Türkiye’de iktidar ile temsil edilen Sunni İslamcı siyasal hareketin tarihsel derinliği olduğunu söyleyemeyiz. Sık atıf yaptıkları Osmanlı Devleti ve bir mit haline getirdikleri padişahlar, özellikle de Sultan II. Abdulhamid’i de siyasal islamcı olarak tanımlamak için elimizde yeterli veri bulunmuyor. Eldeki objektif verilerden de şanlı bir siyasal islam tarihi çıkmıyor.
Yoklar üzerinden tarihi kurgulamak için sık sık gerçekler ile bağı koparmak gerekiyor ki bu konuda İslamcıların çok rahat ve üretken olduklarına şüphe yok. Siyasal İslamın, ideolojisini diri tutmak adına tarihselliğe her kesim ve ideolojiden daha fazla ihtiyacı bulunuyor. Objektif bir siyasal İslam tarihçesinden bahsedilemeyeceği için gün be gün sayıları artan İslamcı tarihçilere ise bir nevi terzilik düşüyor. Eldeki verileri kırpma, ekleme, dikme gibi…
Osmanlı’yı kutsa, cumhuriyeti itibarsızlaştır
Ülkemizde gazete, dergi, TV başta olmak üzere medya kuruluşlarının tamamına yakın bölümü iktidar ve bağlantılı çevrelerin egemenliğinde. Yani ideolojik ve siyasi angajmanları var. Özellikle bu kapsamda yer alan TV’lerde tarih ilgisi dikkat çekici düzeyde.
İktidarcı yayın gruplarının, günün en çok izlenen saatlerine tarih içerikli programlara yer vermesini sadece yayıncılık tercihi olarak değerlendiremeyiz. Günün popüler islamcı tarihçi figürleri, Sunni İslamcı iktidar ideolojisinin propaganda ihtiyacını karşılıyor. Bu programların sunumu, içeriği, yayıncıları ve tarihçi figürleri aslında tabloyu net ortaya koyuyor.
Örneklemek gerekirse tüm tarihçilik kariyeri Atatürk’e nefret ve hakaret ile dolu Mustafa Armağan veya her ifadesi ile “Ah bu Türkiye Cumhuriyeti de nereden çıktı?” duygusunu veren Ahmet Şimşirgil, Yavuz Bahadıroğlu iktidar yayıncılarının sevdiği tarihçi figürlerinin başında geliyor. Bu yayınlar ve içeriğinden sorumlu Sunni İslamcı tarihçiler tüm tezlerini dört temel üzerine yapılandırıyor:
– Atatürk, milli mücadele ve cumhuriyet devrimlerini değersizleştirme, hatta ağır şekilde itham etme. (Ne yok ki bunların arasında; cumhuriyet ve önderlerini ajanlıkla suçlamaktan tutun da cumhuriyetin aslında Hristiyan Batı kurgusu olduğuna uzanan, seviye sorunlu sayısız iddialar)
– Her dönemi ile Osmanlı kutsaması yapmak. Tüm toplumsal kesimlerin zaten sahiplendiği, dışlamadığı Osmanlı devlet geçmişine sonradan bir ideoloji giydirerek bugünkü iktidar ile moral bağı kurmak
– Osmanlı padişahlarını tanrısal ögelerle donatmak. 2. Abdülhamid’den, hatta ülkesini işgalci İngiliz gemisinde kaçarak terk eden Vahdettin’den kahraman çıkarma gibi.
– Bugün iktidar ve ideolojisi ile Osmanlı devlet ideoloji ve yönetim şeklinin özünde aynı olduğu mesajının verilmesi
Yapılan tarihçilik değil, referanslarını tarihi mitlerden alan sunni siyasal islamcı ideolojiye propaganda aracı sunmaktır.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.