Ama ne fedakârlık, sormayın.
EXPO’nun yerinin sorun olduğu manşetlerden inmezken; sivil toplum örgütlerini engelci görenlerin bini bir parayken…
Herkes İzmir için koşuyor dünyanın dört bir yanına
Mesela Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu.
Adamcağız CHP’deki küfürlü komisyon tartışmasından hemen sonra Moğolistan’a gitti.
Adres Ulan Batur’du.
Yanlış anlamayın, Ulan Batur’un Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur’la bir akrabalık bağı falan yok.
Kendileri, Moğolistan’ın başkenti olurlar!
Elinde termometreyle gitmiş olacak ki Sayın Kocaoğlu, görüşmelerinin kaç santigrat derecede yapıldığı basına yansıdı.
“-23 derecede…”
Gerçekten bilimsel tespitler.
Sonra Çin’e gitti Sayın Kocaoğlu.
Kolay mı gitmek buralara?
Sayın Kocaoğlu, Çinliler’in Türk akıncılara karşı ördüğü Çin Seddi’nin önünde 2009 seçimlerini düşündü mü bilinmez.
Acaba İzmir’de kurulacağı söylenen yeni bir yerel gazetenin, kimlerin uhdesinde yapılandırıldığını mı duydu yoksa?
Gazetenin adı “Susam Sokağı” mı ne, bir şey olacakmış.
Bu gazetenin İzmir basınının küslerini barıştıracağı, birbirine küfredenleri kucaklatacağı; açık-örtülü “kurabiye canavarları”nı mamasız bırakmayacağı telaffuz ediliyormuş.
Belki de Başkan Kocaoğlu, Çin Seddi’ne bakarak, içinden “Ben susamın yağını çıkarırım alimallah” diye geçirdi, kim bilir?
Gezi boyunca yanında Yeni Asır Yayın Grubu Başkanı Osman Gençer de varmış.
Bir iddia da peşinden geldi; Osman Gençer’in Çin’in başının derdi olan dini lider Dalai Lama’nın yerine geçeceği konuşuldu!
İddia doğruysa, arınmak için, “TMSF tapınağı”ndan bin kez iyidir bu tercih.
***
Mesela eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin.
Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Koordinatörü Doğan Baran ile birlikte ta İzlandalara gitmiş.
5 kişilik heyetle İzlanda Cumhurbaşkanı Olafur Ragnar Grimmson’u makamında ziyaret etmiş.
Cumhurbaşkanı Grimmson, Türkiye ile jeotermal alanda işbirliği yapmak istediklerini söylemiş.
Bakalım var mı bu adamcağızın çağrısına kulak verecek biri İzmir’de?
Ama inanıyorum ki, 5 kişilik heyet küçük bir jeotermal keşif yapmıştır İzlanda’nın herhangi bir kaplıcasında.
Dinlenmeleri lazım, çok yorulmuşlardır!
***
Bir de gelenler var İzmirlere kadar.
Fildişi Sahilleri mesela.
Adamlar başkentlerini değiştireceklermiş, inşaat sektörüne iş yapın çağrısında bulunmak üzere gelmişler.
Hem de “Ağız ve Diş Sağlığı Haftası”nda gelmiş Fildişi Heyeti.
İzmir Ticaret Odası’nda ağırlanmış.
İyi ki Necip Kalkan’ın aklına “diş fırçası-diş macunu” hediye etmek gelmemiş;
“Sağlıklı filler, sağlıklı günler” falan da dememiş!
Akın Kazançoğlu ise, adet gereği EXPO için destek istemiş Büyükelçi Kessie Raymond Koudu’dan.
***
Dünyanın bir başka yakasına geçelim.
Mesela İl Genel Meclisi Başkanı İsmail Yılmaz…
Sayın İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç ile Küba’ya gitmişler.
Gerçekten zor bir yolculuk.
Helal olsun.
Emek emek binilmiştir o tayyarelere.
Küba Devrimi’nde Granma yatıyla Havana’ya çıkarma yapan iki yoldaş gibi İzmir için koşmuşlar.
Fidel Yılmaz ve Mustafa “C” gibi yani.
Ben Sayın Yılmaz’ın Kübalı kadınların bacaklarında katlayarak yaptıkları purolardan alıp almadığını bilmiyorum.
Ancak yanında CHP’li Yücel Özen’i götürseydi, bir ihtimal Sayın Yılmaz’ın İzmir’e puro fabrikası kurdurma girişimi bile olabilirdi tahmin ederim.
İlk İl Genel Meclisi Toplantısı “Comandante Che Guevara” şarkısıyla açılır mı göreceğiz.
Kısaca EXPO’da sorunlar manşetlerin yanı sıra adliyelerde yükselirken; yükselen tayyareler İzmir’e destek için dolaşıp duruyor.
Latin Amerikalı Devrimciler, söylevlerini ve yazılarını şöyle bitirirmiş:
“Ya vatan ya ölüm”
Bugünlerin Türkiyesi’nde ne kadar anlamlı değil mi?
Biz de “Ya EXPO ya Ölüm” diyelim.
Ne de olsa gaz veren candan…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.