Karşıyaka İstasyonu “müze” olmayı bekliyor

Karşıyaka’nın kentsel tarihinin yanı sıra Karşıyakalılar açısından büyük önem taşıyan 150 yıllık istasyon binası müze olacak mı? Sorunun yanıtı hala verilebilmiş değil, TCDD’nin yapıyı nasıl değerlendireceğine ilişkin, sıkıntılı bekleyiş hala sürüyor.

Konuyla ilgili gelişmeleri bir hatırlarsak, Devlet Demiryolları’nın mülkiyetinde bulunan tarihi Karşıyaka İstasyonu binasının restorasyonu için ihaleye çıkılmıştı. İhaleyi alan firma, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün olurunu beklemeden tadilata kalkışmıştı.

Mart ayında tarihi binanın içinde restorasyon amacıyla yıkım işlemi başlamıştı. Bir grup duyarlı Karşıyakalı da bu duruma tepki göstererek protesto etmiş, basın açıklaması yapmıştı.

Alelacele bir yıkım

Basın açıklamasında tarihi istasyon binasının kent müzesi olması istemi bir kez daha dile getirilmişti. Açıklamanın ardından harekete geçen Karşıyaka Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri 19 Mart günü çalışmaları durdurmuş, inşaatı mühürlemişti. Mühüre iliştirilen yazıda, mühürün bozulması ve inşaata devam edilmesi durumunda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağını belirtilmişti.

Konuyu yakından izleyen Karşıyakalılar, restorasyon projelerinde kafeterya olarak görünen binanın akıbeti konusunda endişelerini dile getirmişti. Daha önce Karşıyaka Belediyesi’nin tarihi istsyon binasını Kent Müzesi yapma talebine yanıt vermeyen Devlet Demiryolları bu kez de vatandaşların tepkisine duyarsız kalmıştı.

Sosyal medyada sayfa açtılar, imza kampanyası başlattılar

Tarihi Karşıyaka İstasyonu’nun kent müzesi olması için aslında Karşıyakalılar uzunca bir süredir mücadele ediyorlar. Her platformda bunu dile getirmenin yanı sıra e-postalarla, Facebook’ta açtıkları “Karşıyaka tarihi tren istasyonuna sahip çıkıyor” sayfasıyla, basın açıklamalarıyla, Change.org sitesinde açılan imza kampanyalarıyla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Konuyu gündemde tutan Karşıyakalılar tarihlerine sahip çıkıp, istasyon binasının orijinal halini yitirerek bir kafeye dönüşmesini engellemek istiyorlar.

Karşıyaka Karşıyaka Kent Kültür Dergisi’nin sahibi, yayıncı, araştırmacı ve “doğuştan Karşıyakalı” meslektaşımız Tufan Atakişi de bu mücadelenin önemli bir halkası konumunda. Karşıyaka’da uzun yıllardır yayımlanan dergisinde konuyu sürekli işliyor. Derginin okur platformu KAROK’ta da bir kampanya başlatmışlar. Kampanyanın dergide yer alan duyurusunda Karşıyaka’nın geçmişini ifade edecek bir kent müzesi bulunmadığı belirtilmiş. İlçenin eğitim, kültür, sanat ve spor alanlarındaki tarihini anlatacak, kent tarihiyle ilgili her türlü bilgi, belge ve objenin yer alacağı bir Kent Müzesi’nin kurulmasının zorunlu olduğu dile getirilmiş. Bu gereklilik doğrultusunda Karşıyaka Kent Müzesi için en uygun mekanın tarihi Tren İstasyonu binası olduğuna dikkat çekilmiş.

“Kentin belleğinde yer alan tarihi yapılardan birinin daha yok olup gitmemesi için ne yapabilirim?” diye düşündüm, harekete geçtim. Göztepe’den Metro’ya, Halkapınar’dan İZBAN’a binip Karşıyaka’ya ulaştım. Tufan Atakişi’yle istasyon binasının çevresindeki çay bahçelerinden birinde oturduk, söyleştik.

İZBAN istasyonundan çıktığınızda, sizi olanca sevimliliğiyle tarihi Karşıyaka İstasyonu karşılıyor. Son günlerde yapılan yıkımlar nedeniyle oldukça yaşlı ve yorgun görünüyor. İnternette fotoğraflarını gördüğüm eski binadan eser yok. İstasyon binasının açıldığı ilk yıllarda ahşap sundurmalarda bulunan işlemeler, kepenkler çoktan yok olmuş. Hatta son yıllardaki fotoğraflarda görülen sundurmalar bile yıkılmış istasyon binasında. Bir gece vakti ansızın girişilen restorasyon çalışması nedeniyle sökülen kapıları, pencere pervazları binanın bakımsız arka bahçesine yığılıvermiş.

Tüm yorgun ve yıpranmış haline karşın taş binanın dimdik ayakta durduğu görülüyor. Tipik bir gar yapısı olan binanın çevresindeki kafeler cıvıl cıvıl. Binanın müzeye dönüştürülmesi, TCDD’nin prestijini de koruyacak bir girişim olabilecekken, istasyon binasının neden kafeterya yapılmak istendiğini anlamak zor. Çünkü çevrede çok sayıda kafeterya, restoran ve kahvehane var zaten.

Tufan Atakişi, konunun takipçisi olduklarını ve Karşıyakalıların önümüzdeki günlerde gelişmeler doğrultusunda yeniden bir araya gelip toplantı yapacağını belirtiyor. “Karşıyaka Belediyesi’nin bu binanın müze olması için başvurusu var aslında. Ancak Anıtlar Kurulu’na verilen projede TCDD burayı kafeterya olarak planlamış. Yaptığımız basın açıklaması üzerine şimdilik Karşıyaka Belediyesi tarafından tadilat durduruldu” diyor.

