Şimdi daha sakinim…
Bu aralar ülkemizde yeni bir oyun kondu sahneye…
Adı “12 Eylül nasıl yargılanır?”
12 Eylül’ün gerçekten vurduğu Berfo Ana hâkim güçlerce istismar mı ediliyor yakında göreceğiz. Ama insanın içini acıtan ayda on binlerce dolar kazanan “medya kalemşörlerinin” bazılarının “dünlerini” unutarak bugün hepimizi “salak” yerine koymaları…
Sivas’ta katledilen “canlar” söz konusu olunca “demokrasi” demeyen, ne olduğunu tam olarak hala anlayamadığım o Deniz Feneri E.V. işinde “demokrasiyi” halk çıkarlarını ağızlarına almayanlar, mevcudiyetlerini, ikballerini borçlu oldukları 12 Eylül darbesini “demokrat ayaklarıyla” yargılayacaklar, öyle mi?
İnanın bu konuyu da yazmak istemiyorum…
En azından bir süre daha…
Geçen haftanın sonuna doğru Yeni Asır Gazetesi’nin büyütmesiyle yine “kahrolsun istemezükçüler” tantunu başladı!
İzmir’deki bazı yatırımlar “mahkeme kararlarıyla” durma tehlikesi mi ne yaşıyormuş…
Yeni Asır Gazetesi de almış bunu tek tek İzmir’in “sermaye temsilcilerine” sormuş…
Onlar da durur mu “çat çat” cevaplamış…
Sonuç?
Sonuç korkunç, akla ziyan bir istek…
“İstemezükçüler cezalandırılsın!”
Kim demiş bunu?
Bay Bülent Akgerman…
Bir gün önce TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e “demokrasi nutuğu” atan Bay Akgerman açmış ağzını, yummuş gözünü…
Muhterem biliyor tabii, bu ülkede “dokunulmayacak” olan tek sınıf “sermaye sınıfı”… Bakmayın sakın TÜSİAD yaygaralarına da…
Bay Akgerman’a en net desteği de ne gariptir MÜSİAD vermiş ki bu konu da ayrıca mercek altına almaya değer…
Bay Akgerman’ın bir gün içinde hem “demokrat” hem de “faşist” bir çizgide gidip gelmesini siz nasıl değerlendirirsiniz bilmem ama yine Yeni Asır başka bir yatırımcının tokat gibi cevabını yayınladı bir gün sonra…
Yatırımcı Mesut Sancak, Yeni Asır’ın “İzmir’de yatırımcılar büyük sıkıntı yaşıyor, engelleniyor’ deniyor. Siz hiç zorlandınız mı?” sorusuna verdiği yanıtla hem Bay Akgerman’a hem de onun gibi düşünenlere adeta şamarı indirmiş: “İzmir’de iş yapmak zor deniyor ama ben bugüne kadar hiç zorlanmadım. İşinizi doğru yapıyorsanız kimse size engel olmaz. Herşeyi dört dörtlük olan bir projeye kim karşı çıkmaya cesaret eder ki? Yanlış iş yaparsan tabii ki birileri karşı çıkacak. Biz kente değer kattığımıza inanıyoruz. Bu nedenle de ne yerel yönetimlerle ne de merkezi idare ve yöneticileri ile hiç bir sorun yaşamıyoruz. Bilakis, hepsiyle çok iyi diyaloglarımız var. İşinizi doğru yaparsanız, hile hurda peşinde olmazsanız hem halk sizi seviyor hem de yöneticiler.”
Dikkat edin Mesut Sancak “işinizi doğru yaparsanız” demiş…
İşte Bay Akgerman ve benzerlerinin anlamadığı bu.
İşi doğru yapmak!
Ya Bay Akgerman’ın başkanı olduğu derneğin Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu ne demiş?
“Hukuk önceliklidir ancak tazminat da gündeme gelebilir. Ümitsizliğe kapılmayacağız. Şevkimizi asla kırmayacağız. Mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu projelerin vakit kaybetmemesi için, geç de başlansa aranın kapatılması için alınması gereken tedbirleri alacağız. Yatırımlar engelleniyorsa yasal düzenleme içinde engelleniyor. Yasalara ve hukuka karşı boynumuz kıldan ince. Yasal haklılık tarafımızdan tespit edilirse tazminat gündeme gelebilir. Ama önce hukuk.”
“Önce hukuk” demiş Kemal Bey…
Bir tarafta Kemal Çolakoğlu ve Mesut Sancak gibi “aydınlık” düşünenler…
Bir tarafta Bay Akgerman ve benzerleri gibi “değiş tonton” modunda çemkirenler…
“İstemezükçüler” tabirini uyduranlar kastlarını öyle bir aştılar ki…
Demokrasilerde olmazsa olmaz “hukuktur” ama bizdeki gibi “özel yetkili” şekilli hukuk değil…
Yanlışa karşı herkesin mahkemeye gitme hakkı vardır…
Yatırım durdurulacaksa dava açan değil karar veren mahkeme durdurur. Yani “istemezükçüler” olan mahkemeye başvuran değil mahkemenin yani hukukun ta kendisidir…
Yeni Anayasa konusunda takdire şayan konuşan Bay Akgerman, konu sermaye ve yatırım olunca nasıl da vaz geçmiş demokratlıktan… Bay Akgerman dava açanların linç edilmesini, meydanlarda asılmasını da isterse asla şaşırmam.
Bay Akgerman’ı ve onun gibi düşünenleri Rabbim ıslah etsin…
Lakin bu nedir?
İşte bu “maddenin” egemenliğinin geldiği noktadır…
İzmir’de dünya kadar yatırımın inşası yapılıyor. Onlarca işadamı gökdelen de yapıyor, fabrika da… Madem bu “istemezükçüler” bu kadar “gelişme karşıtı” neden onlara da dava açmıyor? Neden mahkemeler o yatırımları da durdurmuyor?
Ama işin özetini Mesut Sancak bir cümleyle özetlemiş. İşini doğru düzgün yapana kimse engel olmaz.
Dünden bugüne özellikle imar açısından İzmir’in canına okunurken keşke “istemezükçüler” olsaydı o zamanlar! Yeşilyurt’ta, Hatay’da, Sahil Bulvarı’nda, Kordon’da, Alsancak’ta, Karşıyaka’da, Mithatpaşa’da, Balçova’da o güzelim doku katledilmezdi… Keşke eskiden de olsaydı o “istemezükçüler” olsaydı da Kadifekale, Bayraklı ve tüm tepeler böylesine insanlık dışı işgale uğramazdı…
Bay Akgerman ve benzerleri “istemezükçüler” diye linç ettirmeye çalıştıklarıyla bir kez diyaloğa bile girmeden “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” rezilliğini dayatmaya çalışıyor…
Ne yazarsam yazayım, ne söylersem söyleyeyim ne yazık ki parası ve şanı olanlar kendilerinde her gücü hissediyorlar. Onlar mahkemeye gidenlere ceza verdirmeye çalışsalar da demokrasi iddialarıyla, inanın hiçbir bedeli ödemezler hatta çevrelerindeki tufeylilerin alkışlarıyla da kendilerinden geçerler…
Vah ki bana ve benim gibilere…
Bu yazıyı yazdığım için bekleyelim, görelim neler yaşayacağız…
Allah görmeyen gözlerin, duymayan kulakların, hissetmeyen yüreklerin şerrinden hiç olmazsa çocuklarımızı korusun!
Dikkatinizi çekmiyor mu?
Cumartesi günü Kemeraltı’na indim. Bir daha asla gitmem hafta sonu. Kendimi başka bir memlekette, bir doğu ülkesinde sandım… Belediyecilerin gözü önünde vergisini verenler taciz ediliyor. Ne belediye ne polis “gık” demiyor… Demek ki Türkiye’de vergi verenler suçlu…
Geçen hafta oldukça sinir bozucu gerekçelerle 58 yıllık bir işletme kapandı. Ne iş dünyasından, ne Valilikten, ne Belediye’den, ne Emniyet’ten “çıt” çıkmadı. Hacılar mağazasının kapanma nedenlerinin üzerine gitmek “devletin” görevi de olsa ne yazık ki devletimiz bir üstte yazdığım gibi “vergi veren namuslu” esnaftan, işadamından hoşlanmıyor! Aksini düşünen bana da söylesin!
Dilek Gappi’ye konuşan balık çiftlikçilerini “not aldım”… Bilahare yazacağım.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.