İlginç hem de çok ilginç.
Peki CHP içinde neler oluyor… Bunu yorumlarken, son günlerdeki atmosfere bakılarak yapılacak değerlendirmelerin elbetteki “temelsiz” kalacağını görmemek hakikaten saflık düzeyinde bir tavır olur.
Bu nedenle burada biraz geriye doğru bakıp, günümüze gelmenin ciddi yararı olacaktır.
Birincisi, İl Başkanı Selçuk Ayhan, koltuğuna “demokratik” kurallar çerçevesinde bir kongre sonucu oturmuştur. Ancak, bu kurallar işletilirken, birbiriyle ilgisi olmayan, birbirine düşünce olarak asla yanaşmayacak olan tüm kesimler sırf İzmir’deki iktidarlarını korumak adına birliktelik kurdu. Bu birlikteliğe, Deniz Baykal’ın gerçek düşmanları ve acımasızca eleştirenler, Ankara’da Baykal’ın gözünden düştüğü için Baykal’a muhalefet edenler, Baykal’a karşı kongrede rakip çıkan Mustafa Sarıgül’ü destekleyenler, yerel yönetimlerde iş bulma kaygısı içinde olanlar veya mevcut işlerinde “Müdür” yapılanlar. Bir de, gerçekten CHP içinde siyasi alternatif tartışmaları gerekli diye yaygara koparıp ama bir kurultay delegeliği için muhalefet olanlar. Bu gruplara sınırlı sayıda da CHP içinde bu tartışmaların uzağındaki delegeler destek verdi.
Benzemezler birlikteliği
Özetle birbiriyle ilgisi olmayan yapılar belki de ismi üzerinde fazla tartışma yapılamayacak Selçuk Ayhan’ın da isminin arkasına sığınarak bu kongreyi sadece 4 oyla kazanmayı başardı.
Kongrenin hemen öncesinde kimlerin bürokratik “yükselmeler” gösterdiğine de bakarsanız, bu kongrenin demokratik kuralları da tartışılmaya değer hale gelir.
Peki kongreyi kaybedenler kimler. Ekrem Bulgun başkanlığındaki liste. Deniz Baykal’ın kendisine ayrı Genel Başkan adayı noktasına kadar gelen muhalefet bayrağını açan Alaattin Yüksel’i görevden aldıktan sonra partiyi toparlasın diye atadığı ve herkesin ağabeyi olan Ekrem Bulgun ve Genel Merkez politikalarına parti içi tartışma açmaktan kaçınanlar.
Bu grubun içindeki homojen yapıya rağmen, çok uzun süredir tartışmasız bir birliktelikle “CHP içinde ortak davranış sergilemeleri” ise dikkat çekiyor. Elbet bu birliktelik, kongre sürecinde “Milletvekilliğini yeniden garanti etmek isteyenler için bir tehdit oluşturduğu için” bazı kesimleri de ciddi rahatsız etti.
İşte bu atmosferi de dikkate alanlar hiç gönüllerinden geçmese bile Selçuk Ayhan’ı desteklediler.
Koptular, buluşuyorlar
Hatta, Deniz Baykal’a “Efendim ne yapalım” diye önerisini sorup, sonra tam karşıtı davranışta bulunanlar İzmir’de İl Başkanlığı ve yönetimini elde ettiler. Peki il yönetimini kazanan bu ekip CHP İzmir örgütünde iktidar olabildi mi?…
Bu sorunun kesin yanıtı ise hayır.
Çünkü kongre sonrasında yapılan İl Sekreterliği seçimleri bile tartışmalarla sonuçlandı. İl Yönetimi içindeki konular kavgaya varan tartışmalar ile sürdü.
İl Yönetimi ile ilçeler arasında koordinasyon sağlanamadı. Güçlü bir il yönetimi elbette bu kadar süre içinde bu durumu toparlayabilirdi. İl Başkanı Selçuk Ayhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu yanlışları konusunda uyarırken, burden bire o talihsiz ihale süreciyle birlikte bu silahını da elinden kaptırdı.
Başkan Kocaoğlu ise önce çok kızdığı ihale için birden “Usülsüzlük yok” açıklamasını yaptı ve şimdilerde CHP İl Başkanı’na destek veriyor.
Bir dönem CHP İl Başkanlığı yaparken, Selçuk Ayhan’ı sudan gerekçelerle düşürüp, yerine Alaattin Yüksel’i getiren “Bazı CHP’li duayen politikacılar” şimdilerde Selçuk Ayhan’a karşı çıkanlara “İsmailağa Tarikatı” diyor.
Oysa CHP- SHP birleşmesinde bugün tarikat suçlamasında bulunanların her şeye rağmen birliktelikleri “Baykal tarikatı” olarak eleştiriliyordu. Şimdilerde ise bu kesim Baykal ile yıllar süren birlikteliklerini unutup, Genel Başkan’ın belki de toplumda en yüksek oyu alabileceği bir dönemde arkasını boşaltıyor.
Tüm bunların iki aşamalı önemli iki nedeni var.
İzmir örgütünde Selçuk Ayhan’ın karşısında yer alanlara “Acımasızca eleştiri oklarını yöneltenlerin” genel ve yerel seçimlerdeki durumu.
Onların kurtarmak istedikleri kişi aslında Selçuk Ayhan değil. “Selçuk Ayhan’ı kurtarma adıyla” yapılan çıkışların belki de çok büyük bölümünde, çok değil, daha bir yıl önce Baykal’ı devirme planıyla yola çıkıp başarısız olanlar kendisini kurtarmak istiyor. Yoksa CHP İl Başkanı Ayhan hiç dertlerinde değil. Eğer Ayhan’ı bu kesimler bu tartışmalar içerisinden tertemiz biçimde çıkarırlarsa hiç kuşkunuz olmasın çok sudan bir gerekçeyle düşürüp, yerine “Pırıl pırıl bir il başkanı” getirebilirler… Benden söylemesi.

Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.