Peder-Bank ve yeni yıl umutları

Bir yıl boyunca beklediğim “yeni yıl” nihayet kapıma geldi dayandı. (Çocukluğumdan bu yana yeni yıla ne zaman girsem, yeni yılın ilk sabahında yeni yılı beklemeye koyuluyorum. Garip bir cümle oldu ama 32 yıldır böyle yaşıyorum.)

Her neyse. Oldukça yoğun ve koşturma içinde geçirdiğim 2011’in arkasından söyleyecek çok şeyim oldu aslında. Bunlardan bazılarını bu sütunda gözlerinizle; bazılarını ise laf söz arasında kulaklarınızla paylaştım.

Hal böyleyken anlatmaktan yorulan çenemi, yazmakla bitmeyen çilemi sulandırıp zihinlerinizi yeni yıl arifesinde tekrar bulandırmak istemediğim için bugün sizlerle başka bir konuyu paylaşmak istiyorum.

Peki, psikologların “Aynaya bakmaktan zevk alan varlık. Egosu kilosuyla orantılı canlı” olarak tanımlayabileceği bendenizin ne gibi bir fikri olabilir? Merak edenler için hemen söyleyeyim dostlar: “Diploma”…

“Hayda” diyeceksiniz, “Yani, o kadar laf ettin, konuyu buraya mı bağladın?” Arkadaş nereye bağlayayım başka. Düşünün bir kere, memur olan babamın kurduğu “Peder-Bank” sayesinde aldığım faizsiz ve geri ödemesiz kredileri, hayatım boyunca eğitim için ve bunun sonunda alacağım bir diploma için harcadım. Hatta bu bankadan bir ara o kadar çok para çektim ki; bugün o paraları üst üste koysanız iki yıllık yakacak derdiniz de olmaz, SEKA’nın üretim fazlası da.

Dolayısıyla 18 yaşımda tornacı ya da su tesisatçısı olup para kazanmak dururken neden diploma almayı istedim. Ya da kısaca neden rahat bana batıyordu?

Koşullar

Hemen söyleyeyim. Birincisi Peder-Bank’ın kredi koşulları çok açıktı: Kredinizin devamı için okumalısınız. İkincisi ise Valide Hanım Eğitim Öğretim Bakanlığı’nın hizmet içi yönergesi, aile içinde herkesin diplomalı olması gerektiği yönünde hazırlanmıştı. Hal böyle olunca sizin de çok seçeneğiniz olmuyordu.

Bu yüzden okudukça okuyor, yazdıkça yazıyor; sıralara yazdığım kopyalar, defter arasına attığım yapraklarla ömrümü okul yollarında tüketiyordum. Arada bir kız arkadaş ediniyor fakat bir süre sonra düşkünü olduğum “yalnızlık” hayatıma, mutlu mesut geri dönüyordum. Taa ki eşimle tanışana kadar.

Nihayetinde eğitim hayatımda geçirdiğim 19 yıldan sonra, arkalarına yazı yazmaya kalksanız bir pazar listesinin bile sığmayacağı birkaç kağıt parçasına sahip oldum. O sıralarda başladığım gazetecilik hayatımda da ağır aksak ilerlerken; bir de gördüm ki dünya değişmiş, insanlar değişmiş. Kim demiş okuyan adam olur diye, paranın da insanı pekala adam yaptığını gözlerimle gördüm. En azından sinir olduğum çevremdeki bazı insanlar benim için öyle.

Hal böyle iken; diplomalı olmanın bu ormanlık arazide çok da anlam ifade etmediğini er geç anladım. Şimdiki hedefim, yeni yıla girmek ve bir sonraki gelecek yeni yılı beklemek. Tabii ki bunu yaparken de “Otuzumdan sonra nasıl su tesisatçısı olabilirim?” diye düşünmek.

Yeni yılın size ve sevdiklerinize mutluluk ve huzur getirmesi dileği ile…

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın