“Kırmasaydım” diyebilmek…

Yerel seçimlerin üzerinden henüz üç ay geçmişti,1977 yılından 1980 asker darbesine kadar uzanan dört yıl boyunca Türkiye İşçi Partisi’nde birlikte siyaset yapmıştık Ahmet Piriştina ile ve o sabah kabus gibiydi. 2004 yerel seçimleri yapılmış Piriştina bir kez daha başkanlığa seçilmişti. Aylar gün gibi geçtiği için 15 Haziran sabahı olmuştu bile.Meslektaşım ve bir dönem Konak’ta belediye başkanlığı görevini başarıyla yürüten Erdal İzgi ile laflıyorduk telefonda.
Erdal İzgi.birden bire, “Işık ben seni ararım” dedi.
Aramayınca merak ettim. Erdal İzgi’yi aramaya hazırlanırken Nil Kuyumcu diğer hatta beni arıyordu.
-Abi duydun mu Piriştina ölmüş diyorlar, kamera şakası gibi ya!
15 Haziran 2009…
Beş yıldır yatıyor toprağın altında.
Seneler ne kadar hızlı geçiyor değil mi?
30 Ağustos 1970…
O sabah erkenden uyandım. Babam bizi denize götürecek. Hava daha sabahtan çok sıcak.
Babam, “Çocuklar ben arkadaşımın oğlunun sünnetine gidip hemen geleceğim. Gelir gelmez gideriz” dedi.
Aşırı sıcak bir hava,sünnet,yemek ve biraz alkol.
Babam akşam geç saatlerde geldi. İzin alıp arkadaşlarımla fuara gittim henüz 13 yaşındaydım.
Eve döndüğümde kapının önü kalabalıktı.
30 Ağustos 2009…
Babam 39 yıldır toprağın altında yatıyor, 48 yaşından beri hem de…
Örsan Abi (Öymen) gazeteye (Milliyet) sabah erkenden geldi. Genç gazeteciler olarak çevresine kümelendik. Tatlı anılarını dinledik.Öğleden sonra Bodrum’a yolcu ettik.
Beş gün sonra Bülent Demirsoy ile birlikte Üniversitenin morguna gittik. Görevli çekmeceyi araladı. Bülent ile birlikte, “Örsan abi” dedik..
22 Temmuz 1987 kalp krizi..
22 Temmuz 2009…
49 yaşından beri toprağın altında yatıyor.
Genç ölümler,erken ölümler ve zamansız ölümler.
Deniz Orhon’a ne demeli.
1987 yılında doğumunu biliyorum. Figen ve İsmet ne kadar sevinmişti. Sonra İsmet tutturdu.
“Kız çocuğu istiyorum” diye…
Sanki on yıl önce içine mi doğmuş ne…
Akşam yattılar öğlende oğlunu uyandırmaya gitti. Buz gibiydi ve 22 yaşındaydı henüz.
Bu sabah güne keyifli başladım.
Kent yaşama ağırlıklı olarak gezi yazıları gönderiyorum. Üç beş aydır çeşitli nedenlerle gezemiyoruz.
Bir şeyler yazmak istedim. 15 Haziran takıldı aklıma Ahmet Abi’yi anmak istedim,ölümünün beşinci yılında.
Örsan abi geldi aklıma nedense, Temmuz ayı da yakındı ya!
30 Ağustos 1970, babam gideli çok olmuş.
Sonra genç ölümler…
Erken gidenler,
Aytaç, Celal, Emre ve diğer dostlar…
Onları ananlar da gittiğinde.
Kalanlar bizleri.
Yaşam sürüp gidecek milyar yaşındaki dünyada toz zerresi kadar kalıp gitmek.
“Ya! Keşke kırmasaydım” demeden…
Yaşayabilmek…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın