İki haftadır sütunlarınızda Sayın Çakmur ve Sayın Kocaoğlu tarafından yazılan mektuplara yer verilmektedir. Ayrıca bu mektuplarla ilgili olarak şahsınızın yapmış olduğu yorumlar ve çok farklı yönlendirmeler söz konusudur.
Bu cümleden olarak aşağıda maddeler halindeki açıklamaların kamuoyu ile paylaşılıyor olması zaruret haline gelmiştir.
* * *
1) Yazılara konu yer ile ilgili olarak İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından yapılan imar planlarına uygun olarak ihaleye çıkılır iken bugün itiraz edenler nerede yaşıyorlardı?
2) Dünya Ticaret Merkezi-Basmane Proje alanı yasalara uygun bir kamu ihalesi sonucu kazanılırken en yakın ihale teklifi ile aradaki fark yüzde 70 ölçüsünde idi. İhale sonrasında ödenen para bugünün değeri ile 12 milyon dolar olup ( Bu para ile İzmir metrosu ve büyük kanal projesinin bitirilmesine büyük katkı sağlanmıştır ) 37.500m2’lik ve İzmir’in en büyük kapalı alanlı otoparkı taahhüt edilen süreye bakılmaksızın ve bu süreden çok önce inşa edilip teslim edilmiş ayrıca belediyeye mutabık kalınan alanın yapılması taahhüt edilmiş, temel inşası tamamlanmıştır. Ancak üstlenilen iş kat karşılığı inşaat yapma işinden kavram olarak farklı bulunan bir ihalenin üstlenilmesidir. İhtiyaç ve yönlendirme konusundaki irade de tamamen idareye aittir.
3) Malum kişiler, Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmış olan imar planlarına iptal davaları açmışlar, konu ile ilgili veya ilgisiz bazı kişilerin davaları ile birlikte bu davalar söylenildiği gibi tek tarafın lehine değil müteaddit defalar tarafların lehine ve aleyhine tecelli etmiştir.
4) Yerli yersiz açılan bu davalar yazıya konu yerde yatırım yapma arzusu taşıyan kişileri ürkütmüş ve geri adım atmalarına neden olmuştur. Bu çevrelerin 10 binin üzerinde ortağı bulunan yüklenici şirkete karşı bu tavırları katılımcı, paylaşımcı bir sosyal demokrat kimlik ile ne kadar bağdaşabilir? Üstelik bu çevrelerin gösterdiği davranışlar İzmir kentine ve bu kentin insanlarına ve İzmir’in kazanımlarına olan bakış açılarının ne denli paylaşımcılıktan uzak olduğunun açık göstergesidir.
5) Yüklenici firma İzmirlilik bilinci ve sosyal ihtiyacı öne almak sureti ile daha işin başlangıcında hiçbir zorunluluk olmamasına karşın İzmir’in en büyük kapalı otoparkını yaparken Basmane proje arsanın yer tesliminin de bu gün bile tam temin edilmediği noktada ilgi ve sorumluluğunu kamu oyuna göstermiş bulunmaktadır. Üstelik kamu menfaati bu yönü ile başlangıçtan bu yana ticari teamüllerin aksine en üst noktada gözetilmiştir.
6) Bu nedenle bazılarının söylediği gibi kamu menfaati gözetilmediği iddiası söz konusu bile değildir. Bütün bunlar gözetildiğinde ve 10 yıl geriye gidildiğinde arsa değerinin çok üzerinde bir bedel ödendiği ortadadır. Bu sebeplerle kamu ihalesinde bazılarının devamlı olarak ağızlarına sakız ettiği “peşkeş” sözünün Türkçe karşılığı hediye vermek, menfaat sağlamak ise yukarıdaki ödemeler düşünüldüğünde kime ne menfaat sağlandığı ve kime ne hediye verildiği anlaşılacak gibi değildir. Bu menfaatin ne olduğunu ispat edemeyen müfteridir.
7) Bu davranış ve düşüncelerle şehrin 10 yıl boyunca bu utanç çukurunu taşımasına sebep olanlar 2015 EXPO beklentisi nedeniyle şahlanmış kentli istekleri karşısında şapkalarını önlerine koyup bir kez daha düşünmelidirler.
8) Kamu oyunun bilgilendirilmesi amacı ile yapılan açıklamalarda söz konusu alanın yakın çevresindeki emsal uygulamasının 8 olduğu ve karşısındaki Anemon Otel emsalinin ise 1214 olduğu dikkatlerden kasten uzaklaştırılmaktadır.
9) Yazılarda sözü edilen gizli finansör beyanı şirketimizin beyanı olmayıp herhalde müteahhit firmanın kredi temini görüşmeleri kastedilerek sarf edilmiş bir beyan olmalıdır. Yoksa binlerce ortaklı halka açık şirketlerin gizli finansörlerle iş yapması halka açık şirketlerin hukuki gerçeklerine aykırıdır.
10) Yazılarda sık sık geçen kamu yararı konusu da iyi değerlendirilmiş değildir. Bilindiği gibi Belediye Meclisi’nce karar alınarak ihaleye çıkarılan bu kamu parselinde kolektif bir ihtiyacı karşılamak üzere bir organizasyon yaratmak ve bunun sosyal bir önemi olup olmadığını takdir etmek her zaman idareye düşen bir görev olmuştur. Bu bakımdan kamu yararı yasaya ve idari kararlara dayalıdır.
11) Bilindiği gibi gazetecilikte haber vermek, bilgilendirmek başka bir iş; yorum başka bir iştir. Ancak yönlendirmek tamamen başka bir maksada yönelik eylemdir. Gazeteci elbette kişisel yorum yapabilir, kendisine ayrılmış olan köşe böyle bir yorum için tahsis edilmiş ise yaptığı iş doğru olur ama yapılan bu yorum gazetecinin inandığı doğrular yönünde olabilir. Eğer yorum adı altında gerçekleri farklı gösterme çabası var ise bu artık yorum değil bir taraf adına kamuoyu yönlendirmesi sayılabilir.
Tüm hukuksal haklarımızı sonuna kadar saklı tutarak, ülkemizin, şehrimizin ve ortaklarımızın menfaati doğrultusunda haklı davamızın arkasında olacağımızı bir kez daha kamu oyunun bilgilerine arz ederiz.
Saygılarımızla.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.