Alınan dersler Acil sağlık hizmetlerine bakış
Ülkemiz topraklarının yüzde 95i deprem kuşağı üzerindedir. Dokuz ayda bir, Türkiyenin herhangi bir bölgesinde altı ve daha büyük şiddette deprem olmaktadır. Bu şiddetteki bir deprem dünyada birçok ülkede ölüm ve yaralanmaya yol açmasa da ülkemizde durum böyle değildir. 3.8 şiddetindeki depremde bile ölen, yaralanan insanlar olmaktadır.
17 Ağustos 1999 tarihinde yaşadığımız Marmara depreminin üzerinden onbir yıl geçti. Yüzyılın felaketi olarak tanımlanan bu depremden hemen sonra başlayan hazırlık çalışmaları sayesinde toplumsal duyarlılık artmıştı. Okullarda, işyerlerinde düzenlenen eğitim çalışmaları ve basında bu konuda çıkan haberlerin katkısıyla depremle birlikte yaşamaya alışmıştık. Depremin hemen ardından başlayan bu çalışmaların son yıllarda azaldığını görüyoruz. Bu konuda toplumsal duyarlılığın da kaybolmuş olması çok düşündürücüdür.
Alınan dersler
1- Geçen onbir yıl içinde, deprem sonrası ilkyardım eğitimi konusunda yeterli gelişme sağlanamadı. Sıkça söylense de bu konuda yeterli bilinçlenme sağlanamadı.
Toplumda herkesin Kişisel Eylem Planı olmalıdır…
Deprem sonrasında tüm bireylerin kişisel eylem planı olması gerekmektedir. Toplumda kaç kişinin bu konuda hazırlık yaptığını düşünüyorsunuz? Kaç kişinin deprem çantası var? Kaçımız deprem sonrası “toplanma yerlerini” biliyoruz?
Evinizde, işyerinizde veya okulda. Yolda ya da aracınızın içinde. Yaşadığınız ve bulunduğunuz ortamlarda deprem anında ne yapacağınızı, nereye saklanıp, nereye kaçacağınızı önceden düşünün. Eviniz ve evinizin bulunduğu zemin sağlamsa, deprem sırasında evinizde kalabilirsiniz. Ancak başınızı, yüzünüzü korumalısınız. Evde bulunan eşyaların devrilerek veya kırılarak size zarar vermeyeceğinden emin olmalısınız.
Eviniz ya da zemin sağlam değilse, içinde yaşadığınız binanın kuvvetli bir depremde yıkılma olasılığı varsa, zemin katta olsanız da pencereden atlamayı düşünmeyin. 10-makinesi, çelik kasa, mutfak tezgahı gibi dayanıklı eşyaların önüne sığınmak ta sizi kurtarabilir. Tüm bireylerin eylem planını hazırlaması gerekir. Eylem planınızı ailenin diğer bireyleri ile paylaşın. Zaman zaman da tatbikat yapın. Bu sayede deprem anında nasıl davranacağınızı bilir ve soğukkanlılığınızı koruyabilirsiniz.
Deprem sonrası profesyonel yardım gelene kadar geçen zaman, insan yaşamı için çok önemlidir. Altın saatler denilen bu zaman diliminde temel ilkyardım uygulamaları çok önemlidir ve ilkyardım bilenler kendi yakınlarına yardımcı olabilecektir.
İlkyardımla ilgili olarak, deprem sonrasında iki temel konu çok daha fazla önem kazanmaktadır: Kanamalar ve kırık çıkık – ezilmeler.
Elimizin altında bulunan sert mukavvalar, güneşlikler, kapılar, dolap kapakları, temiz bir bez parçası, bir kravat ya da bir eşarp ilkyardımda kullanılan malzemelerdendir.
Kanaması olan bir kişiye yapılacak olan ilkyardım, kanayan bölgeye temiz bir bez ile bastırmaktır.
Kırık, çıkık, ezilme şüphesi olduğunda da, bu bölgenin sert mukavva veya güneşlik gibi sert bir madde ile hareketsiz hale getirilmesi gerekir.
2- Hastane Afet Planları HAP: Hastanelerimiz afetlere hazır değil. Geçen onbir yıl içinde tüm Türkiye’de afete hazırlık konusunda çalışma başlatmış olan sadece birkaç hastane vardır. Ancak, bu süre içinde tatbikat yapmış olan tek bir hastane yoktur.
Hastanelerin afetlere hazır olması için belli bir disiplin ve standart halinde plan yapılması ve afet olmadan önce bu planı gözden geçirerek tüm personeline aktarması ve öğretmesi gerekir. Hastane afet planı hazırlandıktan sonra bu plan ile ilgili, tüm hastane çalışanlarının katıldığı, yılda en az iki uygulamalı, iki de masabaşı tatbikatı yapılmalıdır.
3- Hastanelerin fiziksel yapıları çok yetersiz. İstanbul ve İzmir’deki hastanelerin yüzde 72 sinin elden geçirilmesi gerektiği, binaların yeterli ve dayanıklı olmadığı resmi çalışmalar sonucunda açıklandı. Hekim, hemşire ve paramedikler deprem sonrası yıkılmaya veya dökülmeye hazır binalarda çalışmak istemiyor.
4- Afet ve afete hazırlık konusunda çalışmalar yapan hemen her kurum bunu kendi önceliklerini düşünerek yapmaktadır. Bütünlük ve ulusal bir çalışma sergilenememektedir. Bu da afete hazırlık alanında çok para ve zaman harcanmasına rağmen gerekli ilerlemenin sağlanmasına engel olmaktadır. Çözüm: Koordinasyonu sağlayacak bir yapılanma gereklidir. Türkiye de afet ve deprem alanında yapılacak her çalışma bu kurum tarafından koordine edilmelidir.
5- Resmi kurumlar afet ve deprem hazırlığı konularında yaptıklarını halkla paylaşmıyor. Büyük paralar harcanarak yapılan çalışmalardan halkın haberi yok. Yapılan tüm çalışmaların halkla paylaşılması gerekir.
Son söz
Devletin deprem ve diğer afetlere hazırlık konusunda yaptığı çalışmalar ne kadar önemliyse, biz bireylerin de alacağı kişisel önlemler bir o kadar önemlidir. Kişisel eylem planınızı yapmayı unutmayın!
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.