Nedeni ne gelince; Başbakan Tayyip Erdoğan parti içi dengelere dikkat etmek zorunda. Eğer Cumhurbaşkanlığını düşünüyorsa kendisinden sonra partinin geleceği açısından MYK isimlerini çok dikkatli belirlemesi gerekir. O yüzden Ali Aşlık’a divan da görev verilmesinin tek nedeni; “Sana MYK’da görev veremeyebiliriz ancak, seni önemsiyoruz” olabilir. Ayrıca Rahmi Taştan’nın bana aktarmasına göre, parti tabanı da Abdullah Gül’ün “ikinci adam”, “gelecekteki başbakanımız” düşüncesi partililerin ilgisine dönüşmüş olabilir.
Havanda su dövmeyin turizm alanı
Söz AKP ve Ali Aşlık’tan açıldığına göre yine Ali Aşlık’ın Sarnıç’da düzenlenen basın toplantısında söylediği şu sözleri ile devam edelim. “İnciraltı’nda halk oylaması yapacaklarmış. Halk oylaması denilen şey halkı kandırmaktan başka bir şey değil. Büyükşehir ile Turizm Bakanlığı bir araya geldiler bu konuyu çözdüler. Bir takım çalışmalar yaptılar İnciraltı turizm bölgesi ilan edildi?
Burada şunu merak ediyorum; acaba Aziz Kocaoğlu bizi kandırdı mı? Hiç kimsenin haberi olmadan Turizm Bakanlığı ile masaya oturup İnciraltı’nın turizm alanı yapılması konusunda fikir birliğine mi vardı. Bizim bildiğimiz; bu bölgenin birinci derece sit alanı ve tarım arazisi olduğu, hatta bazı bölgelere de ?Toprak Koruma Kurulları’ tarafından kısmi ?bu alanda tarım yapılamaz izinleri verildiği.
Hangisi doğru? İktidar partisinin il başkanı çıkıp, gereksiz paneller düzenleyip havanda su dövmeyin bu bölge turizm alanı ilan edilmiştir diyorsa; benim kafam karıştığı gibi bir çok kimsenin de kafası karışır, hatta Bahçelerarası ve İnciraltı’nda arazileri olanlar Allah korusun kalp krizi bile geçirebilir. Hatta, bu bölgede arazileri olanların çarşaf çarşaf gazetelere verdikleri ilan paraları da boşa gidebilir.
CHP’de değişim olur mu?
CHP’de ise, gelişmeler daha farklı. İl Başkanı Selçuk Ayhan ile hafta içerisinde birlikte olduk. Önemli konulara değinerek, CHP yararına olacak önemli ve radikal kararlara imza atabileceğinin sinyallerini verdi. Ayhan’nın şu sözleri önemliydi. “CHP’nin ilk seçimde başarılı olması için her türlü çalışmayı yapıyorum. Partiye zarar verecek her tavrın artık karşısındayım. Gerekirse kendi durumumu bile gözden geçirebilirim?
Bilindiği gibi Selçuk Ayhan 14 aydır görevde. İzmir’de özellikle il başkanlığı seçimleri sonrası yaşanan parti içi çalkantılara dik duruş göstererek göğüs gerdi. Partinin birlik ve bütünlüğünü sağlamak için yoğun çalıştı. Hatta bir çok sınavdan da geçti. Bütün sınavlardan da yüz akıyla çıktı ki, hala bu görevinin başında.
Selçuk Ayhan’ın da söylediği gibi seçimlere bir yıldan az bir zaman kalmıştır. Ayhan bundan sonra kendisinin de ifade ettiği gibi; CHP deki tüm siyasi kadrolarının aklını başına toplayarak birlik bütünlük içerisinde yürümesi lazımdır. Ayrıca, “Selçuk Ayhan’nın tabanı yoktur” eleştirileri de son gelişmelerle çürümüştür.
Bundan sonra Selçuk Ayhan partisi yararına nasıl bir yol izleyecektir. İşte sözleri; “Ben tüm örgütün başkanıyım. Gerekirse il yönetimini gerekirse ilçe yönetimlerini, parti yararına olacaksa kendimi bile gözden geçirebilirim?
Bence bu ciddi açıklamadır. İl yönetiminde sıkıntılar olduğu gerçektir. Bu açıklama il yönetiminde yeni yapılanmayı görev değişikliğini beraberin de getirebilir mi? Getirirse; Genel Merkez özellikle Genel Sekreter Önder Sav’ın Selçuk Ayhan ile ilgili düşüncelerini ne yönde değiştirir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.