Bende gülemedim yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlumu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada.
Ah yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Sen ağladın canım ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım, boş yere kandım
irengi gözümde solan dünyada
Ah yalan dünyada yalan dünyada
Özellikle böyle giriyorum yazıya…
Yaşarken hatırlamayanların, bir türküsünü bile dinlemeyenlerin, dinlemek zorunda kalınca dudak bükenlerin, ne milli ne de önemli günlerde meydan konserlerine, fuara çağırmayanların, evinin nerede olduğunu, amcazadelerinin nerede nasıl yaşadığını bilmeyenlerin inadına böyle girdim yazıya…
Yanında çalıştırdıklarına SSK bile yaparken pinti davranıp, spor yazarlığından memleket yazarlığına tırmanıp köşesinde ekonomi yazanların ve de bu tipleri adam yerine koyanların inadına böyle girdim yazıya…
Dünya da yalan…
Yaşam da yalan…
Neşet Ertaş yaşarken kavramış ve haykırmıştı yalan diye de âlem öyle bir hoş olmuş ki anlamadı!
Memlekette namaz kılan, oruç tutan, Umreye gidenlerin sayısının arttığı söylenedursun, sosyal rezillikler kimsenin dikkatini çekmiyor dostlar, ne edelim?
AKPye akreditasyon yapıyor, antidemokrat bu diyenler aynaya mı bakmaz anlamam ki?
Yahu memlekette akreditasyonun Allahını yapıyor muhalefet, bunu nasıl diyeceğiz söyleyin hele…
Kent Yaşama haftada iki yazı yazacaktım, iki haftadır yazıyı yenileyemedim.
Oysa nedeni de var.
Ne yazmalıyım?
Ne kadar yazmalıyım?
Yazmıyorum…
Bir hafta susuyorum!
Bakalım kim ne kadar ne?
Sıkıldım anlıyor musunuz sıkıldım…
Şarlatanlıklardan, çanak yalayıcılıklardan, yağcılıklardan, dünü unutarak yürüyenlerden, Allahtan korktuğunu söyleyip Allahla korkutanlardan, sahte arkadaşlıklardan, dostluklardan, abiliklerden sıkıldım…
İyisi mi susayım!
Bir hafta, sadece bir hafta…
Telefonunuza cevap vermezsem de buyurun kızın…
Zaten bir kısmınızın yaptığı bu!
Kızmak ve merak etmemek!
Haydi, bana eyvallah!
Mış gibi yapmadan yaşayanlara da selam olsun!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.