AKP herkese mavi boncuk dağıtıyor

BİLDİK bir öykü var. Zamanında padişahın birinin hareminde onlarca cariye varmış.
Her gün biriyle beraber olan padişaha cariyeleri, ”En çok kimi seviyorsunuz haşmetlim?” diye sorarmış.
Padişah, birini söylese diğeri güceneceği için sorunu şöyle çözmüş.
Haremindeki bütün cariyelere mavi boncuk vermiş.
Hepsine de sıkı sıkı tembih etmiş. ”Sakın ola mavi boncuğun sende olduğunu kimseye söyleme” diye…
Cariyelerin hepsi bir araya zaman ”Haşmetlim, en çok kimi seviyorsunuz?” diye sorduğunda padişah şöyle dermiş:
”Mavi boncuk kimdeyse, en çok onu seviyorum.”
Şimdi bu öyküyü niye yazdım.
Çünkü…
Konak’ta benzer bir durum yaşanıyor da onun için…
AKP yöneticilerinden söz aldıklarını iddia eden bazı isimler, ”Ben AKP’nin adayıyım” diye şimdiden çalışmalara başlamış bile…
Kim mi bunlar?
Eski Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışın…
Eski Anavatan İl Başkanı ve halen İTO Meclis üyesi olan ekonomist Bilal Doğan…
Ve Gaziemir Belediyesi’nde görevli olan İrfan İçöz…
İçöz, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura’nın gözde bürokratlarındandı… Anlaşılan, AKP yöneticileri herkese ”Adayımız sensin” diyerek mavi boncuk dağıtmaya devam ediyor. AKP bunu sadece Konak’ta değil, hemen hemen bütün ilçelerde yapıyor.
Neyse…
Asıl adaylar kimler olacak?
Önümüzdeki yıl göreceğiz.
Aday olanlar muratlarına erecek. Aday gösterilmeyenlerin yaptığı propaganda ise AKP’nin yanına kar kalacak.
Taktik güzel değil mi?

Ecevit, Cem, Gürkan ve İnönü isimleri Narlıdere’de yaşıyor

GEÇEN hafta bu sütunlarda bu dünyadan göç eden sosyal demokrat liderler, Bülent Ecevit, Aydın Güven Gürkan, İsmail Cem ve Erdal İnönü için ”Sanki bazı CHP’li belediye başkanları, bu liderlerin isimlerini bir yere vermeye korkuyor” demiştik.
Narlıdere’nin CHP’li Belediye Başkanı Abdül Batur, sosyal demokrat liderlerin ismini yaşatan başkanlardan birisi…
Narlıdere Belediye Meclisi’nin aldığı karar sonucunda sosyal demokrat liderlerin isimlerinin yaşayacağı yerler şöyle:
Narbem Eğitim Merkezi’nin adı Erdal İnönü Eğitim Merkezi olarak değiştirildi.
Yenikale Mahallesi’nde Güzel Sokak’ın adı İsmail Cem Sokak oldu.
6 Evler Mahallesi’ndeki Batı Sokağı’nın ismi Bülent Ecevit Sokağı yapıldı.
Şehitlik Camii arkasında yapılacak parka Aydın Güven Gürkan ismi verildi. Park yeni yılda açılacak. Umarım CHP’li diğer başkanlara örnek olur.

Nerede kaldı, temiz toplum, temiz siyaset?

GEÇTİĞİMİZ hafta CHP’deki bazı akçeli işlerden ip uçları vermiştim.
Eski il yönetiminde bu akçeli işler öylesine karışıkmış ki; o dönem il yönetim kurulunde yer alan Nuri Mengüaslan, CHP İzmir İl Yönetim Kurulu Başkanlığı’na parti kayıtlarına 25 Mayıs 2006 tarih ve 2006/576 sayı ile kaydedilen şu dilekçeyi vermek zorunda kalmış:
”4 Eylül 2005 tarihli kongremizle göreve seçilen İl Yönetim Kurulumuz’da tüzüğümüzün 8’inci maddesi ve hesap yönetmeliğimizin 5, 6 ve 8’inci maddelerine göre 2005 kesin hesap ve 2006 tahmini bütçemizle ilçelerden gelen kesin ve tahmini bütçelerde dahil olmak üzere, İl Yönetim Kurulu gündemimizde bugüne kadar hiçbir konu görüşülmemiş olup; genel merkeze gönderilen kesin tahmini bütçelerimiz hakkında hiçbir yönetim kurulunda görüşülmediği, konunun tüzüğümüze ve siyasi partiler kanununa aykırılık taşımaktadır. Durumu bilgilerimize arz ederken, konu ile ilgili tarafımın herhangi bir sorumluluğu olmadığını bildiririm.”
Aynı zamanda mali müşavir olan Mengüaslan, akçeli konularda sorumluluk almamak için böyle bir dilekçe vermiş.
Böylece şu anda milletvekili olan Selçuk Ayhan ve eski sekreter Zikri Dursun’un il başkanlığı döneminde yapılan akçeli tüm işlemlerle ilgili sorumluluğu üzerinden atmış oldu.
İl Başkanı Kemal Karataş’ın açıkladığı bazı harcamalarda, eğer yargıyı ilgilendirecek bir durum ortaya çıkarsa o zaman il yönetimindekilerin (Mengüaslan hariç) hepsinin başı derde girebilir.
Böyle giderse, CHP kendi iç işleriyle, sorunlarıyla uğraşmaktan dışa dönük propaganda yapmaya zaman bulamayacak.
Seçimler gelip çattığı zaman ise, ‘atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş’ olacak.

Yavuz’dan ‘Gezegenin Günlüğü’

BİRGÜN Gazetesi İzmir Temsilcisi Engin Yavuz, 31 yıldır tuttuğu günlüğünü kitaplaştırdı. Yavuz’un ”Gezegenin Günlüğü” adını verdiği 176 sayfalık kitap adeta, küresel ısınmanın yaşandığı bir dönemde ülkemizdeki iklim olaylarının kronoloji olmuş.
Yavuz, kitabın nasıl oluştuğunu şu sözlerle anlatıyor:
”1976 yılından bu yana ajandaya, not defterlerine, yarısı yırtılmış kağıtlara günlük tutuyordum. Tam 31 yıldır anılarımı, gözlemlerimi ve yorumlarımı yazıyorum. Şimdiye kadar yazdıklarımı benim dışında okuyan olmadı. Ancak zaman zaman hangi yılda ne yazdığımı merak eder, kendim okurum. İşte böyle bir inceleme sırasında, yağmura, buluta, şimşeğe, gök gürültüsüne, kısacası hava olaylarına olan ilgimin günlüklerime oldukça fazla yansıdığını farkettim. Bunlar özel olmadığı için meraklıları ile paylaşmak istedim.”
Etki Yayınları’ndan piyasaya çıkan kitabı bir solukta okuyacağınıza inanıyorum.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın