Değer ölçülerine ne oldu?

Farkında mısınız, günümüzden kırk elli yıl önce devleti dolandırma çeteleri böylesine tabana yaygın değildi. Bir kişi, bilemediniz iki kişi yasaların bir yanında bir açık bulur, oradan devletin hazinesini tırtıklardı. Ve bu tezgah uzun sürmezdi. Adam beş on kuruş edinince kendi ahlakına dönerdi.

Günümüzde bu kalktı. Şimdi elli kişi, yetmiş kişi çete kuruyor. Ve soygunu yıllarca devam ettiriyor. Hatta, dikkat ediyorsanız yaşı küçük kız çocuklarını kötü emellerine alet edenler var. Zaman zaman sayıları yirmiyi aşabiliyor. Ve bu yirmi kişi aylarca yıllarca o çocuğun incecik kemiklerini incite incite şerefsizliklerini sürdürüyor da içlerinden bir tek insan evladı çıkmıyor.

Konuyu polise duyurmak gereğini duymuyor. İnsanoğlu bu kadar mı kötü oldu? Evet, ne yazık ki, görünen bu. Arkadaşlar ülkenin kıt olanaklarını kullanarak okumuş beyin cerrahı olmuşlar. Öyle ki, haşa tanrıyla yarışır gibi bir el becerisine sahip olmuşlar. İnsanın beynini açıyorlar. İçine elleriyle uzanıyorlar ve o hastayı dünyaya geri getiriyorlar.

O öpülesi elleriyle bir şey daha yapıyorlar. Kurulmuş çetenin üyesi olarak devleti soyma yolunda emek harcayıp bu soygundan hisselerine düşen parayı ceplerine indiriyorlar. Peki, bu kişilerin geliri mi az? Alsancak’ta profesör doktor unvanlı birine gittim. Elindeki çekiçle iki kere vurdu.. Tıık, tık. Yüz lira verdim. Makbuz filan hak getire… Ankara’da mideme baktıracaktım. Bir profesör adı verdiler. Bir kere gittiğinizde altı yüz lira alıyormuş.

“Ülkemizde bu dengesizliği nasıl gideririz?” diye kafa yoracağımız sırada bakınız karşımızda ne gibi sorunlar çıkıyor? Sosyal güvenlikten sorumlu kurumun müdürü, kendi kurumunu dolandırıyor. Kime nasıl güveneceğiz? Müfettiş diye birilerini tutuyoruz. Onlar da işin cılkını çıkarıyorlar. Gidip yargıç ve savcıların telefonunu dinleme yolunda yargıçlardan izin alıyorlar.

Ülkenin şu yanında fazla, bu yanında az yaşanıyor, demek de mümkün değil. Her taşın altından bir çete çıkıyor ve günümüze kadar yıllardır, bir tek Allah’ın kulu çıkıp da “Bana çete üyeliği teklif edildi” demedi. Kime soygun teklif edilse hemen razı oluyorlar.

Ahlak nerede? Namus nasıl bir şey? Benim merak ettiğim bir ayrıntı daha var. Bunlar bu yolla elde ettikleri bu paraları eş ve çocuklarına nasıl izah ediyorlar? “Babacığım, geçen ay ‘tatile çıkalım’ dediğimizde mırın kırın ettin. Para nerede dedin? Şimdi BMW araba alıyorsun bu para nereden geldi?” demiyorlar mı?
Şu son lafları ezber yazmadım. Çok yıllar önce bir fakültemizin dekanı benim bir arkadaşımdan rüşvet olarak bir BMW araba aldı da oradan biliyorum. Arkadaşım şimdi yaşamıyor. İnşallah o profesör de aldığı arabanın hesabını vermek üzere arkadaşımın yanına gitmiştir.

Dileğim, bütün haksızlıklara, ahlaksızlıklara, densizliklere karışan ve yeltenen kişilerin bir an önce ya bu dünyada uygun mekanizmalar aracılığıyla hesabı görülmeli. Bu olamıyorsa yüce tanrım, o sahtekar kulunu bir an önce yanına alıp kendisinden ettiği haksızlığın hesabını sormalı.
Haksızlık eden ben olsam bile…

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın