sağlayan 112’nin maalesef “sapık”ları var. Hem de öyle sapıkları. İşi gücü bırakıp günde yüzlerce defa 112 Acil Komuta Merkezi’ni arayıp taciz ediyor, yalan ihbarda bulunuyorlarmış. (Bir tacizci cep telefonunun bir numarasına 112’yi kaydetmiş. Kısa aramayla bir günde 1.600 kez 112’yi aramış. Böyle manyaklar da var) Bu kadar tacizciden, yalan ihbarcıdan bıkan 112 yöneticileri çareyi teknolojiye başvurmakta bulmuş. Aranan telefon numaralarının görünmesi, arayan telefon numarasına ulaşabilme olanağı sayesinde peşine düştükleri sapıklar geri adım atmak zorunda kalmış. Bir de üstüne arayan her kişinin yaptığı görüşmenin bant kaydına alınması 112’cileri daha da rahatlatmış. 112’ciler sapıkların bir bölümünü bertaraf etmenin keyfini yaşıyor.
Günde bir liraya huzur
Verici olmak, paylaşmak, yardımda bulunmak, yardımcı olmak, birilerinin sorununu çözmeye destek olmak insanların kendini iyi hissetmesi açısından önemli. En azından ben böyle düşünüyorum. Eğer sizde benim gibi düşünüyorsanız, günde iki çay eksik içerek bir ilköğretim öğrencisine burs sağlayabilirsiniz. İçtiğiniz sigarayı yarım paket azaltarak da. “Ben de bir öğrenci okutuyorum” demeniz, minik yani günlük bir-iki milyon keyif terklerimizle mümkün. Ege Çağdaş Eğitim Vakfı, şüphesiz ihtiyacı olan öğrenciyi bulmada ve bu organizasyonu gerçekleştirmede en doğru adres. Burs vermek isteyenlerin başvuruları 15 Eylül- 15 Ekim arasında alınacak. İlköğretim öğrenci bursu aylık 30, ortaöğretim 60, yükseköğretim 100 YTL. Sizin gücünüz hangisine yeterse. İsterseniz birkaç arkadaş bir araya gelin. Nasıl isterseniz. Başvurularınız için: http://www.ecev.org.tr
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.