Duygu mu, mantık mı?

Hayatın içerisinde koşuşturken yorgun düştüğüm zamanlar kendime hep aynı soruyu sorarım; sahi hayatın anlamı ne? Neden dünyaya geliriz? Bunca sıkıntıyı neden çeker, neden yorulur, ağlar, hırslanırız? Nasılsa bir gün ölmeyecek miyiz? O zaman bütün bunlar ne anlama geliyor?

Aklıma düşen bu sorulara içimi rahatlatacak türden cevaplar bulmakta zorlansam da iki düstur yolumu kaybetmememde bana rehber olur. Birincisi bu dünya her şeye rağmen çocuklarımız için yaşamaya ve mücadele etmeye değer, ikincisi ise yaşamak dediğimiz şey aslında hiç ölmeyeceğimizi ümit etmekten başka bir şey değildir.

Türkiye’nin İsrail’e çektiği beş maddelik restten sonra, Ortadadoğu’daki tamtam seslerini kulağımda daha da tiz çınlatan “sahi yaşamın anlamı ne?” şeklindeki sorulara direnebilmek için bu cevapların yetersiz kalacağını hissediyorum.

Sanıyorum, Ortadoğu’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ya da olmama ihtimali çok fazla. Hatta, İsrail’deki Netanyahu Hükümeti gitmediği ve İsrail politikaları değişmediği sürece önümüzdeki günlerde Akdeniz aşırı ısınabilir.

Böyle bir ihtimal karşısında denebilir ki, “İsrail’e, Mavi Marmara’ya yapılan ve 9 Türk’ün ölümüyle sonuçlanan operasyonla ilgili haddinin bildirilmesi gerekiyordu, Türkiye bu davada haklı olan taraftır, İsrail özür dilemeliydi” vs…

Türkiye Mavi Marmara konusunda elbette haklıdır. Ancak, akılcı dış politikada kimin haklı olduğunun pek önemi yoktur. Dış politikada her daim geçerli olan tek bir ilke vardır; kararlar duygulara ya da inanç temeline göre değil, karşılıklı çıkar ve güç dengelerine göre alınmalıdır.

Türkiye bugün Ortadoğu’da kaynayan bir kazanın tam ortasında üstelik, kendi iç sorunu PKK’yı halledememişken İsrail’i karşısına alan hükümetin B planını, diyalog kapısını kapatmadan ve üstü kapalı savaş tehditinde bulunmadan devreye sokabilirdi.

Akıl yolu, sağlam bir siyaset diline zemin hazırlayacak iletişim yollarını her daim açık tutmayı zorunlu kılar. Konuşmanın, görüşmenin ve danışmanın olmadığı her yerde er geç savaş çanları çalmaya başlar.

Savaş çıkması ve insanların kıyımı riskini barındıran hiçbir dış politika kararı akılcı ve doğru olamaz. Hele ki, yaşamın çocukları için mücadele etmeye değer olduğuna inanan ve hiç ölmeme ümidi ile yaşama tutunmaya çalışanlar için!

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın