Çizmeyi aşan bir yazı!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, EXPO adaylığı konusunda bazı kişilerin varyasyonlara başvurarak kente zarar verdiğini söyledi.
Ve “Kimse çizmeye aşmasın” dedi.
Daha sonra da bu sözlerle kimseyi kastetmediğini, hedef almadığını ifade etti.
Oysa Başkan Kocaoğlu, bu üç sözcükten oluşan cümleyi ilk kez söylemiyor.
Yaklaşık bir yıl önce Kadifekale ile Agora Antik Kenti arasında kurulmak istenen teleferikle ilgili tartışmalar yapılırken Başkan Kocaoğlu yine “Kimse çizmeyi aşmasın” dedi.
Başkanın bu üç sözcüğü kimler için söylediğini herkes biliyor.
İsmini açık seçik telafuz etmesine hiç gerek yok.
Ancak ne hikmetse her iki taraf da yüz yüze gelince “göstermelik tebessümlerle” pozlar veriyor.
Sözleri sarfeden “Ben kimseyi kastetmedim” diyor.
Kastedilen kişi de “Ben üzerime alınmadım” diyerek sanki hiç bir şey olmamış gibi davranıyor.
O zaman da ortaya yadırganacak bir durum çıkıyor.

***

Aslında Başkan Kocaoğlu bunu hep yapıyor.
Nitekim bir süre önce de “Bazı belediye meclis üyeleri iş takibi yapıyor” dedi.
Meclis üyeleri, “Kim yapıyor, ismini açıkla” deyince Başkan Kocaoğlu, “Canım ben genel olarak söyledim. Kimseyi kastetmedim” diyerek çark etti.
Oysa hangi meclis üyesinin, hangi işi takip ettiğini başkan Kocaoğlu bal gibi biliyordu.
Ama, ismini açıklamadı ve bütün meclis üyeleri şaibe altında kaldı.

***

Nedense İzmir’i yönetenler ve kentin sahibi olduğunu iddia eden bazı işadamları “dün dündür, bugün bugündür” mantığı içinde davranıp, açıkça, mertçe, dürüstçe konuşmuyor.
Çoklukla “tavşana kaç, tazıya tut” anlayışı içinde hareket ediyor.
Kapalı kapılar ardında farklı konuşuyor. Sonra yüzyüze gelince de hiç bir şey olmamış gibi pişkince davranış sergiliyor.
Hal böyle olunca da İzmir kaybediyor.
Zaten herkes birbirinin paçasından çektiği için, İzmir küme düşmedi mi?
Bu hallere gelmedi mi?
Nitekim İzmir’i Manisa bile solladı, hatta geçmeye başladı…

***

Kentin sahibini olduğunu söyleyenler madem yüz yüze bakınca asıl konuşulması gereken konuları konuşamıyor ve tartışamıyorsa…
Ki;
Öyle görünüyor.
O zaman kimse karnından konuşmamalı!
Neyse yazıyı daha fazla uzatmayayım. Sonra, birileri de bizim için “çizmeyi fazla aştın” diyebilir.
Ama…
Ben de zaten kimseyi kastetmedim ki!

AKP’de çoklu yarış ve zoraki destek

AKP İzmir’de il başkanlığına talip olanlar hem tabanın, hem de tavanın desteğini almak için çalışmalarını sürdürüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve bazı ilçe başkanlarının “Tek adaylı yarış olsun” dayatmasına karşın İzmir İl Kongresi’nde birden fazla adayın yarışacağı kesin gözüküyor.
İl Başkanı Ali Aşlık’a geçmişte birlikte çalıştığı iki güçlü isim rakip çıkmış durumda.
Bunlardan birisi Kerem Ali Sürekli, diğeri ise Ömür Kabak.
Daha önce adı başkan adayları arasında geçen İl Genel Meclis Üyesi Halit Çakar, gücünü Sürekli ile birleştirdi. Sürekli’nin Kabak ile birlikte olma girişimi şimdilik sonuçsuz kaldı.
Ancak Sürekli, “Eski DYP’li olan Ömür Bey’in doğru yolu bulacağına inanıyorum. Onun vizyonu ile benim vizyonum birleşince ortaya güçlü bir vizyon çıkar” diyerek yarışa birlikte girebileceği umudunu henüz yitirmediğini söylüyor.
Şu anda her üç aday da “Yarışın galibi ben alacağım” diyor.
İzmir’de en fazla delegenin bulunduğu Konak, Karşıyaka ve Bornova ilçe başkanları ise çoklu yarış yerine, tek adayla kongreye gidilmesini istiyor.
Sandık gününe kadar başka adayların çıkabileceği, birleşme veya mevcutlar içinden çekilebileceklerin olabileceği AKP kulislerinde konuşuluyor.
Gerçi bazı ilçe başkanları, 654 delegenin iradesine adeta ipotek koyarak il başkanı Ali Aşlık, destek verdiklerini söylüyor.
Ama…
Daha kongreye bir ayı aşkın süre var.
Bakalım bu “zoraki” ve “göstermelik” destekler sandığa nasıl yansıyacak?
Hep birlikte göreceğiz.

SHP’nin ilk hedefi solda birliktelik

SHP, İzmir’de “Zeytin dalı” modelini yaşama geçirecek yönetim oluşturmaya çalışıyor.
Mustafa Oktay Korkmaz’ın istifa ettirilmesinin ardından görevine devam eden Muhittin Erdem başkanlığındaki SHP il yönetimi, bazı üyelerin istifasıyla düştü.
Genel merkez, boşalan il yönetimini oluşturmak için Parti Meclisi üyesi emekli albay Çetin İllez’e görev verdi.
İllez, eski yöneticilerle partiye emeği geçen kişilerle görüştü. Destek ve isim istedi.
Ancak yönetimden düşürülenler, “Biz bu partinin asıl sahibiyiz. CHP’den gelenler bizi evden çıkardı. Madem bizi istemiyorlar. O zaman siz bildiğiniz gibi bir yönetim oluşturun” dedi.
Bunun üzerine Çetin Bey, aralarında eski CHP’lilerin de bulunduğu çok sayıda partili ile görüştü.
Nitekim bir dönem CHP’den meclis üyeliği yapan avukat Adnan Taşar, kadın örgütlerinde başkanlık yapan Emel Denizaslanı, emekli pilot Nazif Arcanoğlu, kadın doğum uzmanı Dilek Aslan, Karşıyaka Belediye Başkan adayı Cevdet Tümtürk ve bir dersanenin patronu olan Serdar Sandal’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin isminin yer aldığı bir yönetim oluşturuldu.
Yeni yönetim, yarın yapılacak MYK tarafından kabul edilmesi halinde görevine başlayacak.
Aylardır partinin iç işleriyle uğraşan SHP’nin yeni yönetiminin ilk hedefinin İtalya’daki “Zeytin dalı” modelini İzmir’de uygulamaya koymak olduğu belirtiliyor.
Kendi içinde birlik olamayanlar, solda birliği nasıl sağlayacak hep birlikte göreceğiz.

KUTLAMA

Bugün 1 Mayıs.Tüm dünya işçilerinin birlik ve uluslararası dayanışma günü.Kutlu olsun.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın