Koltukları karıştırmayın

CHP İl Genel Meclisi Grup Başkanvekili Yücel Özen’in geçtiğimiz hafta içindeki demeci bazı kişiler için “ders” niteliğini taşıyacak türdendi.
Özen, “CHP’de hiç kimse evindeki kendi koltuğu ile parti adına oturduğu makam koltuğunun yerlerini karıştırmamalıdır” başlığını kullandı.
Biliyorsunuz, İl Genel Meclisi’nde önemli bir başkanlık seçimi öncesinde bir suç nedeniyle tutuklanan CHP’li Şakir Başak’ın önce il yönetim kurulundan ardından parti üyeliğinden çıkarılması kararı alındı.
İl Genel Meclisi’nde CHP ve AKP’nin üye sayısındaki kritik yakınlığa rağmen, CHP’nin bu kararı almasını “siyasette ve yönetimde temel ilkesinin erdem” olduğunu belirten Yücel Özen, “Bu doğru duyarlılıklarla CHP Genel Merkezi tüm Türkiye’ye “önce erdem” mesajı vererek siyasi partilere de görevlerini anımsatmaktadır. AKP, erdemliliği milletvekili Fuat Geçen ihracında olduğu gibi ceza olarak algılarken, CHP, parti sorumluluğu ve toplumsal duyarlılığı bayrak edinmiştir. CHP’de parti disiplini, kamu vicdanını rahatsız etmemek, kamu malına el uzatmamak anlayışı “iktidar olmak” anlayışının önündedir. İzmir İl Genel Meclisi’nde de il örgütümüz ve genel merkezimiz gereğini yapmıştır. Üyemizde buna saygılı davranmış ve katkı koymuştur. CHP’de hiç kimse evindeki kendi koltuğu ile parti adına oturduğu makam koltuğunun yerlerini karıştırmamalıdır” diyor.
Peki kim karıştırıyor ?
Geçen haftaki yazımda İl Disiplin Kurulu’ndaki bir üyenin Konak Pier’e yaptığı ziyareti konu etmiştim. Bu yazımın ardından Kurul Başkanı ve bazı üyelerden “Teessüf” aldığımı gazeteye geldiğimde öğrendim. Kurul bizi partiye davet etmiş.
Ancak, kurulun bir üyesinin partideki tartışmalı günlerde o ziyareti yaptığını diğer kurul üyeleri de biliyor. Pier’deki kafeteryanın sahiplerinden olan ve geçmiş dönem CHP yöneticisi ile arkadaşlığı olduğu için o mekana gittiğini belirten üyenin biraz daha dikkatli olması gerekiyor.
Elbette, benim Disiplin Kurulu’nun işini nasıl yapacağına dair bir öğretim olamaz. Disiplin Kurulu, önündeki dosyaya göre kararını alacaktır. Ancak, hatırlattığım konu geçmişle ilgiliydi. Vahim buluşmalar İzmir kamuoyunun vicdanını yaralayacak niteliklere bürünmüştü.
Şimdi de benzer bir durumla karşılaşılır mı? Bunu bilemem. Onun için CHP’de uzun süre il yöneticiliği yapan İl Genel Meclisi Grup Başkanvekili Yücel Özen’in açıklamalarını önemsiyorum.
Bu açıklamalara şu anda bulunduğu koltuğun gücü ne olursa olsun herkesin dikkatle bakması gerekiyor.
Terlemeye hazır başkan
“Tayland yolculuğunu ne pahasına olursu olsun” diye gerçekleştiren Bornova Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan’ın açıklamaları da son derece ilginç. “Hamama giren terler” sözüyle gelecekteki olayları yorumlayan Aydoğan’ın bugüne kadar partisinde kimseyi umursamayan görüntüsünün altını çizmek gerekli. Aziz Kocaoğlu’nun meclis üyesi yapıp, deneyimlerinden yararlanmak istediği Aydoğan, ardından başkan oldu.
Başkanlığa geliş biçimine bakıldığında sanıyorum Sırrı Aydoğan kendisini bir tek Aziz Kocaoğlu’na karşı sorumlu hissediyor. Böyle bir duygu ile yapıldığını sandığım açıklamaları, eskiden CHP’den seçildiği günlere de pek değer vermediği sonucuna da ulaştırabilir bizi.
İşte bu atmosfer “Evdeki koltuklarla, parti koltuklarının” karıştırılmasının en çarpıcı örneği değil mi sizce.
Hangi siyasi partide olursa olsun, koltuklarını karıştıranların sonunda “Evdeki koltuklar” kalıcı hale geliyor. Parti koltukları ise umursamaz kişilerin elinden gidiyor. Sizce de öyle değil mi?
Haftaya isterseniz geçmişte o koltuklarda oturan bazı devasa isimlerden örnekler verelim. O zaman ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın