Aslan gibi sosyal demokrat artık yok

TÜRK siyaset dünyasında yaprak dökümü sürüyor. Özellikle sosyal demokrat kesimin önde gelen isimleri tek tek aramızdan ayrılıyor.
Sosyal demokratlar ilk büyük kaybını 22 Ocak 2006’da verdi. SHP’nin kurucu genel başkanı Aydın Güven Gürkan yakalandığı amansız hastalığa yenildi. Yine geçen yıl bugün Bülent Ecevit’i yitirdik.
Bu yılın başında 23 Ocak 2007’de İsmail Cem uzun süre mücadele ettiği hastalığa yenik düştü, aramızdan ayrıldı. Üçünü de saygıyla anıyorum.
Ve son olarak Türk bilim ve siyaset dünyası 31 Ekim 2007 günü Erdal İnönü’yü kaybetti.
Siyasete 12 Eylül’den sonra sosyal demokratları birleştirmek amacıyla zoraki olarak giren ve SODEP’i kuran İnönü, daha sonra HP ve SODEP’i birleşmesiyle oluşan SHP’nin genel başkanı oldu.
Parlamentoya ilk kez 1986’daki ara seçimlerde İzmir’den milletvekili olarak giden İnönü, demokratlığı, nezaketi, hoşgörüsü, beyefendiliği, mütevazılığı, dürüstlüğü, zekası ve esprileriyle hemen herkesin kalbini fethetti. Gazetecilerle arası oldukça iyi olan rahmetli İnönü ile çok güzel anılarımız oldu. Koltuğuna yapışmayan ender siyasetçi olarak farkını gösteren, siyaset literatürüne ‘Aslan sosyal demokratlar’ deyimini sokan İnönü, omuzlara alınmayı hiç sevmezdi.
Ama…
Cenaze töreninde binlerce seveninin omuzları üzerinde son yolculuğuna uğurlandı.
Sağlığında sosyal demokratları birleştirmesi istenen İnönü, bunu ancak cenazesinde yerine getirebildi.
İzmirli hemşehrileri, parlamentoda kendilerini temsil eden bu güler yüzlü bilge insanı hiç unutmayacak. İnanıyorum ki; O’nun adı İzmir’in en güzel yerinde yaşatılacak. Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın.

Ve İnönü’den bir İzmir anısı

1989 yerel seçimleri öncesinde İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden rahmetli Erdal İnönü, aralarında benim de olduğum bir grup gazeteci ile yaya olarak Kordon’dan Efes Oteli’ne doğru yürüyerek geliyorduk.
Dolgu yapılmadığı dönemde Kordon’un deniz tarafındaki kaldırımdan yürüyen Erdal Bey’in hem fotoğrafını çekiyor, hem beraberce gidiyorduk. Bir ara Erdal Bey, kaldırımın denizle buluştuğu beton set üzerinden fotoğraf çeken Anadolu Ajansı foto muhabiri rahmetli Celal Yılmaz’ı şöyle uyarmıştı:
”Aman dikkatli olun. Denize düşersiniz.”
Bunun üzerine Celal Abi, ”Önemli değil efendim. Nasıl olsa yüzme biliyoruz” diye yanıt verince, rahmetli İnönü, lafı gediğine koyarak şöyle demişti:
”Canım siz yüzme biliyor olabilirsiniz. Peki, fotoğraf makinanız yüzme biliyor mu?”
Bu söz üzerine hepimiz gülmekten adeta kırılmıştık.

Vekillerimiz nerede?

TÜM yurtta olduğu gibi İzmir’de de Cumhuriyet Bayramı büyük bir coşku içinde kutlandı.
Törenlerde ve ardından yapılan yürüyüşte 7’den 70’e binlerce İzmirli, cumhuriyete bağlılığını haykırdı, bölücülere ve şeriatçılara karşı tek yumruk, tek yürek oldu.
Ancak…
Bu törenlerde İzmir’i Ankara’da temsil eden 24 milletvekilinden sadece 9’unun bulunması, diğerlerinin halkın coşkusuna eşlik etmemesi dikkatlerden kaçmadı.
İzmir’deki törenlerde CHP’den sadece Güldal Mumcu, Mehmet Ali Susam, Abdürrezzak Erten, Kemal Anadol (Foça’daki törenlerdeydi), Selçuk Ayhan (Bornova’daydı), AKP’li İsmail Katmerci, Taha Aksoy, Tuğrul Yemişçi ve Erdal Kalkan’ı görebildik.
Buna karşın CHP’den 4, AKP’den 5, MHP’den 4 ve DSP’den 2 milletvekili törenlere katılmadı. Bu duruma tepki gösteren vatandaşlar, ”Böylesine önemli bir günde aramızda olmayan milletvekillerini, acaba ne zaman göreceğiz?” diye sordu.

AKP ve CHP’nin mantık evliliği boşanma ile bitti

İZMİR İl Genel Meclisi’ndeki AKP-CHP koalisyonu sonunda bitti.
Kimilerinin ”hizmet koalisyonu” veya ”mantık evliliği” adını verdiği ”AKP-CHP işbirliği” sona erdi.
Çünkü; daha önceki il başkanı döneminde gerçekleştirilen bu koalisyondan bir takım insanlar yarar sağlarken, CHP ise zarar gördü.
Nitekim, 22 Temmuz seçimlerinda alınan sonuçlar bunun somut kanıtı.
CHP, özel idaresinin hizmet götürdüğü pek çok yerde istediği, beklediği oyu alamadı.
Özel İdare’nin yaptığı yatırımlar hükümet icraatı olarak gösterildi ve açılışlar ya Başbakan, ya da bakanlar tarafından yapıldı. AKP ile koalisyon için yanıp tutuşan CHP’li meclis üyeleri hiç bir yatırımın açılış veya temel atma törenine genel başkanları Deniz Baykal’ı veya partinin üst düzey bir yöneticisini dahi getiremedi.
Neyse…
Ülkenin hangi rejimle yönetileceği gibi en temel konuda bile ters düşen iki partinin küçük çıkar hesaplarıyla daha fazla birarada kalması mümkün değildi…
AKP-DP evliliği hayırlı olsun. Gerçi biz bu filmi daha önce izlemiştik ama…
Önümüzdeki dönem CHP, etkin ve yapıcı bir muhalefet yaparsa, koalisyon döneminde kaybettiği itibarı da yeniden kazanma fırsatı yakalayabilir.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın