Herkes seçime göre durumdan vazife çıkarır. Genel bir durum değerlendirmesi yapılır. Bir seçim stratejisi ve projesi hazırlanır. Peki İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin seçim stratejisi var mıdır?
Çünkü…
İzmir’de seçim ortamında en çok eleştirilecek kurumların başında Büyükşehir Belediyesi olacak, adeta hedef tahtası yapılacak. Hizmetleri ve kadroları sorgulanacak. Bu durum CHP’nin ve çağdaş İzmir halkının geleceği açısından da çok önemlidir.
Geçtiğimiz günlerde, üç yılı geride bırakan yerel yönetimlerin İzmir’de yaptıklarını medyada takip etmişsinizdir.
Yapılanlar, yapılmayanlar ortada.
Halk ilk seçimde takdir hakkını kullanacak.
* * *
Neyse…
İcraatları bir kenara bırakalım da son zamanlarda belediye kadrolarında yapılan bazı görev değişikliklerine bir bakalım. Örneğin; Büyükşehir’de yıllardır baş hukuk müşavirliği yapan Fırat Ünver, başarısız olduğu gerekçesiyle görevinden alındı!
Yıllardır, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tanınan bu hukukçu için Başkan Kocaoğlu, ”Emekliye ayrıldı” dese de herkes onun bal gibi görevden alındığınını biliyor. Tıpkı daha önceki Hasan Fehmi Mani olayında olduğu gibi…
Peki yerine gelenin ilk icraatı nedir biliyor musunuz? Hemen söyleyeyim; kardeşini müşavir yardımcısı yapmak. Hukuk müşaviriliğinde huzursuzluğun had safhada olduğu, işlerin iyice karıştığı belediye koridorlarında yüksek sesle konuşuluyor.
Yılların hukukçusunun harcanması sırasında belli ki birileri Başkan Aziz Kocaoğlu’nu yanıltmış.
* * *
Bu arada Başkan Kocaoğlu’nun büyük umut bağladığı metro projeleri, hangi bürokratlar tarafından yürütülecek o da merak konusu…
Kültürpark’ın altında mermer çıkarmak için kazı yaptıran mı, (Mermer fuarında yabancı konuklar, inşaatı görünce mermer ocağı sanmışlar) yoksa Üçyol-Üçkuyular hattında çamura saplanan bürokrat mı?
Geçen hafta CHP il yöneticileriyle yaptığı toplantıda, ”Seçim zamanı gelince partim için çalışacağım” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bu çabası yeterli olacak mı? Seçim sonuçlarını alınca göreceğiz.
Yaşananlara bakılırsa Büyükşehir Belediyesi’nin doğru düzgün bir pusulası yok. Seçim ortamını açık bir denize benzetecek olursak, bu denizde pusulası olmayanlar batar.
Pusulası olan ise mutlu ve güzel sahillere çıkar.
CHP il yönetiminin çifte standart davranışları sürüyor
GEÇEN hafta, Bornova İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Kudu ile İlçe Gençlik Kolu Başkanı Engin Daşdemir, parti binasında tartıştı, küfürleşti.
Partililer, tartışma kavgaya dönüşmeden tarafları yatıştırdı.
Bu olayı duyan İl Başkanı Selçuk Ayhan, ”Parti binası önünde partililere küfreden birisi CHP’li olamaz. Daşdemir, gençlik kolları ilçe başkanlığından alındı. Bu sıfatı hak edenler taşıyacak. Parti üyeliğine de en kısa zamanda son verilecek. Bunların CHP’li olmaları mümkün değil” diye açıklama yaptı.
Peki sevgili Ayhan’a sormazlar mı?
Bir süre önce il binasında yönetim kurulu toplantısını yaptıktan sonra yaşanan küfürlü, yumruklu kavgaya karışanlar CHP’li değil miydi? Ayhan’dan o kavgaya karışanlar hakkında ”Ben o gün orada yoktum, daha sonra duydum” şeklindeki açıklaması dışında bir söz veya kınama duydunuz mu?
Gerçi o olaya genel merkez el koydu. Kavgaya karışanlar hakkında kararı Yüksek Disiplin Kurulu verecek.
Ama…
İktidara talip olan partide, bir yanda yüzlerce kişi çalışıp, çabalayacak, diğer yanda ise halkın güvenini boşa çıkaracak uygulamalar yapılacak. Çifte standartlı yaklaşım içinde içinde olacak. Yazık, çok yazık…
* * *
SÖZ CHP’den açılmışken, parti örgütü bugünlerde, bir il yöneticisinin karıştığı sahteciliği konuşuyor.
Bir süre önce ihaleye fesat karıştırmak suçundan tutuklanan il yöneticisinden sonra, bu kez başka bir il yöneticisinin ”Sahte sigorta çetesi”yle işbirliği yaptığı iddia ediliyor.
Nitekim polis, olayla ilgili olarak yedi kişiyi gözaltına aldı.
Soruşturma sürüyor.
SSK müfettişlerine ifade veren sigorta mağdurlarından Mehmet Köse, sahte sigorta yapan kişileri İl Sekreteri Zikri Dursun’un aracılığıyla tanıdığını iddia etti.
Konuyla ilgili olarak görüştüğüm Dursun, olayın doğru olduğunu, ancak kendisinin sahte sigorta yapan kişileri tanımadığını iddia etti.
Dursun, ”Partilimiz olan Mehmet Köse geldi bana üç-beş ay eksik sigortası olduğunu, yardımcı olmamı istedi. Bunun üzerine büromda buluştuk. Sigorta yapan şirketin sahibi ile tanıştırdım. Ama o kişinin sahte sigorta yaptığını bilmiyordum” diyerek kendini savundu. Ancak, Köse’nin SSK Sigorta Başmüfettişi Celal Kapan’a verdiği ifadesinde, kendisine iş veren şahsı ve yanındaki genç kadını, Zikri Dursun’un muhasebe bürosunda işe başladıktan sonra bir kez daha gördüğünü söylemesi dikkat çekiyor.
Neyse…
Çankaya tartışmalarının yapıldığı şu günlerde, CHP’nin sağlıklı bir yapı içinde seçimlere gitmesini isteyenlerin sayısı fazla… Umarım, CHP yöneticileri, halkın bu isteğine kulak verir ve seçim sürecinde eski hataları tekrarlamaz. Çalışmalarını kendi kişisel çıkarları için değil, parti için, halk için ve ülke için yaparlar. Yoksa yarın çok geç olur.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.