Bugün bu satırların yazarı, tarihe kayıt çakmak için, oldukça önemsiz bir şekilde kelimeleri yan yana getirerek biraz serzeniş, biraz tahlil, biraz eleştiri, biraz özeleştiri karalayacak
Bugün Pazar yine
Ne garip bir süreçten geçiyoruz, farkında mısınız?
Güya yerel seçim var haftaya ama konuştuklarımızın, yaşadıklarımızın yerel seçimle uzaktan yakından alakası yok.
Ortalık toz duman Taraf olmaktan ziyade objektif de olunamıyor artık
Her kademede riyakârlık, yalan dolan doruk yapmış vaziyette.
Siyasetçiler bağırarak, çemkirerek üstünlük kurmaya çalışıyor.
Koca başbakan, mitinglerinde yuhalatmayı siyaset sanıp, acayip bir ruh haliyle egemenlik peşinde
Başbakan bağırıp çağırarak, tehdit edip hedef göstererek, kalabalıklara cambazı göstererek kendi naylon gündemini ulusal meseleymiş gibi göstermeye uğraşıyor.
Oysa Başbakan, 2007 seçimleri sonrası balkon konuşmasında nasıl da güven vermişti hepimize Temkinli de olsam yine o dönemde, lider olarak görmüştüm .
Yanılmışım
14 yaşında bir ölü çocuğun hatırasının, otoyoldan, özel hastaneden, köprüden, tünelden daha önemli ve manalı olduğunu inkar ediyor Başbakan
Ya İzmir adayı?
Binali Yıldırım
Yanılmışım onda da
Twitter yasağının Binali Yıldırımdan çıktığını öğrendiğimde de benim için her şey bitti
Hele Binali Yıldırımın yasağı Amerika Devlet Başkanı’na hakaret ettiğinizde adamı ortadan kaldırıyorlar. ( ) Bu durumu ben istemedim. Mahkeme de istemedi. Zorunlu olarak yapılan bir uygulamadır” sözleriyle savunmasını öğrendikten, dinledikten sonra
Hakan Albayrak denen şahsın taraflı değilim Tayyipçiyim sözünü öğrendikten sonra
İyice inandım Türkiyenin içine virüs kaçtığına
İyice inandım Türkiyenin bir format ihtiyacına
Ben Binali Yıldırımı eleştirdiğimde, AKPye muhalefet ettiğimde her yönden ve özellikle de son zamanlarda Binali Beyin İzmir cahili danışman kadrosuyla AKPli olduğunu iddia edenlerden aldığım akla ziyan ithamlar, iftiralar, hakaretler
AKPye yakın, abi dediğim, saygı duyduğum bir meslektaşımdan aldığım saldırgan ithamına
Yok yok Gerçekten sapla saman karıştı
Muktedirleri eleştirmeyeceksin, yandaşlarına, taraftarlarına yağcılıkta, yalakalıkta sınır tanımayacaksın. Zira huzur bulamazsın
Adam İzmir ruhundan nasibini almasa da, alıştığı o vıcık vıcık medyacılıklara güvenerek dizayn etmeye çalışıyor İzmir basınını
Kimsenin de tık ettiği yok. Ne demokrasiden almış nasibini ne de en küçük insani değerlerden
Ama nasıl olsa koca bakanın danışmanı ya? Nasılsa onun için medya kumbara ya? Nasılsa ekrandaki, köşelerdekiler onun bir dediğini iki etmiyor ya?
Vur o zaman Hasan Tahsine
Kimin umurunda nasılsa
Zaten ne zannediyor ki kendini?
Yayın yaptığı TV BBC mi?
Yazı yazdığı gazete New York Times mi?
Kaç kişi okuyor kaç kişi izliyor?
Nasılsa İzmirde de yalakalık modunda, sabahtan akşama CHP, akşamdan sabaha AKP diyen çok!
Otel lobilerinde iftiralarına eyvallah çeken de çok!
Düne kadar Aziz Kocaoğlunun dizinin dibinden ayrılmadan yalakalık edenler şimdi biraz Hakan Tartan biraz Binali Yıldırım diye haykırıyorlar ya?
Ancak yine de ters konuşmamalı
Ters de yazmamalı
Perşembeden beri yazmıyorum
Aklım durdu zira Bunca yaşadıklarıma rağmen bugüne kadar sıkıntılarımı sevdiklerime yansıtmadım. Ama öyle bir gün yaşadım ki, aynı anda hem iğren bir dedikoduyla ne kadar zengin hem de elimdeki tebligatla ne kadar yoksul olduğumu yaşadım
Var mı böyle bir süreç?
Bunca yalan dolan ve hırsızlığın, riyakarlığın moda olduğu bir süreçte gel de gazetecilik yap
Haftaya bugün seçim
Bir oy hakkım var
Kendi kalemimle gidip bir oy atacağım
Ama bu hafta kesinlikle karar verdim
Ne ilde ne ilçede asla onlara oy atmam
Yani kimlere oy atmayacağımı artık biliyorum
Kime oy atacağımı ise söylemem Zira yüzsüz, arsız iftiracılar bu hafta da fazla mesai yapacak
Lakin 31 Mart sonrası bilirim ben İzmirde kime ne diyeceğimi!
Ha şunu da söyleyeyim
Bu can bu tende kaldıkça dönersem hak bildiğim yoldan şerefsizin şerefsiziyim
Bunu da not edin bir yerlere ki yarınlarda dönersem tükürürsünüz yüzüme
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.