Çok güzel…
Eğer başarılı olurlarsa “bravo” derim.
Alkışlarım.
Ama sandığa gitmeyen seçmenden önce siz kendi parti tabanınızı koruyacaksınız.
Kimseyi küstürmeyeceksiniz.
“Küçük olsun benim olsun” yaklaşımı içinde davranmayacaksanız.
Grupçuluk yapmayacaksınız.
Herkesi kucaklayacaksınız.
Partiyi insanları ‘atarak’ değil,’katarak’ büyüteceksiniz.
Siz önce kendi partilinize ve seçmenize güven ve umut vereceksiniz.
Vereceksiniz ki; daha sonra o insanlar, sandığa gitmeyenleri ikna edebilsin.
Ama nerede…
Çünkü CHP, her geçen gün “irtifa” kaybediyor.
Yer yüzünde, muhalefette olup da bu kadar eriyen, küçülen başka bir parti var mı bilmiyorum?
Ama bildiğim bir şey var…
O da başta genel merkez yöneticileri olmak üzere CHP’li belediye başkanları, il ve ilçe yöneticileri partiyi daha yukarı taşımak için çaba harcamak yerine, aşağıya çekmek için adeta söz birliği etmiş durumdalar.
Kendi koltuklarını korumanın gayreti içindeler.
“Seç beni, seçeyim seni” anlayışı içinde çalışıyorlar.
“Önce ülkem, sonra partim ve ben” yerine, “Önce ben, sonra partim ve ülkem” şiarı içerisinde çalışılmaktalar…
Partide adalet, özgürlük, yardımlaşma, sevgi, saygı, dayanışma, partiçi demokrasi ve hukuktan eser yok.
Partide pek çok kişi, birbirinin kuyusunu kazmak, ayağına çelme atmak, sırtından hançerlemek için adeta yarışıyor.
CHP hakkında konuşanlar, yazanlar, eleştiride bulunanlar ise hain ilan ediliyor, AKP’nin kazanına su taşımakla suçlanıyor.
Oysa, AKP’nin kazanına asıl suyu taşıyanlar, halkın isteklerine yanıt vermeyen, onlara umut olmayan, üzerlerine düşen görevlerini yapmayan beceriksiz yöneticilerden başkası değil.
Ve bir de halkı yok sayan, onların isteklerine kulak tıkayan bazı belediye başkanları…
Önce siz üzerinize düşeni yapacaksınız ki; sonra halktan oy istemeye yüzünüz olsun.
Yoksa halkın önüne sandık geldiği zaman iş işten çoktan geçmiş olur.
Bizden söylemesi.
Vatandaş sokağa mı dökülsün?
Geçen hafta “İZSU sanki uçak yapıyor!” başlığı altındaki yazıda İzmir’in bazı cadde ve bulvarlarındaki ızgaraların aylardır devam eden tamir çalışmalarından söz etmiştik.
F-16 fabrikasından emekli olan Nadir Aktaş isimli bir okuyucumuz aradı ve şöyle dedi:
“Biz bir ayda F-16 yapıyorduk. İZSU’nun ızgara kapakları için geçirdiği zaman içinde biz üç tane F-16 yapmıştık.”
Okuyucumuzun bu mesajını yöneticilerin dikkatine sunuyoruz.
Anlayana tabi…
Gerçi boşuna dememişler “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna bile az” diye…
Binlerce İzmirli’nin metal plakalarla örtülü ızgaraların üzerinden geçerken kulaklarını çınlattığı yöneticilerin harekete geçmesi için daha ne yapmak gerekir bilmiyorum.
Anavatanlılar ve DYP’liler eylem yaptı.
Vatandaş, belediye sarayının yanından geçerken korna çalmaya başladı.
Daha ne bekleniyor?
Vatandaş sokağa mı dökülsün?
Bir istifanın perde arkası
Mustafa Oktay Korkmaz’ın istifasıyla boşalan SHP İzmir İl Başkanlığı koltuğuna oturan Muhittin Erdem, “3.5 yıl partiye başkan olarak hizmet eden Mustafa Bey, kendi hür iradesiyle istifa etti” diyor.
Genel Başkan’ın talimatıyla istifa etmenin adının “hür irade” olduğunu yeni duydum.
Ayrıca, Korkmaz’ın istifasının nedeni olarak İzmir Milletvekili Hakkı Akalın ile yaşanan uyum sorunu gösterilmişti.
Oysa istifanın ardındaki asıl kişinin SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci olduğu parti kulislerinde konuşuluyor.
İstifa olayının fitilini ise Bursa’da düzenlenen parti yemeğinde Korkmaz ile Ketenci arasında geçen sert tartışmanın ateşlediği iddia ediliyor.
Bu tartışmanın sonunda, Ketenci’nin Genel Başkan Murat Karayalçın’a “Ya o ye ben” dediği ve Korkmaz’ın istifasının bu nedenle istendiği belirtiliyor.
Partilerin dışa dönük çalışmaya başladığı sırada, SHP’liler yine birbirleriyle uğraşacaklar.
Seçim zamanı gelince de dizlerini dövecekler.
Baskı, tehdit ve yasağa rağmen…
CHP’li bazı belediyelerden DİSK’e yapılan “Bu işi bırakın, yoksa sendikayı bitiririz” şeklindeki tehditlere, kentin dört bir yanına asılan bez pankart ve afişlerin yırtılmasına, CHP yöneticilerinin partililerine “yasak” koymasına rağmen solcular “Baskılar bizi yıldıramaz” dedi. “Solda yenilenme, bütünleşme ve kitleselleşme” toplantısının yapıldığı salonu doldurmayı başardı.
Mart ayında İzmir’e lider akını
İzmir’de kış uykusuna yatan siyasi partiler, baharla birlikte canlanacak, hareketlenecek.
Mart ayının ilk günlerinde İzmir, liderlerin akınına uğrayacak.
3-4 ve 5 mart günleri CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 5 mart günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9-10 ve 11 martta SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, 11 ve 12 mart tarihlerinde ise DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, İzmir’de parti örgütleriyle buluşacak.
ÖZLÜ SÖZ
Denizi sev, ama kıyıda dur…
George Herbert
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.