Artık mevsimlerin dengesi yok. Mart ayının ortalarında “Üşüyoruz” derken bir anda sanki yazdan kalma günler yaşamaya başladık. Yol boyunca yılkı atlarından söz ettik.
Akdağ, Işıklı Gölü’nü kuşbakışı seyrediyor, sanki birbirlerini tamamlamak için bir araya getirilmiş gibi duruyorlar. Dağ ve göl o kadar güzel birbirlerine yakışıyorlar ki
Eşme levhasını takip ettik

Kula’da kıymalı börek ve çay eşliğinde karnımızı doyurduk. Uşak’a giden yol üzerinde ve Kula çıkışında yolun sağında Eşme levhasını takip ettik. Soğuk havanın da etkisiyle ortalıkta pek kimse görünmüyordu, yol boyunca sessizlik hakimdi.
Çevrede karlar daha erimemişti, doğa gri renkli elbisesini çıkarmaya hazırlanıyor, ağaçların dalları tomurcuklar ile dolmaya başlamıştı. Kırmızı kiremit çatılı evler, ağır kış koşullarından geriye kalan kirli renkli karlar ile kaplanmış, erimek için yaz güneşini bekliyor gibi duruyordu.
Köylü bizi alaya aldı

Dağın eteğinde nereden çıkış yapmamız gerektiğini sorduğumuz sırada, bir köylünün alaycı tavrıyla karşılaştık. “Gidemezsiniz, çıkamazsınız, yollar çamurlu ve karla kaplı” dediğinde inanmadık, ama tırmanmak için yolu bulduğumuzda adamın doğru söylediği ortaya çıktı. Ve yeni bir kamp arayışı içinde Işıklı Gölü’nde karar kıldık.
Cazibesini yitirmesin

Nilüferlerin açtığı, tatlı su balıklarının yaşadığı Işıklı Gölü aynı zamanda pek çok su kuşuna da ev sahipliği yapıyor. Çivril ovası üzerinde yer alan bir tatlı su gölü olan Işıklı’nın çevre kirliliği, bilinçsiz avlanma, yanlış balıklandırma ve aşırı sulama gibi sebeplerden dolayı cazibesini yitirmemesi için yetkililerin hızlı davranması gerekiyor.
İsrail sazanı yumurtaları yiyor

Çivril ve Baklan ovalarının sulandığı Işıklı Gölü’nün yönetim planı, Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesine rağmen etkili bir çalışma yok. Göl içindeki küçük saz adalarındaki otlar bilinçsizce yakılarak, kuşların yumurtalık alanları azaltıldığı gibi balıkçılık da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış.
Kamp ateşi yanıyor

Güneşin batmasının ardından sazlıkların ardından gölün son kıyısı ile gökyüzünün birleştiği yerde kızıl bir görüntü oluştu. Gölün karşısındaki Akdağ’ın beyaz karlı tepesinin suya yansımasıyla ortaya çıkan görsel güzellik gezimize farklı bir renk kattı. Renk cümbüşüne, balıkçı kayıkları ile kuşlar da eşlik edince ortaya muhteşem bir görüntü çıktı.
İncikler tavaya

Erken yatınca, sabah altı gibi hepiniz ayaktaydık. Yine kamp ateşinde demlenen çayı yudumlarken, tavada etrafa mis gibi kokular yayan sucukları afiyetle yedik. Dönüşümüze renk katmak için güzergahımızı Salihli üzerinden Bozdağ’a çevirdik. Yorgunluk çayını içtikten sonra Ödemiş’in meşhur kebabı ile karnımızı doyurduk. İzmir’e dönerken yeni bir kamp için sözleştik.
![]() |
|
![]() |
|
![]() |
|
![]() |
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.