1996 senesinde Yeni Asır Gazetesi çalışanları olarak poz verdiğimiz “Geçmiş zaman olur ki başlıklı bu fotoğrafta soldan sağa bendeniz Alaattin Gürırmak, Bülent Tavlı, sözünü ettiğim yazıyı kaleme alan Yaşar Aksoy, Faik Kalkan, alt sırada İsmail Gökmen, Yaşar Eyice ve trafik kazasında şehit verdiğimiz merhum İsmail Tarık Sarı görülüyor…

***
“İzmir basınında en iyi tanıdığın üç gazetecinin yaşam öyküsünü yaz” deseler 1988 senesinde kötü hastalığa teslim olan Akın Simav ağabeyim en başta gelirdi. Onu 2007 yılında, 94 yaşında huzur evinde yaşamını yitiren şeyhül muhabirin ünvanlı, 70 yıl aralıksız muhabirlik yapmış Rauf Lütfü Aksungur izlerdi. Ve tabii 10 Eylül 2006 günü Çeşmeden görevden dönerken trafik canavarına şehit verdiğimiz, uzun yıllar mesai arkadaşlığı yaptığım, Simavlı hemşehrim İsmail Tarık Sarı…
***

Ertesi gün Çeşme yolundan kara haberini aldık. Cenab-ı Allahtan ona rahmet diliyorum, Basın emekçisi Tarık Ağabeyim ışıklar içinde yatsın…
***
11 Eylül 2006 Pazartesi günü Alsancak Hocazade Camisi avlusundaki cenaze merasimi boyunca ekmek teknesi Nikon fotoğraf makinası tabutunun üzerine konmuştu. Bir web sitesinde bu fotoğraf makinasının arkadaşları tarafından bir süre önce satılığa çıkarıldığı, taliplilerin eşi Emel Hanım’ın telefonuna müracaat etmeleri duyuruluyordu.
Bu duyuruyu okuduğumda tekrar üzüldüm, hüzünlendim. Aklıma Tarık Sarı ağabeyin vefatından bir yıl kadar öncesinde iş stresinden kalp krizi geçirdiği, acilen bir özel hastaneye getirilip yatırılışı geliverdi. Çalıştığı iş yerinde sigortalı değildi ve az kalsın ölüyordu… İzmirin anıt adamlarından, vefa insanı İzmiri Sevenler Platformu Başkanı Sancar Maruflu ağabeyin iki İzmirli iş adamından bulup buluşturduğu, alıp hastaneye yetiştirdiği parayla tekrar yaşama döndüğünü biliyor muydunuz?
Bu olayı anımsarken, 26 yıl fikren ve bedenen emek verdiğim İzmir basınında sigortasız çalıştırıldığımdan ötürü bir türlü emekliliği hak edemediğim aklıma geldi, kederlendim…
***

Oğuz Makalın Tarık Sarının hayatını konu alan Kumdan Kaleler yapmak filminin çekimleri yapılıyordu. Basın emekçisi Tarık Sarının vefatından bir hafta kadar sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin aldığı bir kararla, film çekimlerinin kesintiye uğramadan tamamlanması için 40 milyar lira ayrıldığını gazete haberlerinden okuduk.
Simavlı bir hemşehrim cenaze günü Alsancak Hocazade Camisi avlusunda Tarık Sarı için gönderilen yüzlerce taziye çelengine ve kalabalığa bakarak bana, “Tarık Sarı böyle bir cenaze töreniyle uğurlanacağını hayatta iken aklından geçirebilir miydi?” diye sordu. Aklıma Tarık Ağabeyimin İkiçeşmelik yokuşu Agora Sokağı’ndaki küçük fotoğrafçı dükkanında işten atıldığımız dönemlerde zeytin ekmek bir de sıcak çayla karnımızı doyurduğumuz günler geldi.
Geçen dönem Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıranın ilçesindeki bir sokağa Tarık Sarı’nın adını verdirmesini saygıyla karşılıyorum. Ancak aynı inceliği, vefayı Konak Belediyesi’nden beklemiştim, ama unutuldu… Bu şehre hiç bir katkısı olmayan bir gazetecinin adı Alsancakın en uzun sokağına çaktırmadan verilirken, İzmire, Konak’a yüzlerce katkısı olan basın emekçisi Tarık Sarının dükkanın yer aldığı Agoradaki 816 Sokak’ın isminin değiştirilmesi akla gelmedi. Yeni Konak Belediye Başkanımız, meslekdaşımız Sayın Hakan Tartanın bu eksikliği tamamlamasını diliyorum.
Sağlıcakla kalın….
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.