Düşündük, taşındık, gereğini yapamadık

Hayali seçmen iddialarının ayyuka çıktığı, kömür, erzak, para, beyaz eşya yardımlarının tavan yaptığı, adayların, liderlerin karşılıklı olarak birbirlerine veryansın ettiği bir seçim maratonu yaşadık.

Son iki güne kadar adeta genel seçim havasında geçen yerel seçimler dün yapıldı.

Yaşadığımız, yerleşim merkezlerini yönetmeye talip olan belediye başkanı, meclis üyeleri ve muhtarlar için oy kullandık.

Sandık başına giden herkes düşündü, taşındı ve gereğini yaptı.

Sandıklar açıldı, sonuçlar açıklandı…

Oy pusulasında 19 partinin isim ve amblemi bulunmasına karşın, yarışın çoğu yerde iki, üç, bilemedin beş partinin adayı arasında geçtiği görüldü.

Geri kalan 14 partiye çoğu yerde doğru dürüst oy bile çıkmadı.

“Siyasi partiler, demokrasimizin vazgeçilmez unsurudur” denilse de, yarışın üç- beş parti arasında geçmesi, halkın tercihini sadece bu partilerden yana kullanması, diğerlerine gönül verenlerin emeklerinin boşa gittiğini, onların sadece birer tabela partisi olduğunu kanıtlıyordu.

Neyse…

Bir seçim maratonu daha sona erdi…

Kimi yerleşim merkezlerinde eski başkanlar koltuklarını korudu, kimilerinde yeni isimler seçildi.

Ancak… Onca yoksulluğa, yolsuzluğa ve işsizliğe rağmen ortaya çıkan tablo oldukça düşündürücü…

Örneğin; siftah yapamayan esnaf, aldığı maaşla geçinemeyen işçi, memur ve emekliler…

Borç batağındaki tüccar ve işadamları…

Fabrikasının kapısına kilit vurmak zorunda kalan sanayiciler…

Kredi kartı kullandıkları için ülke yöneticileri tarafından “dürüst” olmayanlar…

Ürünü para etmediği için “anasını alıp gitmek” zorunda kalan çiftçiler…

‘Beceriksiz’
olduğu için işyerinin kapısına kilit vurmak zorunda kalanlar…

Kısacası, zor durumdaki binlerce, milyonlarca insan, eline geçirdiği bu büyük fırsatı doğru dürüst değerlendirebildi mi?

Bana göre bu sorunun yanıtı kocaman bir “hayır.’

En iyisi, Timurlenk’in huzuruna çıkıp bir kaç fil daha istemeli…

Ne dersiniz?


***

İzmir tehdite boyun eğmedi

AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Taha Aksoy, oyunu Karşıyaka Bostanlı’daki Vapur İskelesi’nde kurulan sandıklarda kullandı.

Aksoy, eşiyle birlikte oyunu kullandıktan sonra yanlarına yaklaşan bir öğretmen şöyle diyor:

“Sizi beğeniyorum. Ancak AKP’de olmanızı doğru bulmuyorum. Keşke o partide olmasaydınız. Ben bu seçimde de maalesef adaya değil, partiye oy verdim.”

Aksoy da kadına; “Ben AKP’nin adayıyım. Keşke ilkelerinizden taviz vermeseydiniz” diye yanıt veriyor.

Öğretmenin bu sözleri, aslında İzmir’deki genel tabloyu özetliyor.

Çünkü…

İzmirliler, tehdite, şantaja, kömüre, erzaka oy vermedi…

İzmirli, “İzmir’in o kadar kolay, alınıp verilemiyeceğini” dosta düşmana gösterdi.

Ve…

İzmir, ülkenin aydınlık yüzü olduğunu bir kez daha kanıtladı.


***

BİRAZ GÜLELİM


Belediye başkanı

Arkadaşı sordu;

– Yahu senin büyük çocuk ne oldu?

– Bir süre çiftçilik yapmayı denedi, beceremedi. Sonra dükkan açtı iflas etti.

Ne iş yaptıysa, dikiş tutturamadı.

– Desene durum kötü!Gerçekten çok üzüldüm şimdi.

– Yok, yok üzülme. O, şimdi belediye başkanı oldu.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın