Büyükşehir Belediyesinin kredi notuna dair haberleri sıklıkla okuruz. Ama bugün İzmirin iyi yönetilmediğine yönelik giderek yaygınlaşan ulusal kanıyı değiştirmez bu. Üstelik uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının verdiği puanlar, en temel belediye hizmetlerini alamadığını düşünen İzmirlileri hiç ilgilendirmez.
Sokağında İZSU nun açtığı çukuru aylarca İZBETON tarafından kapattıramayan İzmirli Moodys veya Fitchin değerlendirmeleri ile rahatlamaz. Ankaranın Türkiyenin en borçlu belediye olması veya düşük kredi notu nasıl Ankaralılar ı ilgilendirmiyor ise İzmir için de aynı durum geçerlidir.
Büyük belediyecilik başarısı olarak lanse edilen kredi notları altyapısı ile Batman, Şırnak kırsalını andıran Urla Zeytinalanında yaşayan benim gibi İzmirliler i ancak öfkelendirir. Otobüs durağına ulaşmak için üç adam boyu otların arasından geçen, tozlu meydanı ancak yıllar sonra mıcır ile tanışan (asfalt henüz yok) Zeytinalanı sakini olarak Büyükşehir Belediyesine, Fitchin notu mübarek olsun diyorum.
Aziz Başkan, İzmirli yi belediye bürokrasisinden kurtar
Ruhsuz binalar, hantal devlet daireleri ve sorununuzu anlatmaya çekindiğiniz sinirli memurlar. Biraz azar bedeli ile sorununuzu anlatsanız bile başlayan kahredici süreç. Bitmeyen işlemler, ardı arkası gelmeyen belgeler, imzalar, havaleler ve benzeri… Milli duygularımız genelde ilk olarak bu bürokrasi karşısında erozyona uğrardı. Hükümran devlet ve onların haşmetli bürokratları kalelerinde kabul buyurdukları tebaaları yani vatandaşlar…
Karikatürize de olsa tablo kısaca buydu. Hastaneden sular idaresine, tapudan sosyal güvenlik kurumlarına her yer bürokratik oligarşinin karakolları gibiydi. Bir dönem adeta halkı yıldırma ve yıpratma aracı olan bürokrasi son yıllarda büyük ölçüde dönüştü. Vatandaş son 10 yılda bürokrasiye karşı önemli kazanımlar elde etti. İşlerimiz, sorunlarımız karşısında hizmet etmeye daha yatkın bir memur ve bürokrat profili ile karşılaşıyoruz. Okuduğu gazetenin arkasından yüzünüze bakmadan sorununuzu dinleyen memur yerine iletişim kurmaya çalışan çözüm odaklı memurların sayısı umut verici şekilde artıyor.
Özellikle son yıllarda devlet kadrolarına dahil olan memurlar ve bürokratlar insan odaklı düşünüyor; diyalog, iletişim kapısını açık tutmaya çalışıyor. Buraya kadar her şey güzel. Güzel olmayan ise kamu bürokrasisindeki bu dönüşümün henüz İzmir belediyelerinin uzağında olması.
Aziz Başkanımız, nolur belediyeniz ve ilçe belediyelerindeki bürokrasiyi dönüştürmek için mücadele edin. Metrekareye birkaç personelin düştüğü belediye işletmeleri hizmet açısından Türkiyenin 20 yıl gerisinde.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.