Mayısın biri ve üçün biri

1 Mayıs 1977 Türkiye’yi kontrgerillanın bir yerlere sürüklediğinin kanıtıydı.
1 Mayıs 2008, kontrgerillanın Türkiye’yi hala sapına kadar yönettiğinin kanıtı oldu.
Demokrasi, Başbakan Erdoğan’ın parti toplantılarında, grup buluşmalarında, “ver gaz” nitelikli yağı bol sloganları altında attığı geyik muhabbetinden öteye bir şey değilmiş.
Her şeyi yapabilirdiniz:
Mahallenizde bir tarikatın zikir törenlerinde kendinizden geçebilirdiniz.
Bunda bir sorun yoktu. Size biber gazı sıkan olmazdı.
Ya da takkeli ve cüppeli kıyafetlerinizle, ortalıkta dolaşıp kendinizi “şeriatın” temsilcisi haline getirebilirdiniz.
Bu da normaldi. Size silah doğrultan olmazdı.
Okula başörtüsü nedeniyle girememeniz, bu ülkede demokrasinin ana sorunu haline getirilebilirdi.
Başbakan’ın sözlü desteği arkasından gelir ve gerektiğinde anayasada değişiklik hükmü bile TBMM eliyle çıkarılırdı.
Yani yine hiçbir sorun olmazdı.
Jandarma alanlarda sizin için yığınak oluşturmazdı.
Polis şehirlerin yaşam merkezleri olan meydanları bariyerlerle çevrelemezdi.
Ama siz bir emekçiyseniz…
Hele hele haklarınızı savunan, dolayısıyla sendikalı bir emekçiyseniz; bir araya gelmeniz bu ülkenin dudağını uçuklatırdı.
Nitekim 1 Mayıs 1977’deki gibi Taksim’e çıkmak için sendikanız ile birlikte hareket ettiğinizde; daha sendikanızın merkez binasında gaz bombalarıyla boğulabilirdiniz.
Nitekim hastanelere bile gaz bombası atıldığını…
Yabancı turistlere sokak ortasında arka arkaya darbelerle “Turkish Cop” ikram edildiğini…
Yolda 3 arkadaşınızla yürürken, o “sözüm ona polislerin” size silah doğrulttuklarını görmememiz mümkün olamazdı.
Nitekim öyle de oldu.
İki kafadar İstanbul’da derebeyliklerini ilan edercesine ve de bunu kanuna dayandırma pişkinliğini sergileyerek halkın kimyasını bozdular.
Polis devleti nasıl olurmuş, faşist uygulamalar Mussolini’yi ve Hitler’i aratırcasına nasıl uygulanırmış hepsini tüm dünyaya gösterdiler…
Gazetecilerin kollarını kırdılar, kendi gazete sınırlarının içine kadar girerek.
Bir dur diyen olmadı.
-Cumhuriyet’ten Mustafa Balbay’ın tarifiyle- Bakan “haşır neşir bizim Beşir” de demokrasinin sadece ağzında çöpe atılacak sakızdan öte bir şey olmadığını ortaya koydu.
Adını Mevlana’nın isminden alan bir polis şefi ile “kendi Güler vatandaşı ağlatır” bir vali; bu ülkenin demokrasi tarihine kapkara bir leke sürdüler.
Tüm yaşananlardan sonra Rehn ve Barroso isimli AB komiserleri, kasaplarda kıçlarına maydanoz sokulmuş kuzular gibi “sessiz”lerdi.

***

Dedik ya…
Mayısın birinde.
Kapkara çarşaflarla, cüppeyle sarıkla dolaşsanız hiçbir sorun olmazdı.
Ama zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ve geceleyin otellerde değil sokaklarda yatarak sabahı, eylemi bekleyen işçilerseniz durum sizin için kötüydü.
Ana Muhalefet liderliği, Salı konuşmaları ve yazılı açıklamalarıyla sınırlı Deniz Baykal ise, bir kez bile polis devletinin faşist saldırılarının merkezi konumundaki DİSK Başkanı Süleyman Çelebi’yi bir kez bile aramamıştı…
Önceki Cumhurbaşkanı Sezer ve Patron örgütü TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ bile aramışken!
Üç hafta arayla İzmir’e gelerek neredeyse “osuruk ağacı açılış”ları bile gerçekleştirme cüretini gösterecek Baykal, 1 Mayıs için neden DİSK’te değildi?
Neden DSP Genel Başkanı Sezer gibi, bu ülkenin yüz akı o işçiler gibi “Hedef Taksim” diye 1 Mayıs’ta muhalefetliğinin gerektirdiğini yapmamıştı Baykal?
DSP Lideri Sezer, öğretmenleri Ankara’da panzerlerle önce ıslatıp sonra dövdüren Ecevit iktidarının da özrünü dilemiş oldu bir anlamda.
Türkiye’yi yönetemediğini bir kez daha gören ve provokasyonlara sebep olan siyasi iradenin başı Erdoğan kadar, Baykal’ın bu rahatlığı da sorgulanmalıydı!
Turnusol oldu 2008 yılında Mayıs’ın biri…
Ancak, öyle gösteriyor ki yepyeni bir siyasi oluşum çıktığı takdirde, halk da biraz kendine gelirse; bu liderler oy değil; alacaklar üçün birini!
Bize ne geçmişini unutup işçileri coplatan Erdoğan ne de kulağının üstüne yatan Deniz Baykallar değil; 6 Mayıs 1972’de darağacında asılan ve bu 6 Mayıs’ta onurlu duruşlarının hala yüreklerden silinemediğini gereceğimiz Denizler lazım Denizler!
Hepinize iyi haftalar…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın