
Alkış eylemi yalnızca insanlarda görülen bir olgu değildir. Maymunlar sevinç ve mutluluk gösterilerini genellikle alkış eylemi ile sonlandırırlar. Özellikle orangutanlar bu hareketi yapmakta hem çok ustadırlar hem de büyük haz duyarlar. Alkış hareketi duygu ve düşüncelerin en saf ve en temiz haliyle eyleme dönüşmüş şeklidir. Alkış genel olarak toplu yapıldığı için aslında bir tepki biçimidir. Tepki de bir davranış biçimi olduğuna göre, bu tepkinin bir güdümleme sonucunda ortaya çıkacağına göre asıl amaç bu güdünün kaynağını araştırmak olmalıdır.

Sözlü alkış örnekleri oldukça gelişmiştir, Alevi ve Bektaşiler’in ibadet ederken söyledikleri Gülbank, çayır güreşlerinde cazgırların söylediği Salâvatlar ve bazı dua ile ilahiler sözlü alkış kategorisinde değerlendirilmektedir.
Alkış çok eski Türkçe bir sözcüktür. Orta Asya Şaman Türk topluluklarında kullanılan ve dua, kutsama, övgü anlamına gelen alkamak ya da alkıç sözcüklerinden türetilmiştir. Alkışın karşıtı olan beddua ve lanet anlamında kullanılan kargıştır. Toplu olarak alkış Mısır Kölemen, İlhanlılar ve Selçuklular’da da sıkça kullanılmış ve Selçuklular’da alkışlayanlara serhenk adı verilmiştir.

Osmanlı’da bu uygulama daha da gelişmiş ve kurumsal bir hal almıştır. Padişahların ata binip inmeleri sırasında, bayram alaylarında, tahta oturmalarında, Padişahın Cuma selamlıklarında ve çeşitli törenlerde hem padişah için hem de sadrazam, şeyhülislam ve kubbe veziri gibi büyük devlet adamları için bayramlarda, çeşitli tebriklerde ve kutlamalarda sözlü ve eylemsel alkış yapılırdı.
Osmanlı’da bu vazife divan çavuşlarına aitti, belli klişe şeklindeki sözler belli bir ahenkle hep birden koro halinde söylemek suretiyle yerine getirilirdi ve kalabalık bir bölük tarafından da bu sözlü alkış aynı zamanda alkışlanarak desteklenirdi. Bu bölüğün başında da mutlaka bir alkış çavuşu bulunurdu. II. Mahmut devrinin sonlarında divan çavuşları teşkilatının kalkması üzerine bu vazife Muzika-i Hümayun mensuplarına verilmiş ve Osmanlı devletinin sonuna kadar da resmi alkışçılık bunların görevi olmuştur. Muzika-i Hümayun içinden seçilen ve sayıları altı ile on kişi arasında değişen alkışçılar bölüğünü oluşturmuş bir de içlerinden birine alkışçılar başı görevi verilmiştir.

Gösteri ve sahne sanatlarında alkışın önemini herhalde bilmeyen yoktur. Bu yazımızda bu tür alkışa değinmeyeceğiz. Fakat asıl konumuz olan masum alkışın şakşaka nasıl dönüştüğüdür. Günümüzde şakşakçılık çağ atlayarak yağcılığa, teşekkürcülüğe, hatta bir iş kolu olarak en geçerli meslek haline nasıl geldiğine kısaca değineceğiz.
Doğal ve masum bir eylem türü olan alkış zamanla içten pazarlıklı, bir çıkar karşılığında el çırpma hareketine dönüşünce de adı oluvermiş şakşak. Alkış elleri bir birine vurarak çıkarılan sesle en masum, en temiz ve en doğal toplu onaylama duygusu iken, şakşak her türlü çıkarı, art niyeti, mevki ve makam elde etme hırsını ya da güçlüye yaranma uşaklığını ortaya koyan yapmacık el çırpma hareketidir.
Hal böyle olunca Roma’ya kadar uzanmamız gerekiyor. Roma döneminde özellikle gladyatör dövüşlerinde ve çeşitli oyunlarda bu işin ticaretini yapanlar tarafından halkın içinden ve genellikle işsiz-güçsüz insanlardan seçtikleri kişileri seyircilerin içine dâhil ederler ve daha önce öğrettikleri şekilde gösterileri alkışlar ve alkışlatırlardı. Bu hizmetleri karşılığında bir ücret alırlardı. Şimdiki maçlarda amigo dediğimiz insanların yaptığı işi yapıyorlardı.


Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle de şakşakçılık toplumu sarmış-sarmalamış durumdadır. Düne kadar “Padişahım çok yaşa” diyenler de bugün “Başkanım çok yaşa” demektedirler. Kültürel ve sosyal gelişimini tamamlamamış toplumlarda, o masum ve doğal alkış yerine, yapmacık ve çıkarcılık şakşakçılığı devam etmekte ve hep bir ağızdan “Yaşa”, “Varol”, “Bravo”, “Haydi hep beraber”, “Ya ya ya, şa şa şa, bizim takım çok yaşa”, “Alkışlarla huzurlarınızda”, “Alkışlarla uğurluyoruz” şeklinde bağırarak iş şakşak çığırtkanlığına dönüşmüştür. İnsan doğasının en masum eylemsel ifadesi olan alkışın, çıkar ve menfaat karşılığı şakşakçılığa dönüşmesi umarız en kısa sürede son bulur.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.