Demek ki, bizim gibi “Komşusu aç yatınca rahat uyuyamayan bir millet”in temsilcisi olan bizlerin insanlık termometresi de “0’ın altı”na düştü. Her şeyi paraya bağladığımız, bencilliklerin paylaşımların önüne geçtiği; “Bakan olursam, kaçak villama af çıkartırım” mantığının bu ülkenin maliyesine yön verdiği sözde “AK” siyasetin moda olduğu bu ortamda hepimiz suçluyuz. Eğer bu sıfırın altında hayatlarımızdan çok memnunsak, karlar erise ne olur, vicdanımız buzlansa ne olur?..
Bir haber: Gerçüş’e bağlı Çukuryurt Köylüleri, kardan kapanan köy yolunu açtırmak için sahte “doğum yapacak hamile bir kadın var” ihbarında bulunuyor. Çünkü, fedakar Karayolları ekipleri hastası olan köyleri öncelikli tutuyor. Ancak ekipler, tüm ekipmanlarıyla 6 saat sonra köyün yolunu acınca bir de ne görsünler; battaniye içine sarılmış oldukça sağlam yaşlı bir kadın. Köylüler yollarının açılması için şaka yaptıklarını söyleseler ve görevlilerden özür de dileseler; bu tavrın ne kadar psikopatça olduğu ortada. Bizi, yalanlar üzerinden sorunlar çözmeye ve gelecek kurmaya alıştıranlar utansın!
***
Çin’in geleneksel ay takvimine göre ‘Horoz’ yılı bitmiş, ‘Köpek’ yılı başlamış. Daha sonraki yıl ise ‘Domuz’ yılı olacakmış. Buda’nın çağırdığı ve huzuruna gelen hayvanlara armağan ettiği yıllarmış bu yıllar. Bilmem, medyamızın “bir dönemler Çin’i çok sevmiş ünlüleri” Cengiz Çandar, Hadi Uluengin ya da Nuri Çolakoğlu, köpek yılına geçişi nasıl kutlar?..Türkiye’de de ‘köpek’ yılına geçiş sürecini Ağca’nın salıverilmesiyle yaşamıştık, bu süreç devam ediyor. “Kurtlar Vadisi Irak’ta” filmi sinemalarda vizyona girecek. Bağlılıklarını ve değerlerini tek tek yitirme noktasında olan bir toplumun, dayanışmayla kan yollu tanışması ve paylaşmayı ‘mafyatik ilişkilerle’ yaşama çabası olarak gördüğüm bir yapım Kurtlar Vadisi. Bazı önemli kişilere “özel gösterim” yapıldığı haberleriyle gündeme gelen film, Irak’taki askerlerimizin başına çuval geçirilmesi olayının peşine düşen kahramanımızın hikayelerinden oluşuyormuş. Haberlerde yer alan, “Çekimler boyunca, sette 75 bin şişe küçük şişe su, 126 bin bardak çay, 252 bin adet küp şeker tüketildi” ifadelerinin sinema sanatıyla bağlantısını pek anlayamadım. Yoksa bu sektörlerden sponsorlarınız mı var; filmi ‘satmışsınız’ mesajı mı verilmek istenen?.. Tüketim toplumuna övgü mü? Ne…Vatanseverliğiniz kaç bardak sizin?..
Türkiye’de vatanseverlik de çaptan düştü. Kıbrıs ile ilgili yeni adımları atarken önce İngilizlerin onayını alınırken, Ulu Önder Atatürk’e ve onun fikirlerine saldırılar yoğunlaşırken, bakanlık koltuklarını ve yargıyı kişisel çıkarlarına alet edenler karşısında hiç ses çıkarmayan-suspus olan insanlarımız; dizilerde, arkası yarınlarda ve sinemalarda rahatlıyorsa vay halimize!..
Böylesi acınası noktaya geldiysek; bu vadiye “Kurtlar” değil “….” Vadisi diyenlere hak vermemek elde değil. Şehitlerine sahip çıkmayan bazıları, halı saha turnuvalarında “Çakır” için bir dakikalık saygı duruşlarına devam etsin. O zaman tüm sorunlarımız çözülür! Geçmişte “Türkiye’nin tam bağımsızlığı” diyenleri araştırın-okuyun; ‘mafya’ havalarında gezineceğiniz ve belki de ilk kez gideceğiniz sinema salonlarında caka kesmeyin! “Şeker çuvalını doldurmayacak” delikanlılığınız sizin olsun. Sevgili okurlarım ben size, inadına “Babam ve Oğlum”u izleyin diyorum, üç kez beş kez. Çünkü, Babam ve Oğlum’u izledikten sonra etkilenenleri görünce, içimden “İnsanlığımızı hatırladık” demiştim. Şimdi, bunun rövanşı alınmaya çalışılıyor.
***
Delikanlılık ne mi? Bolivya’ya uzanalım.Yeni sosyalist Devlet Başkanı Evo Morales, maaşını azaltarak, bu kesintinin ülkedeki doktor ve öğretmen sayısının artırılması için kullanılacağını açıklamış.Biz de var mı böyle delikanlı? Morales, insanlığa ‘moral’dir…
Bir de, Sakıncalı Piyade Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü günü, İzmir’in çağdaş geçinen bazı medya baronlarının; anma etkinlikleri yerine İngiliz Hipermarketi’nin Çanakkale’deki açılışında “hazır kıta” olmalarından söz etmeliyim. Başta ne demiştim, para bize kötü şeyler yapıyor. Değerlerimizden, insanlığımızdan eksiliyoruz; siyasetçisi de, medyacısı da, sinemacısı da, sıradan insanı da. Hepinize, “Sıfırın üstünde haftalar” dilerim.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.