Öyleki, bu iddiaları peş peşe sıralasak, neredeyse buradan Amerika Kıtası’na köprü yapılır.
Ama sayın Unakıtan, hiç üzerine alınmıyor.
Pişkin pişkin gülüyor.
“Yarabbi şükür” diyor.
Başbakan da bu iddiaları ortaya atanları suçluyor, bakanına sahip çıkıyor.
Oysa bakanına sonuna kadar destek veren aynı Başbakan, bir süre önce Ankara’da partisinin il başkanlarıyla yaptığı toplantıda, “Parti yönetiminde görev alacak arkadaşların kamu ile işleri olmayacak. İhale peşinde koşmayacak. Akçeli işlere karışmayacak” dememiş miydi?
Demesine demişti, ama…
Partililerin bir kulağından girip, diğerinden çıkmış…
Öyle olmasa partisinin İzmir’deki bazı yöneticileri, Başbakan’ın bu sözünü tutmak yerine, tam tersine kurdukları, kurdurdukları şirketler aracılığıyla kamu ihalelerini hiç kaçırmamış.
“Bal tutan parmağını yalar” dercesine ihaleleri kimseye kaptırmamış.
Partide huzursuzluklara neden olan bu ihale olayları iyice ayyuka çıkmış olacak ki; ilçe kongrelerinde bile konuşulmaya başlamış.
İşin boyutları o kadar büyüdü ki; konu TBMM gündemine dahi taşındı.
Nitekim CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.
Ersin, soru önergesinde şöyle dedi:
“İzmir’deki AKP’li yerel yöneticilerinin bazıları kendi adlarına ve bazıları da yakınları adına şirket kurarak, kamu kurum ve kuruluşlarının özel güvenlik, temizlik, inşaat ve onarım işlerini, iktidar olanakları ile aldıkları iddiaları yaygındır.
Son üç yılda, İzmir’deki kamu kurum ve kuruluşlarının özel güvenlik, temizlik, inşaat ve onarım işlerini kimler aldı?
Bu işler hangi ihale usulüyle verildi?
İhalesiz verilen işler hangileridir?
İhalelerin veya ihalesiz verilen işlerin bedeli ne kadardır?”
İlçe kongreleri devam eden AKP’nin İzmir İl Başkanı Ali Aşlık, eğer partisini düşünüyorsa ve “Bize oy veren ezilenleri unuttuk” demeden önce il ve ilçe yöneticileri arasında kendisi veya yakınları adına şirket kurup kamudan ihale alanları hemen açıklamak zorundadır.
Aksi takdirde, il kongresine (aday olacaksa tabi) şaibe altında giren başkan adayı olur.
O zaman bu durum, adında AK olan bir partiye hiç yakışmaz.
SHP’nin yaman çelişkisi
SHP, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nda değişiklik yapılması için yasa tasarısı hazırladı.
SHP İzmir İl Başkanı Mustafa Oktay Korkmaz’ın görevden alınmasına zemin hazırlayan Genel Sekreter Ahmet Güryüz Ketenci,yasa teklifinde yer alan bazı değişiklikleri şöyle sıraladı:
“Seçim barajı yüzde 5’e düşürülsün. Hazine yardımı milletvekilliği genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde 5 ve üstü oy alan siyasi partilere yapılsın. İttifaklar, şeffaf bir şekilde seçimden önce açıklansın. Her türlü adaylıkta ön seçim yapılsın. Parti genel başkanı 7 yıl görev yapabilsin. Kadınlara milletvekilliği ve yerel meclis adaylıklarında yüzde 33 kontenjan ayrılsın. Milletvekilliği kontenjan adaylığı yüzde 5’le sınırlandırılsın. Parti örgütlerinde işten el çektirme yerine ’seçimle gelen seçimle gider’ mekanizması oluşturulsun. Naylon üyeliğe son verilebilmesi için bütün seçimlerde YSK kayıtları esas alınsın. Tercihli oy kullanılsın. Partiler seçilecek sayıdan iki kat daha fazla aday göstersin.”
Yasa teklifinde yer alan bu değişikliklerin hepsi çok güzel.
Şayet bu yasa teklifi kabul edilirse Türk demokrasisi adına büyük bir kazanım olacak.
Ancak SHP’nin değişiklik önerisinde yer alan “Seçimle gelen seçimle gider” mekanizmasının ters düştükleri kendi il başkanlarına uygulayacaklar mı doğrusu merak ediyorum?
Söz SHP’den açılışmışken, il yönetiminden üç kişinin istifa ettiğini duyduk.
Cihan Büyükoral, Ali Emren ve Murat Sisu…
İstifaların arkasının geleceği söyleniyor.
Bu gidişle kongrede iş başına gelecek yeni yönetimin işi oldukça zorlaşacak gibi görünüyor.
CHP’liler çimdikten moraracak!
Geçen hafta bu sütunlarda “CHP, kendi tabanına sahip çıksın yeter” başlığı altında yazdığım CHP eleştrisi geniş yankı buldu.
Çok sayıda okuyucumuz, telefonla aradı, elektronik posta gönderdi, “Hislerimize tercüman oldunuz. Az bile yazmışsınız” diyerek destek verdi.
Ancak CHP’nin Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Tülay Özüerman ise şöyle dedi:
“Herkes denize taş atmayı bıraksın, kendisine çimdik atsın.”
Eğer Prof. Dr. Özüerman’ı dinleyecek olursak, seçimlere kadar CHP’lilerin her yanı kendi attıkları çimdiklerden moraracak.
İzmir, demir plakalarla örülüyor!
İzmir’de metro ağını genişleten belediye, yaptığı tanıtımlarda “İzmir’i demir ağlarla öreceğiz” şeklinde slogana yer veriyor.
Gerçekten de belediye, bu sloganı hayata geçirmeye başladı bile…
Nasıl mı?
İzmir’in cadde ve bulvarlarındaki ızgaraların üzerini dev demir plakalarla kapatarak.
Böyle giderse, İzmir’in her yanı “demir plakalarla örülecek.”
ÖZLÜ SÖZ
Zaman büyük bir öğretmendir; ne yazık ki bütün öğrencilerini öldürür.
Curt Goetz
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.