Barış filizleri yeşeremeden yeniden kana boğuldu Ortadoğu’nun en kanlı bölgesi. Ne yazık ki en kanlı diyorum, çünkü kansız yeri yok neredeyse!
Malum güçlerin silah yığınağı haline getirdiği İsrail, günlerdir Filistin’i ve Lübnan’ı bombalıyor, asker – sivil – gazeteci demeden ateş ediyor, hatta ambulansları bile vuruyor.
… ve biz kafamız karışık izliyoruz. Filistin’e sahip çıkanlara bakıyoruz, ellerinde yeşil bayraklarla meydanları dolduruyor. Düne kadar emperyalizme karşı duranların simgesi olan Filistin’i şimdi Hizbullah yönetiyor diye kafalar karışık. Bir tarafta İsrail, bir tarafta Hizbullah!
Benzer sıkıntıyı ABD işgali nedeniyle Afganistan’da, Irak’ta da yaşamamış mıydık?
Neyse ki yine Bush yetişti de aklımızı başımıza toplayabildik!
ABD Başkanı Bush, St. Petersburg’daki G-8 Zirvesi’nde liderlere verilen öğle yemeğinde İngiltere Başbakanı Tony Blair’e, “Yapılacak olan Suriye ve Hizbullah’ın işi b.. etmelerine son vermek ve bu sona erecek” sözleri açık mikrofondan tüm dünyaya yayıldı. Televizyon kameraları tarafından çekildiğinin ve mikrofonun açık olduğunun farkında olmayan Bush, bu gafıyla iki etken ülkenin tavrını bir kez daha ortaya koydu.
Bizim de kafalarımız bir kez daha aydınlandı.
Yeşil Kuşak Projesi kapsamında antikomünizmle Ortadoğu’nun çehresini değiştirenler, şimdi kendilerini besleyenlere karşı mücadele veriyor. Birçoğumuz onlara kızsak da yaşamını yitiren minicik canlar için, annesiz-babasız kalan yavrular için vicdanımız bizi yine Filistin’le olmaya yönlendiriyor.
Başbakan Tayip Erdoğan’ın, Hizbullah lideri Nasrallah’ın yardım çağrısına, “Gerekirse geliriz” yanıtını vermesinin nedenini ise bilmiyorum. Ama insan, “Kelin merhemi olsa kendi başına sürermiş” demekten de kendini alamıyor. Sanki Güneydoğu’da iki günde 14 şehit veren biz değiliz de…
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.