Bu tür moral bozucu haberleri gazetelerden mümkün olduğunca okumamaya gayret ediyorum ama, nereye kadar görmezden gelebiliriz ki? Gün geçmiyor ki bir-iki masum insan kapkaça kurban gitmesin. Evet bence kelimenin tam anlamıyla kurban gidiyorlar. Neden? Çünkü bu kapkaçı yapanların yanına kar kalıyor. Devlet hırsıza, uğursuza, kapkaççıya, gerekli yasaları ve düzenlemeleri çıkarmayarak adeta göz yumuyor. Sözde bir CMUK yasası çıkarılarak, insan haklarına uygun bir düzenleme yapıldı. Evet hırsızın, uğursuzun insan hakları çok güzel korunuyor! Mağdur olan, hatta bu uğurda canını kaybeden insanların hiç hakkı yok. Onlar insan mı ki hakkı olsun!
İnsan kendi başına gelmeden bunun anlamını pek kavrayamıyor aslında. Çok şükür başıma kapkaç olayı gelmedi ama, evimize hırsız girdi, pazarda kalabalıktan istifade edilerek cebimden cüzdanım çalındı, arabanın kilitleri kırılarak çantam çalındı. Hiç birinde de fail yakalanamadı. Gidip karakola tutanak tutturuyorsun, o kadar. Hırsızı bulmak için çaba bile gösterilmiyor. Bereket pazarda çalınan cüzdanım sadece kartlarla birlikte bir çöplüğün yanında bulundu ve duyarlı bir vatandaşın telefonuyla hiç olmazsa kartlar elime geçti. İşimiz tesadüflere kalmış, başka yapacak bir şey yok.
Zaten polis bunlardan yılmış. Yakalasalar, anında serbest bırakılıyor. Ne hikmetse? Hele şu kalaşnikofla sokaklarda gezen adamın serbest bırakıldığını okuyunca, bizimkilerin bunun yanında solda sıfır kaldığını anlıyor ve “ne günlere kaldık” diyerek teselli bulmaya çalışıyorum.
Yarın öbür gün yolda yürürken benim de çantamın gözüdönmüş birkaç kılıktan çıkmış insan müsfeddesi tarafından çekiştirilmeyeceğini kim garanti edebilir? Ben evime giderken her seferinde “Acaba dış kapımı açık bulur muyum” fobisinden kurtulmak istiyorum. Cep telefonuyla sokakta konuşmak zorunda kaldığımda, “Acaba biri elimden çekip alır mı” düşüncesini bertaraf etmek istiyorum. Hani nerde benim insan haklarım? Korkmadan yaşamak da bir insan hakkı değil mi?

Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.