Bu bahsettiğim iki parkur biraz daha kısa olduğu için daha çok, fazla zamanı olmayan veya kondüsyonu yetersiz olanlar tarafından kullanılıyor.
Teleferik tepesinin batı yönünde bulunan tepe ise, Manastır tepesi olarak biliniyor. Balçova Barajının da batısında yer alan bu tepe, daha çok profesyonel yürüyüş tutkunlarının vazgeçemediği güzergah olarak biliniyor.

Parkurun başlangıcındaki birdenbire dikleşen yol iflahınızı kesiyor. Fakat 500 metre kadar çıktığınızda Körfezin eşsiz manzarası sizi selamlıyor.
Manastır yoluna ilk çıkanlar, dik yokuşun yorgunluğundan sonra, vazgeçip geri dönmezse, ileride kah alçalan, kah dikleşen yolda yemyeşil ormanın içinde kuş cıvıltıları ve rengarenk dağ çiçeklerinin doyumsuz güzelliğini içine çekerek tırmanışını sürdürüyor.

Termal Otelden sonra ilk yoldan sağa sapıldığında, yorgun düşüp geri dönmezseniz, 3 kilometrelik yürüyüşten sonra, Dede Dağının Manastır olarak bilinen tepesine ulaşıyorsunuz.
Burası dinlenmek, hatta piknik yapmak için ideal bir düzlük.
Manastır Yolunun pek çok müdavimi var. Her sabah manastıra kadar yürüyüp geri dönenler, hiç de azımsanacak sayıda değil.
Geçtiğimiz hafta yağan şiddetli yağışlar, ne yazık ki Manastır Yolunu iki yerden geçit vermez hale getirmiş.

Yol adeta ortasından bölünmüş ve arada korkunç uçurumlar meydan gelmiş durumda.
Manastır Yolunda yürüyüş yapanlar, tehlikeyi göze alarak ve adeta cambazlık yaparak yola devam etmeye çalışıyor.
Doğasever sporcular, yolun bir an önce yapılmasını sabırsızlıkla bekliyor.
Baharla birlikte, sırt çantalarının piknik malzemeleriyle doldurulup Manastır Yoluna akın edilmesiyle tehlikenin daha da büyük olacağı gün gibi ortada.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.