89 yıl önce Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımının atıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun başlangıç günü.
Büyük Önder Atatürk, 89 yıl önce bir ulusun makus talihini yenecek adımı attığı bugünü, isterseniz bir kez daha anımsayalım:
“1919 yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş, Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu topluluk, genel savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda sarsılmış, şartları ağır bir ‘ Ateşkes Anlaşması’ imzalanmış. Büyük savaşın uzun yılları içinde, ulus yorgun ve yoksul durumda. Ulusu ve ülkeyi genel savaşa sokanlar, kendi başlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife görevinde bulunan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki Hükümet; yetersiz, aşağılık, korkak, yalnız padişahın isteklerine bağlı ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.
Ordunun elinden silahları ve savaş gereçleri alınmış ve alınmakta…”
***
Aradan tam 89 yıl geçmesine karşın, bugünkü genel durum ve görünüşün o zamandan pek farksız olduğunu söyleyebilir misiniz?
Şimdi, sadece zaman ve kahramanlar farklı.
89 yıl önce Anadolu topraklarını ağızlarının sularını akıta akıta paylaşan emperyalistler, işgalci kuvvetler emellerine ulaşamamanın ezikliğini hala yaşıyorlar. Bu nedenle 89 yıl sonra hala Anadolu toprağını parçalamak, ülke insanını birbirine düşürmek isteyenlerin çabası boşuna olmasa gerek.
Ama…
Bugün, Anadolu insanının birlik ve beraberliğini bozmak isteyenler, 89 yıl önce bu toprakları işgal edenlerden başkası değildir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp, yerine dini esaslara dayalı bir devlet özlemi içerisinde olanlar da, 89 yıl öncesinin rövanşını almak istiyor.
Bu nedenle, nasıl 15 Mayıs 1919’da işgal kuvvetlerine ilk kurşun İzmir’den sıkılmış ve Anadolu’nun dört bir yanından yakılan kurtuluş ateşi 9 Eylül’de düşmanın denize dökülmesi ile sonlanmışsa, bugün de aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamak isteyenlere en güzel yanıtı İzmirliler verecektir.
Çünkü…
Herkesin gözü İzmir’de…
İzmir’in ve Ege’nin laik, demokrat, aydın, yurtsever ve devrimci insanları Türkiye’de bölücülere, örümcek kafalılara, gericilere, ırkçılara ve kafatasçılara asla geçit vermeyecektir.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.