Tepkilerin ardından istasyon binasının önüne çevre güvenliği için demirler konulup, perdeler çekilmeye başladığını anlatan Atakişi, binanın ön yüzüne yeni asılan bir tabelayı gösteriyor. Tabelanın üzerinde eskiden istasyon binası olarak kullanılan ve kafeterya yapılması planlanan E Blok’taki yapının kafe, restoran, müze olarak düzenleneceği belirtiliyor. Tabelada yer alan bilgiye göre İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 14 Şubat 2013 tarihli 1053 sayılı kararı uyarınca gerçekleştirileçek Karşıyaka Tren İstasyonu ve müştemilatına ait restorasyon bakım onarım ve çevre düzenlemesi işi 1 milyon 399 bin 22 lira 30 kuruş bedelle ihale edilmiş.

Peki yeni bir proje mi var ortada ki, bu tabelada böyle bir “müze eklentisi” yer almış? Atakişi, sorumu “Bunu biz de bilmiyoruz ve çok merak ediyoruz. Müze ile ilgili olarak projede bir değişiklik yapıldı mı, açıklanmıyor. Buraya bu tabela asıldı, ama açıklama yapılmamış olması bizi rahatsız ediyor” diye yanıtlıyor.

Tabelada yer alan bilgilere göre, 20 Şubat 2014 tarihinde başlayan çalışmaların 270 günde bitirilmesi planlanıyor. Karşıyaka Gar Binaları’nın mimari projesini ETM Mimarlık firmasının sahibi Etem Ülkütaş üstlenmiş. Firmanın web sitesinde “Karşıyaka Gar binaları rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri tamamlanmıştır. TCDD tarafından yürütülen proje kapsamında mevcut tescilli yapılar müze, restoran, kafeterya ve çay bahçeleri olarak düzenlenecektir” bilgisi yer alıyor.

Karşıyaka’nın kalbi konumundaki tarihi istasyon binası yaklaşık 150 yıldan bu yana Karşıyaka’ya hizmet ediyor. 2008 yılında Karşıyaka Belediyesi tarafından restore edilen Latife Hanım Köşkü’ne oldukça yakın konumdaki binanın Kent Müzesi’ne dönüştürülmesi ilçede önemli bir cazibe merkezi daha yaratacak.

Önümüzdeki günler Karşıyakalılar için hareketli geçecek görünüyor. TCDD 3. Bölge Müdürü Selim Koçbay’ın “Restorasyon çalışmaları devam edecektir” diye kısa ve öz açıklamaları kuşkusuz Karşıyakalıları rahatlatmıyor. Öte yandan seçimleri yüzde 72 gibi oldukça yüksek bir başarıyla tamamlayan Karşıyaka’nın yeni Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın konuya yaklaşımı da merakla bekleniyor.

Karşıyaka İstasyonu’nun anılarıyla birlikte yaşayan ve yaşatılan Kent Müzesi’ne en kısa sürede dönüşmesini dileyelim.

***

Karşıyaka’da demiryolu tarihi

Karşıyaka’da demiryolu ulaşımının kısa tarihi, Karşıyaka Belediyesi Yayını olan ve Engin Berber ile Erkan Serçe’nin kaleme aldığı “Karşıyaka Tarihi” kitabında şöyle anlatılıyor:

“1894 yılına ait bir kayda göre Karşıyaka, bir başka İzmir banliyösü olan Bornova ile birlikte 20 Temmuz 1865’de demiryoluna kavuştu. 1894’de bir Fransız ortaklığına satılan şirket, İzmir Kasaba Demiryolu ve Temdidi Osmanlı Şirketi adını aldı. Uzun süre Karşıyaka’ya ulaşımın ana aracını kontrolü altında bulunduran şirket, 1880’lerden itibaren Karşıyaka için özel tren seferleri düzenlemeye başladı.

Ancak 1884’de Hamidiye Vapur Şirketi’nin düzenli vapur seferleriyle birlikte müşterilerinin büyük kısmını kaybetti. Bu nedenle bir süre Karşıyaka seferlerini durduran şirket, 1898’de büyük indirim uygulamasına karşın vapurlara yönelen rağbeti önleyemedi. Yine de demiryolu, Karşıyaka’nın en önemli ulaşım aracı olarak varlığını korudu.

Sadık Kurt’un saptamasına göre ulaşım araçlarında kombine sistem uygulaması, ilk kez tren-tramvay bağlantısıyla Karşıyaka’da uygulandı. 21 Ağustos 1903 günü kent içi ulaşımdaki bu ilk entegre sistemi, İzmir Kasaba Demiryolu ile Temdidi Osmanlı Şirketi ve Kordon Darağaç Tramvay Şirketi birlikte gerçekleştirdi. Bu uygulamada yolcular tek biletle Tomazo, Papaz, Karşıyaka, Alaybeyi, Aya Triada, Bayraklı, Salhane ve Panaya istasyonlarından trenle Halkapınar’a geliyor, oradan atlı tramvayla Konak’a geçiyorlar, sonra da aynı yöntemle evlerine dönüyorlardı…

1934’de devletleştirilen hat, TCDD bünyesine katıldıktan sonra yapılan yeni düzenlemelerle kara geçmeye başladı. Ancak otomotiv sektöründeki gelişmeler ve ilerleyen yıllarda hükümetlerin demiryollarını önemsemeyen politikaları, önce yolcu sayısının düşmesine, ardından sefer sayısının azaltılmasına yol açtı. 1990’larda banliyö hatlarından elde edilen gelir, giderlerin yarısını bile karşılayamaz hale gelmişti.”

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın