Neredesiniz Cumhuriyet savcıları?
Vali Bey, neredesiniz? İçişleri Bakanlığı müfettişleri neredesiniz?
Çevreyi korumakla görevli olan bir yönetici, İzmirlinin sağlığına meydan okuyor.
Milleti kör, alemi sersem yerine koyan bürokrat, aklınca halkı kandırmaya çalışıyor. Belediyenin asli görevini başkalarının üzerine atıyor. “5216 Sayılı Kanun’da büyükşehir belediyelerine tehlikeli atıklara ilişkin bir görev yetki ve sorumluluk verilmemiştir” sözleriyle “Bu konuda bizim yaptığımız ve yapacağımız bir şey yok” demeye getiriyor.
Aslında bu açıklama bir suç itirafıdır.
Bu suç itirafını savcıların, müfettişlerin vicdanına ve görev bilincine bırakıyorum.
Şimdi gelelim yasal gerçeklere:
5216 Sayılı Kanunu’nun büyükşehir belediyelerinin görev ve yetkilerini düzenleyen yedinci maddenin (İ) bendinde çevrenin korunmasıyla ilgili olarak şu hüküm yer alıyor:
“…Çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak; ağaçlandırma yapmak; hafriyat toprağı, moloz, kum ve çakıl depolama alanlarını, odun ve kömür satış depolama sahalarını belirlemek, bunların taşınmasında çevre kirliliğine meydan vermeyecek tedbirleri almak; büyükşehir katı atık yönetim planını yapmak, yaptırmak. Katı atıkların kaynakta toplanması ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç, katı atıkların yeniden değerlendirilmesi, depolanması ve berteraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek; sanayi ve tıbbı atıklara ilişkin hizmetleri yürütmek, bunun için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak veya işlettirmek.”
* * *
Büyükşehir yetkilileri, “topu” Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’ne atadursun, 14 Mart 2005’te yürürlüğe giren Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin 8’inci maddesi de bu konuda büyükşehir belediyelerini yetkili kılıyor.
Ayrıca ilgili yönetmeliğe göre 6 ay içinde tehlikeli atıkların yönetimine ait, plan ve programın Mahalli Çevre Kurulu’na sunulmak üzere Çevre Orman İl Müdürlüğü’ne sunulması gerekiyor.
Ancak…
Aradan geçen 20 aya rağmen Büyükşehir belediyesi’nin ilgili birimlerinden hiç bir yanıt verilmediği anlaşılıyor.
Bu bürokrat yıllardır Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapıyor.
Yasa ve yönetmelikleri bilmediğini sanmıyorum.
O zaman insanın aklına ister istemez şu soru geliyor:
“Bu bürokrat bizi açık açık kandırıyor ve dolayısıyla görevini yapmıyor mu?”
Nasıl olsa Başkan Aziz Kocaoğlu, doğru da yapsa yanlış da yapsa bütün bürokratlarının arkasında.
Dolayısıyla onun da arkasındadır.
Ama…
Bu kent sahipsiz değil.
Vatandaş kendi sorununa, kendi sağlığına pekala sahip çıkacaktır. Gereğinin yapılması için Büyükşehir Belediyesi’ne, Valiliğe, İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı’na sesini duyuracaktır.
Artık kimse kimseyi kandıramayacak. Böyle biline…
NOT: Son günlerde gündeme gelen sanayi atıklarının denetimiyle ilgili 11 Eylül 2006 tarihinde bu sütunlarda yetkilileri uyarmış ve “Çevre sağlığı ne iş yapıyor?” demiştim. Ancak gelinen noktada sorumlu kişiler görevlerini yapacağı yerde, birbirleriyle didişmeyi seçiyorlar.
Çok yazık…
ÖZLÜ SÖZ
Olumlu kişi kendini etrafındaki dünyaya uydurur. Olumsuz kişi ise etrafındaki dünyayı kendine uydurur. Bu nedenle, dünyadaki tüm gelişmeler bu olumsuz kişiler tarafından gerçekleştirilir.
George Bernard Shaw
Vatandaş da ceza kesecek
AKP geçtiğimiz hafta sonu ikinci büyük kongresini yaptı.
50 kişiden oluşan Merkez Karar Yönetim Kurulu’na biri İzmir’den olmak üzere üç Egeli girebildi.
Her fırsatta, İzmir’e ve Ege’ye önem verdiğini söyleyen Başbakan R.Tayyip Erdoğan, tıpkı kabinede olduğu gibi MKYK’da da bu sözünü yerine getirmiş oldu(!)
Oysa yedi bölgeye eşit olarak dağıtılmış olsa Ege, AKP’nin MKYK’sında en az 7 kişiyle temsil edilmeliydi.
Bu tablo da gösteriyor ki; AKP’nin tepesinde oturanlar ne İzmir’e ne de Ege’ye gereken önemi veriyor.
Çünkü…
AKP için varsa yoksa İstanbul dükalığı…
Sonra da partinin İzmir İl Başkanı Ali Aşlık, “50 kişinin içinde olmak ya da olmamak önemli değil. İl başkanı olarak yeri geldiğinde İzmir’in sorunlarıyla ilgili başbakanımızla görüşebiliyoruz” diyor.
Ali Bey, istediğiniz zaman “çat kapı” yapıp Başbakan’la görüşüyorsunuz da ne yapıyorsunuz?
İzmir’in hangi sorununu çözdünüz?
Çevre yolu mu tamamlandı?
Liman sorunu mu çözüldü?
Bakırçay ve Menderes Havzaları’na hayat verecek barajlar mı faaliyete geçti?
Yoksa geçen dört yıl içinde kamu yatırımlarında bizim görmediğimiz bir gelişme mi oldu?
Örneğin; eğitim ve sağlık yatırımlarında bizim bilmediğimiz, duymadığımız işler mi yapıldı?
Hiçbiri olmadığına göre, demek ki; AKP iktidarı olarak İzmir’e yeteri kadar önem vermiyorsunuz.
Açıkça İzmir’i cezalandırılıyor. Ama…
İzmirli de sandık önüne geldiği zaman gerekeni yapacak.
Ve bu dört yılın acısını çok kötü çıkaracak.
Benden söylemesi…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.