Hasan Tahsin İlk Kurşun Anıtı önünde anıldı

İzmir’in işgali sırasında ilk kurşunu atan ve ardından şehit edilen gazeteci Hasan Tahsin, ölümünün 97. yılında Konak Alanı’ndaki İlk Kurşun Anıtı önünde anıldı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nce (İGC) düzenlenen törene kent yöneticilerinin yanı sıra milletvekilleri, siyasi partilerin ve gazetecilik meslek kuruluşlarının temsilcileri, gazeteciler ve Hasan Tahsin Ortaokulu öğrencileriyle yurttaşlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesinin ardından İlk Kurşun Anıtı’na çelenk sunuldu.

Törende konuşan İGC Başkanı Misket Dikmen, 97 yıl önce Hasan Tahsin’in attığı kurşunun bir anlamda gururlu sonun başlangıcı olduğunu söyledi. Atılan ilk kurşunla milli mücadelenin başladığını kaydeden Dikmen, “Hasan Tahsin sadece gazetecilerin değil İzmirlilerin onurudur. Özgür bir ülke, özgür bir millet için atmıştır o kurşunu. Tahsin, o güne kadar kalemiyle, eylemleriyle işgalin yaratacağı sonuçları halka göstermek için çalışmıştır. İşgal öncesi gülerde halkı uyarıcı yazılar yazmış bir gazetecidir. İşgal günü geldiğinde de tek başına olsa da savaşacak kadar da cesurdur” dedi.

Hasan Tahsin’in attığı o kurşunla Türk Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini yaktığını ve bütün dünyaya Türk ulusunun bu işgali kabullenmeyeceğinin mesajını verdiğini anlatan Misket Dikmen, “İşgali, emperyalizmi ve boyunduruğu kabul etmeyen Hasan Tahsin’in ruhu, Türkiye’de birçok gazetecide yaşamaya devam ediyor” diye konuştu. “Aynı inanca sahip birçok gazetecimiz ise basın özgürlüğüne sıkılan kurşunların hedefi olmuştur. Basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne, toplumun bilgi edinme, haber alma özgürlüğüne inancın bedelini nice yürekli gazeteci yaşamlarıyla ödemiştir” diyen Dikmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“100 yıllık süreçte Türkiye’de onlarca gazeteci sıkılan kurşunlar, patlayan bombalarla öldürüldü. Yüzlercesi cezaevlerine gönderildi. Gazetecilere atılan kurşun özgürlük ateşini söndüremez. O ateş için verilen mücadelede de, cesur gazeteciler bir adım bile geri atmaz. Türkiye’de ve dünyada basın özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler, çeşitli saldırılara maruz kalmaya devam ediyor. Gazeteciler, aydınlar cezaevine atılarak susturulmaya, sindirilmeye ve ağır ağır öldürülmeye çalışılıyor ya da hedef gösteriliyor. Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğüne dayanır. Ancak kişiler, düşüncelerini ifade ederken endişe duyuyorlarsa, hapis tehdidiyle karşı karşıya kalıyorsa, özellikle otosansür tehlikesi gazeteciler arasında adeta bir virüs gibi yayılıyorsa; o ülkede basın ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir.”

Böyle bir tablo karşısında tüm gazetecilik meslek örgütlerine önemli görevler düştüğünün de bilinci de olduklarını anlatan İGC Başkanı Misket Dikmen, “Çalışmalarımızı Cumhuriyetimizin bütün ilkelerinin, demokrasinin, halkın haber alma özgürlüğünün güvencesi olduğumuz bilinciyle, dayanışmayla sürdürüyoruz. Öyle bir ülke istiyoruz ki düşünmek, konuşmak, bilgiyi paylaşmak ve yazmak ceza konusu olmasın. Bu ağır, zorlu mesleki koşullar içinde umutlarımızı yitirmeden, mesleğimizin olmazsa olmazlarından ödün vermeden, ulusça birlik ve beraberlik inancıyla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın