Meğer Gazeteciliği Ne Çok Özlemişiz!

Eline sağlık M. Ali Önel. Arena ekolünden yetişme gazeteci M. Ali Önel’in Malatya Çocuk Yuvası’ndaki dehşeti gözler önüne seren programı bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu.
Önel’in programı tüm gazete ve televizyonların “pas geçemeyeceği” bir hale geldi. Basın organları bu olayın üzerine mal bulmuş gibi atladı.
Ulusal basın diye adlandırdığımız İstanbul basını, gazetecilik yapıp yapmama tavrını bu olayla birlikte değiştirdi. Aylardır dayak yiyen, şiddet gören çocuklar rehabilitasyona alındı, olay soruşturmaya başlandı. BU olayla birlikte haberciliği ne denli özlediğimizi de bizler anlamış olduk.

Barbaros ne oldu?

Bir süre önce Barbaros Çocuk Köyü’nde yaşanan olaylar basında tartışıldı ama sonucunun ne olduğunu bilmiyoruz. Bir yetkili de çıkıp, Barbaros’da yapılan iyileştirme varsa açıklamıyor. İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal’ın Malatya’daki gelişmeleri bir kenara bırakarak, Barbaros Çocuk Köyü’nde yaşanan gelişmeleri irdeleyerek kamuoyuna açıklamasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Bunun nedenini açıklamakta yarar var.
Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü ve bunlara bağlı kurumların içindeki durumu belki de birçok yetkeli biliyor. Bir olay yaşandığında gözler o kuruma çevriliyor ama arkası gelmiyor.
Urla’daki bu olayda da bazı günah keçileri belirlenip, olayın üzeri örtülmeye çalışıldı. Hukuku yansıdığı için basının da araştırma kanalları tıkanmış oldu. Şimdi bu köyde ne olduğunu bilmiyoruz. Bunun gibi sabah baskını ile boşaltılan Bornova Yurdu, minnacık çocukların teslim edildiği Karşıyaka Yurdu ve diğerlerinin akıbetini öğrenmekte yarar var. Bunu Vali Köksal’ın da yakından bilmesi gerekiyor. Çünkü Allah korusun, benzer bir olay patlak verirse yıllardan beri aktif valilik yapan Köksal’ın da durumu sarsılabilir.
Bana sorarsanız bu kurumlarda sorunlar sürüyor. Nerden mi biliyorum. Onu yazmayacağım. Ancak, Öğretmen Okulu’nda yatılı okuduğum sırada yaşamının bir bölümünü paylaştığım çok sayıda Yetiştirme Yurdu’ndan arkadaşlarım var. Bunların bir bölümü de yukarıda belirttiğim kurumda önemli pozisyonlara ulaşan uzmanlar ve yöneticiler oldu.
Yeter ki sosyal devletin kollarına bırakılan çocuklar ve gençlere bir şey olmasın. Biz gazetecilik duygularımızı bu kurumlarda gidermese de olur. Ama, yöneticiler sorumluluklarını yerine getirmezse, İzmir de içinde olmak üzere birçok kurumdan Malatya kadar olmasa bile benzer sorunlar patlak verebilir.


Anavatan yolcuları

İzmir’deki deprem, muhalefeti de kentimize yöneltti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu da bölgeyi ziyaret etti. Mumcu’yu daha sonra İzmir TV ekranlarından izleme olanağı buldum. Erkan Mumcu’nun radikal söylemleri (Her ne kadar Başbakan Recep Tayip Erdoğan muhatap almasa da) halkın kulağına hoş gelecek biçimde.
Önümüzdeki süreçte yeni milletvekilleri Anavatan Partisi’ne katılabilir. Önümüzdeki süreçte seçime kadar örgütleri toparlama şansları olabilir mi bilemiyorum. Ancak, AKP’ye giden ve umduğunu bulamayanların sayısının giderek arttığını gözlemliyorum. Bu da Anavatan’ın şansını biraz arttırıyor.
Okurların bayramını kutluyorum.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın