CHP, bu kadro ile maçı zor kazanır!

CHP, İzmir’de bir ilçe (Güzelbahçe) hariç belediye başkan adaylarını nihayet belirledi.
Ama…
Bu isimlerden bazıları 17 Şubat’a kadar değişirse hiç şaşırmayın.
Çünkü…
Belirlenen adaylar, tarafları pek memnun etmedi.
Örneğin; CHP’nin İzmir’deki kurmayları Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Ali Susam ve Parti Meclis Üyesi Bülent Baratalı’nın adayların profilinden hoşnut olduğunu hiç sanmıyorum…
Tek memnun olan var, o da istifa etmiş il başkanı ve Konak belediye başkan adayı Kemal Karataş…
Yani…
Şimdilik gülen Karataş…
Bakalım son gülen kim olacak?

***

Nitekim, belirlenen 29 ilçe belediye başkan adayından ikisi (Urla ve Torbalı) değiştirildi.
Basına pek yansımasa da geçen hafta içinde Ankara’da yaşanan hatta İzmirli bir vekili istifanın eşiğine getiren gerginlik sürüyor. Bu hafta içinde yapılacak Merkez Yürütme Kurulu’nda ufak tefek rotüşlarla bir kaç adayın daha değişebileceği konuşuluyor.
Ancak, görünen o ki; Kemal Karataş’ın “30-0” hayali bu durumda biraz zor gerçekleşecek gibi görünüyor.
29 Mart’taki maç, berabere biterse hiç şaşırmayın.
Çünkü…
Teknik direktör, takıma doğru dürüst taktik veremiyor.
Takım kaptanın gözü dışarda, oyuncuların çoğunun jübile zamanı gelmiş.
Hal böyle olunca da taraftarın büyük bir bölümü takıma kızgın, kadro iyi değil. Bu nedenle taraftar takıma destek vermeyebilir ve rakip takım (AKP) maçı bile alabilir.
Çünkü… Rakip takım oyuncuları anrenmanlarına çoktan başladı bile…
Geçmişte CHP’nin en golcü oyuncularından Ahmet Sarışın’ı transfer eden AKP, karşı takımın kendi kalesine atacağı gol ile sürpriz yaparsa hiç şaşırmayın
Her ne kadar son günlerde “çarşafa dolaşsa” da “altı oklu” partiye gönül verenler, “Kan kusup, kızılcık şerbeti içmek” pahasına her şeye rağmen, “Hep destek, tam destek” dediği takdirde bu maçı yine de alabilir.
Kaldı ki; bu maçın telefisi yok.
Eğer, maç kaybedilirse taraftarlar “Yönetim istifa”, “Başkan istifa” şeklinde tezahüratta bulunabilir ve yeni genel başkan arayışına girilebilir.
Bu nedenle taraftarlar, yönetimin transfer dönemi kapanmadan (Yüksek Seçim Kurulu’na listelerin verileceği 17 Şubat gününe gelmeden) bazı oyuncuları değiştirmesinde yarar var.
Benden söylemesi.



***

Kaderin cilvesine bak!

İzmir’de en renkli yarış Konak’ta geçecek gibi görünüyor.
Eski CHP’li Ahmet Sarışın, AKP’den aday oldu.
Rahmetli Ahmet Piriştina’nın sırdaşı olan Erdal İzgi de DSP’den başkanlığa soyundu.
Seçim bölgesinde propaganda çalışması yapan Sarışın, destek arıyor.
Özellikle eski seçmen tabanına “Oylarınızı bana verin” derken zaman zaman tepki çekiyor.
Sarışın, işte o zaman ne diyormuş biliyor musunuz?
– Madem bana vermeyeceksiniz, o zaman DSP’ye oy atın.
Geçmişte halef- selef, hatta davalık olan bu iki ismin yolları yine kesişti.
Kaderin cilvesi bu olsa gerek!
Bakalım, 29 Mart’da kim karlı çıkacak?
Hep birlikte göreceğiz.



***

Kalkan’ın son arzusu ne?

İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Necip Kalkan, renkli kişiliği, hoş sohbeti ile dikkat çeker.
Yıllardır DYP ve DP saflarında politika yapan Kalkan’ın ismi CHP’den Konak ve Karabağlar’da belediye başkanlığı için geçti.
Ancak Kalkan’ın aklı fikri milletvekilliğinde ve TBMM Başkanlığı’nda olduğu için başkanlık adaylığını kabul etmedi.
Nitekim Kalkan şöyle dedi:
“Eğer TBMM başkanlığı yapmadan, o tokmağı elime almadan ölürsem, gözüm açık gider. Bir gün mutlaka o tokmağı elime alacağım. ”
Necip Bey, bu arzusuna erebilecek mi?
Milletvekili seçimlerinde göreceğiz.

***

Başmüzakereci Bey, siz kendi işinize bakın

AVRUPA Birliği’nin (AB) kapısında bekleyen ülkemizin başmüzakerecisi Egemen Bağış, işi gücü bırakıp AKP’nin Büyükşehir Adayı Taha Aksoy’a destek vermek için geçen hafta İzmir’e geldi.
Türkiye’nin AB’ye girmesi için henüz daha “bir arpa boyu yol” dahi alınamazken, mesaisini partisinin adayına destek için harcayan Bağış, “İzmir’i hakettiği noktaya getireceğiz. Taha Bey, İzmir’e layık olduğu hizmetleri yapacaktır. İzmir’i inşallah sahipleneceğiz. İzmir’in adını hep beraber dünyaya duyuracağız. İzmir’in üzerindeki kara bulutları temizleyeceğiz” diyor.
Başmüzakereci Beyefendi, beni “bağışlayın” ama siz önce kendi işinizin gereğini yapın ve ülkemizin adını Dünya’da adam gibi duyurun. Türkiye’nin Avrupa’daki ve Dünya’daki imajını zedelemeyin.
Ayrıca “İzmir’i inşallah sahipleneceğiz” diyerek ne demek istiyorsunuz?
İzmir’in sahipsiz olduğunu söylüyorsanız, demekki; bu güne kadar İzmir’e üvey evlat muamelesi yaptığınızı kabul ediyorsunuz.
Yani…
İzmir’i cezalandırdığını itiraf ediyorsunuz.
Ama…
İzmir halkının, bu şekilde tehditlere ve şantajlara karnı tok.
İzmirli, bu tür laflara kolay kolay pabuç bırakmaz.
Haberiniz olsun.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın