Biraz daha büyüyünce yemek masası sohbetlerde hep küçük sesle anılan adını duydum sevdim.Anladım dedem olmadığını ama dedem kadar çok sevdim.
Yüreğime dokunan şiirlerini, aşklarını, kadınlarını, hasretlerini kendim okumaya başlayınca daha çok sevdim..Hiç kimseyle paylaşmadım kitaplarını ve hiç kimseyle ne Onu ne Onun edebiyatını tartıştım.Gerek duymadım.
Ne yalan söyleyeyim en çok aşkı anlatışını sevdim.En çok Ondan öğrendim sevdiğini kıskanmasını ve en iyi O öğretti aşkın ayıp olmadığını Aşık oldukça , aşk acısı çektikçe ve anlatamadıkça derdimi kimselere Onu daha da çok sevdim.
Bugün 15 ağustos Ne doğum günü ne de ölüm yıldönümü.Bugün vatandaşlıktan çıkarılışının 55.yıldönümü Bundan tam 55 yıl önce Adnan Menderes başbakanlığında ki 20. hükümetin bakanlar kurulu kararı ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı .Hasretlerine hasret katarak yaşadı sonrasını.
Tüm dünya Onu Türk Şairi olarak kabul etti.Yüzyılın en büyük şairi olarak tarihte ki yerini aldı.Arşivlerin tozlu çekmecesinde saklı vatandaşımız olmadığı.Bugüne kadar pek çok kişi ve kurum tarafından yeniden vatandaşlığa alınması için çaba sarf edildi.Yanılmıyorsam en son Hakkı Ülküydü bu konuda emek gösteren ama yine olmadı..Amacım siyaset yapmak değil ki yapamam zaten.Sadece 15 Ağustos tarihini görünce aklıma geldi.Tıpkı Onun da dediği gibi ;
Ben, bir insan,
Ben Türk şairi komünist Nazım Hikmet ben,
Tepeden tırnağa iman,
Tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret ben
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.