Oysa hemen her kongre veya kurultay döneminde partide sahte, naylon ve yığma üyeler gündeme geldiği zaman “Bunu söyleyenler, partiyi karıştırmak isteyen muhalifler” diyerek örtbas edildi. Sürekli olarak parti içindeki muhalifler suçlandı. Nedense bu konuda Genel Merkez yönetimi kılını bile kıpırdatmadı.
Örneğin; İzmir’de kongreler sahte üyeler ve naylon delegelerle yapıldı.
Sahtekarlıklar, partililerin muhtarlıklardan aldığı belgelerle kanıtlandı.
Konu mahkemelere taşındı.
Bazı parti yöneticileri yargılandı.
Ancak…
Sonra herkes yine bildiğini okudu.
Başka partilere üye oldukları saptanan üyeler ve delegelerin oy kullandığı kongreler yapıldı, kazananın sesi çıkmadı. Kaybeden bağırdı, çağırdı. Ne zaman Yargıtay Cumhuriyet Başsavcığı, partiye uyarı gönderdi, işte o zaman “etekler tutuştu.”
İl yöneticileri bu 4 bin üyenin izini sürüp hangi partiden istifa ettiklerini belirlemek için harekete geçti.
Oysa geçtiğimiz günlerde Menderes’te DSP’den istifa etmiş gibi gösterilen 51 kişi ile ilgili olarak DSP İl Başkanı Özdemir Sökmen’in CHP İl Başkanı Selçuk Ayhan’ı uyardığını, aksi takdirde savcılığa “Resmi evrakta sahtecilik yapmak suçundan” suç duyurusunda bulunacağını öğrendim.
Olayın peşini bırakmayan hukukçu İl Başkanı Sökmen, CHP İl Başkanı Ayhan’nın “Olur böyle şeyler. Sen daha yenisin, bilmezsin böyle şeyleri” şeklindeki sözleri ile adeta beyninden vurulmuşa döndü.
Dürüst ve temiz siyaset arayanlara duyurulur.
Parayı veren düdüğü çalar mı?
Hoca Nasrettin boşuna dememiş “Parayı veren düdüğü çalar” diye…
Geçen hafta İzmir’de adeta bu sözü haklı çıkaracak bir olay yaşandı. AKP İl Başkanlığı, yaptırdığı bir ankette İzmir’de birinci parti çıktıklarını açıkladı. Bu duruma diğer siyasi partilerin yöneticileri sert tepki gösterdi.
Örneğin; Anavatan İl Başkanı Sedat Demirer; “Biz de kendi yaptırdığımız ankette İzmir’deki oyumuz yüzde 17 çıktı. Oysa anketlerden ziyade asıl önemli olan halkın sandıkta vereceği karardır, oydur” diye konuşuyor.
MHP İl Başkanı Musavvat Dervişoğlu da “Madem anketlerde birinci çıkıyorlar, o zaman bu arkadaşlar erkeklerse, sandığı halkın önüne getirirler” diyor.
Aşlık’ın “Şehidi, şehitlerimizi, bar-pavyon fedailerine bırakmayız. Atatürk’ü de Kızıl Meydan’lara bayrak asanlara bırakmayız” şeklindeki sözlerine de sert tepki gösteren Dervişoğlu, “Bu arkadaşların şehitlere nasıl saygı duyduğu Başbakan’ın sözlerinden belli. ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyen bir Başbakan’ın acaba halkın arasına çıkmaya yüzü var mı? Hele onun İzmir’deki temsilcisi olan Ali Bey, benimle aynı ortamda bulunmaktan korkuyor. Eğer erkekse TV ekranında karşıma çıksın, teke tek tartışalım” diye meydan okuyor.
DSP İl Başkanı Özdemir Sökmen de oldukça iddialı konuşuyor “İzmir’de itibarı yükselen tek parti var o da DSP” diyor ve ekliyor:
“AKP’li vekiller sokağa çıktıkları anda kafalarına ya domates, ya da çürük yumurta yerler.”
Bu arada dikkatimi çeken bir başka şey ise AKP’li Aşlık’a tepki gösteren il başkanlarının çoğunun İzmir’de oylarının yüzde 15 ile 20 arasında değiştiğini söylemesi.
Şu bir gerçek ki; insanlar yarın seçim olsa kime oy vermeyeceğini çok iyi biliyor.
Ama… Kime oy vereceğini henüz bilmeyen önemli oranda kararsız seçmen var.
Neyse…
Sandık halkın önüne gelince, takke düşecek ve kel görünecek.
Ve kimin oyu ne kadar belli olacak.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.